English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hanoi

Hanoi traduction Espagnol

153 traduction parallèle
Bana Hanoi'de okuduğum bir öyküyü hatırlatıyorsun.
Me recuerdas a un personaje de Bel Ami. Lo leí en Hanoi.
1965'de, Hanoi'yi görüşmelere zorlamak için büyük bir kederle pilotlarıma Kuzey Vietnam'ı bombalamalarını emrettim.
En 1965. Para obligar a Hanoi a negociar ordené, con pesar, a mis avidores bombardear el norte de Vietnam.
Büyük bir bombardımandı ancak Hanoi görüşmeleri reddetti.
- ¿ Y entonces? - Fue fantástico. Pero Hanoi no negoció.
1966'da, yine büyük bir kederle Pilotlarıma Haiphong'u ve Hanoi'yi bombalama emri verdim.
En 1966. Otra vez con pesar, ordené a mis avidores bombardear Haiphong. Y Hanoi.
Büyük bir bombardımandı ancak Hanoi görüşmeleri reddetti.
Fue formidable, pero Hanoi no negoció.
Çok büyük bir bombardımandı, ancak Hanoi yine görüşmeleri reddetti.
Fue grandioso, pero Hanoi no negoció.
1967'de, Hanoi'i görüşmelere zorlamak için ve yine büyük bir kederle pilotlarıma Pekin'i bombalama emri verdim.
En 1967. Para forzar a Hanoi a negociar con gran pesar le ordené a mis aviadores bombardear Pekín.
Çok büyük bir bombardımandı ama Hanoi yine görüşmeleri reddetti.
Formidable, pero Hanoi no quiso negociar.
Başkan Johnson diyor ki, Hanoi artık anlamalı sabrımın bir sınırı var.
El presidente Johnson dice : Hanoi debe darse cuenta de que su paciencia tiene límites.
Macar yüzücüleri Los Angeles'daki yüzme havuzlarına davet ediyor. Çek kemancıları da Boston Senfoni Orkestrası'yla çalmaya davet ediyor. Romanya ve Polonya'da fabrikalar kuruyor.
Invita a los nadadores hungaros a Los Ángeles y a los violinistas checos a tocar en Boston ; construye fábricas en Rumania y en Polonia, mientras destruye las de Hanoi.
Evim Hanoi'de.
Mi casa está en Hanoi.
Hanoi'ye taşınmadan önce bile Lin'e daha arkadaşça bir ilgisi vardı.
Antes de vivir en Hanoi Ti tenía interés amoroso en Lin.
Hanoi radyosu, Birleşik Devletlerle Kuzey Vietnam arasındaki anlaşmanın Vietnam Savaşı'na son verdiğini bildirdi.
Radio Hanoi anuncia el acuerdo EE.UU.-Vietnam del Norte... para acabar con la guerra de Vietnam.
"64.000 dolar için..." "... Hanoi'nin bombalanması moralleri düşürmek için tasarlandı... "
Por 64 000 dólares el bombardeo de Hanoi lesionó la moral...
# Profesör Henri Laborit... #... 21 Kasım 1914, Çinhindi, Hanoi doğumlu.
Profesor Henri Laborit, nacido el 21 de noviembre de 1914 en Hanoi, Indochina.
Bu adamlar Vietnam Savaşı bittikten dört gün sonra Hanoi Bankası'nı soydular.
Estos tipos asaltaron el Banco de Hanoi cuatro días después de que acabó la guerra de Vietnam.
Smith, Baracus ve Peck'i Hanoi Bankası işi için paraşütle atlayacakları yere sen götürdün ve bence bugün hâlâ onlar için çalışıyorsun.
Transportó a Smith, Baracus y Peck cuando asaltaron el Banco de Hanoi, y aún trabaja con ellos.
Hanoi Bankası'nı soymak.
Por robar el Banco de Hanoi.
Hanoi Bankası'mı?
¿ El Banco de Hanoi?
Savaşı yeniden başlatıp, Hanoi'i bombalamak mı istiyorsun?
¿ Quiere que empecemos la guerra otra vez, quiere bombardear Hanoi?
Eğer Hanoi'deki bankayı hükümet göreviyle soyduğunuza dair iddianızı desteklerse sen ve adamların özgürsünüz.
Bueno, si él apoya lo que ustedes dicen que estaban en una misión del gobierno cuando robaron aquél banco en Hanoi, usted y sus hombres son libres.
O zaman, Hanoi'deki bankayı emir altında soyduğumuzu doğrulayabilir.
Entonces podría testificar que el robo al banco de Hanoi fue por ordenes.
Hanoi için ayrıldığımızda, Morrison hala nefes alıyordu değil mi?
Cuando nos fuimos a Hanoi, Morrison aún respiraba ¿ verdad?
Albay Morrison bana, Smith, Peck ve Baracus'un Hanoi Bankası'nı soymayı planladıklarını keşfettiğini söyledi.
El Coronel Morrison me dijo que había descubierto que Smith, Peck y Baracus planeaban robar el Banco de Hanoi.
Sanıkları bahsedilen Hanoi bankasına uçurdum ve sonra, aldığım emir gereği geri döndüm. Akşamın geç saatlerinde Albay'a...
Transporté a los acusados al Banco de Hanoi, luego regresé, como se me ordenó, esa noche a la oficina del Coronel...
Albay Smith, bize Hanoi Ulusal Bankası'ndaki görevinizden bahsedebilir misiniz?
Coronel Smith, ¿ podría contarnos acerca... de su misión en el Banco Nacional de Hanoi?
Hanoi bankasını soymak son derece tehlikeli bir şey gibi görünüyor.
Parece algo totalmente peligroso robar el Banco de Hanoi.
Hanoi sokaklarının dolu olacağını biliyorduk.
Sabíamos que las calles iban a estar atestadas.
Hanoi Bankası'nın bilançosunda kayıp 50 milyon piaster gözüküyor.
Una auditoria del Banco de Hanoi muestra una pérdida de 50 millones de Piasters.
Hannibal Hanoi'de benimle birlikteydi.
Hannibal estaba conmigo en Hanoi.
Hepiniz Hanoi'deydiniz.
Todos estaban en Hanoi.
O zaman neden A Takımı'nı Hanoi Bankası'nı soymaları için gönderdi?
¿ Entonces por qué envío al A-Team a robar el Banco de Hanoi?
Hanoi'deki bankayla ilgili şu meşhur görev hakkında sizin yorumunuzu anlatabilir misiniz bize?
¿ Nos daría su versión sobre la famosa misión... en el Banco Nacional de Hanoi, señor?
Bu Hanna Hanoi!
Hanna de Hanoi.
- Hanoi Hanna.
- Hanoi Hannah.
Hanoi'de basın yayın mensuplarının askeri sistemimize... gölge düşürmesine izin verilmiyor.
En Hanoi... no permiten a los diarios ni a la TV que pongan dudas... en el sistema militar.
Zaten kazanmak için savaşmıyorlar. Sadece Hanoi'yi bombalayıp çocukları oradan çekmeleri gerekir. Dört numaralı top, köşeye.
En mi opinión... deberían bombardear Hanoi y exterminarla... y sacar a nuestros muchachos de allá.
... Hanoi Hilton'dan bildiriyorum.
Informando desde el Hanoi Hilton.
Bildiğiniz gibi Amerika'nın Laos'taki katılımı 1962 yılında, Hanoi, Pekin ve Sovyetler tarafından kabul edilen anlaşmalara uygun olarak kurulan tarafsız hükümetin talebine bağlıdır.
La participacion de Estados Unidos en Laos se produce a peticion del gobierno neutral que se estableció en acuerdo con los acuerdos de 1962, que fueron aprobados por Hanoi, Pekin, y la URSS
Hanoi ve Haiphong çevresinde en azından 850 tane uçaksavar ve füze yatağı var.
Allí hay al menos 850 baterías antiaéreas y lanzamisiles alrededor de Hanoi y Haiphong.
Bunlar, Hanoi hava savunmasını dünyadaki en zorlu olan yapıyor.
Estas cosas hacen que la defensa aérea de Hanoi sea muy dificil de vencer.
Düzlük alanlarda, Hanoi çevresindeki 50 km'lik alanda...
Es solo cuando desciendes al delta y a las llanuras, en ese anillo de 60 km alrededor... de Hanoi, es... es jodido.
Hanoi temsilcileri mesajımızı boş bir zarfta geri gönderdi.
Los representantes de Hanoi devolvieron nuestro mensaje en un sobre.
Oradan alıp Hanoi'ye taşıyorlar.
Las sacan de allí, y las llevan hasta, acá en Hanoi.
Bu kadar. Hanoi'deki bir İsveç kameramanı Amerikan hava korsanlarının düşürülmeleri ile ilgili bu kutlama görüntülerini çekti.
Unos periodistas suizos en Hanoi, Vietnam del Norte grabaron éste video de la celebración of sorts, conmemrorando el derribo de los aeropiratas americanos.
Bir saat önce Hanoi'den Fransız bir gazeteci.
es un periodista francés, en Hanoi hace una hora.
Sizler Hanoi'deydiniz!
Estaban en Hanoi, o no eran ustedes?
Hanoi istasyonunda tutuklamadılar onu.
No la arrestaron en la estación de Hanoi.
Jane Fonda Hanoi'ye gitmişti ya?
¿ Recuerdas a Jane Fonda en Hanoi? .
Fransız sahipler uzakta, Saygon, Hanoi veya Paris'teler.
Los gobernadores franceses están a gran distancia en Saigñon. Hanoi o París. pero en Ky La.
Hanoi'yi bombalamak istiyorsun.
Quieres bombardear Hanoi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]