English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hasta olacaksın

Hasta olacaksın traduction Espagnol

460 traduction parallèle
Geceleri, ıslak toprak üzerinde yatıp durursan hasta olacaksın.
Se va a resfriar, tumbado de noche en una carretera húmeda.
En iyisi bu ıslak giysileri çıkar. Hasta olacaksın.
Será mejor que te pongas algo seco o enfermarás.
Defolun şuradan, hasta olacaksınız.
Marchaos, o cogeréis frío.
O kadar çok su içme. Hasta olacaksın.
No bebas tanta agua, te pondrás enfermo.
Hasta olacaksın dedim.
¡ Te pondrás enfermo!
Hasta olacaksın.
Vas a ponerte enferma.
Yine hasta olacaksın. O da kim?
Pescarás un resfriado otra vez. ¿ Quién es?
Hasta olacaksın Esther.
Esther, te vas a enfermar.
Hasta olacaksın.
Te vas a resfriar.
Hasta olacaksın şimdi.
- Te vas a resfriar.
Roger, hasta olacaksın. Üstün sırılsıklam.
Quítate el jersey, estás mojado.
Yine hasta olacaksın.
Sabes lo enfermo que te pones.
Radyasyon içine işlediği zaman hasta olacaksın.
Lo que pasa con la radiación es que uno enferma.
- Hayır, hasta olacaksın!
- ¡ Te resfriarás, Giovanna! ¿ Qué haces?
Hasta olacaksınız.
Se va a poner enfermo.
- Hasta olacaksın ama...
- Vas a ponerte enferma.
Hasta olacaksın ve yine başın ağrıyacak.
Vas a resfriarte y te dolerá la cabeza otra vez.
Hasta olacaksın.
Vas a coger frio.
Hasta olacaksınız.
Puede agarrarle pulmonía.
Hasta olacaksın sonra.
Enfermarás. - Dije que te vayas.
Bu düşünceler üzerinde derin derin düşünmeye devam edersen hasta olacaksın.
Acabaréis enfermo si continuáis inquietándoos por tales pensamientos.
Hasta olacaksın, tut onu öyle.
Te enfermarás - déjala.
Ben aksini söyleyene kadar benim değil onun hizmetkârı olacaksın.
Hasta que te diga lo contrario... eres su sirviente, no el mío.
Ona kadar sayacağım, gözlerimi açtığımda gitmiş olacaksınız.
Yo contaré hasta 10 y cuando me quite la mano... ya no la veré más.
Umarım sana bir ev bulana kadar bizimle kalmaktan mutlu olacaksın...
Espero que disfrutes de tu estancia aquí... hasta que te encontremos una casa.
Giderek daha da kötü olacaksın, ta ki bir tımarhanede ölene kadar.
¡ Y empeorarás hasta que mueras, delirando en un manicomio!
Yavaşça, damla damla kanın vücudundan çekilecek. Sonuna varıncaya kadar, geçen her saniyenin farkında olacaksın.
Lentamente, gota a gota... la sangre hubiera ido saliendo de su cuerpo... y usted hubiera estado consciente hasta el final.
Bir kaç aya kadar hareketlerinde tümüyle serbest olacaksın...
Podrás moverte hasta un par de meses antes de...
Buna gece yarısına kadar sahip olacaksın, sonra...
Tienes hasta media noche. Después...
San Dimas'a gidene kadar, çok iyi bir sürücü olacaksın, evlat.
Hasta que lleguemos a San Dimas, serás el conductor mayor, hijo.
- Dikkat et. Hasta olacaksın.
¡ Cuidado!
Büyüdüğünde iyi ve güçlü bir kadın olacaksın.
Vas a crecer hasta hacerte un mujer fuerte y bella...
Kodese tıkılana kadar başımıza bela olacaksın.
Quieres molestarnos hasta que te encerremos.
Yangın bu kata çıkmadan yardım çağırmayacağım ve sen o sırada uzaklarda olacaksın.
No pediré auxilio hasta que Ias llamas lleguen aquí. Y tú debes estar lejos.
Ama, şuna memnun olacaksınızdır ki bu tren yolu hattının tamamlanması hasta ve sakatlarımızı yeni kampa trenle taşımamızı sağlayacak.
Pero les alegrará saber que este tramo del ferrocarril nos permitirá que los enfermos y lisiados vayan en tren hasta el nuevo campo.
Eğer onları takip edersen sonsuz zamana sahip olacaksın.
Si no los expulsan, los tendrás encima de ti hasta el fin del mundo.
Üçe kadar saydığımda, derin hipnotik durumda olacaksınız.
Cuando cuente hasta tres, entrará en un estado de hipnosis profundo.
Bu iş bitene kadar, kemik çerçeveli gözlüklü... uslu bir ev kadını olacaksın.
Hasta que no acabe el juicio, vas a ser un ama de casa sumisa... con gafas redondas.
Muhabirler ortaya çıkana kadar, polis kontrolünde olacaksın.
Seguirás vigilado hasta que aparezcan. Un momento.
Sağlığına kavuştuğunda paranın tamamını almış olacaksın. Sonra da mecburiyetlerden muaf, özgür bir adam olarak Floransa'ya dönebilirsin.
Te digo que tu pago completo hasta que sanes... cuando puedes volver a Florencia libre de obligaciones y preocupaciones.
Ürdün boyunca, babanızın Machaerus'daki sarayına kadar Romalı askerlerin koruması altında olacaksınız.
Mañana una guardia romana te ayudará a atravesar el jordán hasta el palacio de tu padre en macabeos.
O zamana kadar hademe olacaksınız Doktor Engel.
Hasta entonces, será un portero aqui... "Dr." Engel.
Son durağa varıncaya dek benim sorumluluğumda olacaksınız.
Estarán a mi cargo hasta que lleguemos a nuestro destino.
Ben ayağa kalkana kadar buralarda olacaksın, değil mi?
Te vas a quedar hasta que pueda volver a andar, ¿ verdad?
Konuşuncaya kadar, sorgu altında olacaksınız, takip edileceksiniz ve itiraf edinceye kadar peşinizde olacağız.
Hasta entonces, la interrogarán la seguirán y la acosarán.
Öldüğün güne kadar bu adam mı olacaksın?
¿ Serás así hasta la muerte?
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklattığımda 5 yaşında olacaksın.
Otros cinco años, y cuando cuente hasta tres y chasquee los dedos tendrá usted cinco años.
Göreceksin, bir ay içinde zıplayıp dansediyor olacaksın
¡ Anímate! Ya verás como dentro de unos días, podrás brincar y hasta bailar unas malagueñas.
Yanında olacağız, korumamız altında olacaksın ve katiller yakalanana dek seni gözümüzün önünden ayırmayacağız.
Nosotros estaríamos a su lado, Ud. estaría alerta y no la dejaríamos sola hasta atrapar al asesino.
Ölene kadar çok mutlu olacaksınız.
Hasta que muera, será muy feliz.
Ülkeyi terk edene kadar onun emir ve komutasında olacaksınız.
Estarán bajo sus órdenes hasta que salgan del país.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]