Heyecanlanmayın traduction Espagnol
118 traduction parallèle
Bayanlar ve Baylar, lütfen heyecanlanmayın.
No se asusten..
Heyecanlanmayın.
No se alarmen.
Majesteleri, lütfen bu kadar heyecanlanmayın.
Majestad, os ruego que no os excitéis.
Heyecanlanmayın.
No estemos nerviosos.
Heyecanlanmayın.
No se alteren.
Heyecanlanmayın.
No os pongáis nerviosos.
Heyecanlanmayın.
No se altere.
Lütfen heyecanlanmayın.
Por favor, no se altere.
Heyecanlanmayın.
Tengan calma.
Fazla heyecanlanmayın, çünkü gitmeyeceğim.
No te entusiasmes porque no voy a ir a esta cosa.
- Heyecanlanmayın.
- Vamos, no se excite.
Heyecanlanmayın mademoiselle. Ne okuyacaksınız?
No se ponga nerviosa. ¿ Qué va a recitar?
- Pekala efendim heyecanlanmayın.
Está bien, señor. No te alteres.
Hayır. Heyecanlanmayın hemen. Bildiğim bir şey varsa o da onun çok iyi biri olduğudur.
Todo... lo que yo... recuerdo... es que él era tan, tan bueno.
Heyecanlanmayın.
Cálmese.
- Heyecanlanmayın.
- No se ponga nerviosa.
Hemen heyecanlanmayın. Bazı şartlarım var.
No hagáis disparates.
Heyecanlanmayın öyle hemen.
No tan deprisa, hay algo más.
- Heyecanlanmayın lütfen, sakin olun!
No se excite, cálmese.
- Ne? Bu kabul edilemez. - Heyecanlanmayın, Vali Bey.
- No se altere, Gobernador.
Heyecanlanmayın yüzbaşı, sadece sordum.
No se altere, capitán. sólo era una pregunta.
- Lütfen heyecanlanmayın.
- Por favor no se excite.
- Heyecanlanmayın.
- No se ponga nervioso.
- Heyecanlanmayın.
¡ No te entusiasmes!
Heyecanlanmayın beyler!
No os excitéis, señores.
Heyecanlanmayın.
Pórtese con indiferencia.
Pekala heyecanlanmayın.
No pasa nada.
Heyecanlanmayın, Komutan. Daha iyi misiniz?
No se ponga nervioso, Comendatore ¿ Se siente usted mejor?
Heyecanlanmayın Bay Stiller.
Se lo digo otra vez, Sr. Stiller :
Heyecanlanmayın. - Dinlenmeniz gerekiyor.
No debe agitarse, necesita descansar.
- Heyecanlanmayın, söz vermedim.
No te excites.
- Lütfen heyecanlanmayın.
- Por favor no se altere.
Henüz hiç kimse paradan söz etmedi. Heyecanlanmayın.
Nadie ha mencionado el dinero aún, ¡ no se pongan nerviosos!
Lütfen heyecanlanmayın.
Resten en calma.
Heyecanlanmayın.
No se pongan nerviosos.
O kadar da heyecanlanmayın ki aşağıda yapmanız gerekenleri unutmayasınız beyler.
[AG / LMP] Es solo para ustedes muchachos, no se emocionen demasiado... y olvidarse de su trabajo allí abajo.
Heyecanlanmayın. Şimdi bulurum.
No se preocupe, sé que la he traído.
Brillhoffer'ın notlarını görene kadar çok fazla heyecanlanmayın.
No os ilusionéis hasta que veamos las notas.
Daha Baba mezara Konmamışken çok heyecanlanmayın.
Tendremos más emoción vigilando la tumba de Grant.
İşte bu. Heyecanlanmayın.
No se pongan nerviosas.
Heyecanlanmayın!
No hay razón para alterarse.
Heyecanlanmayın bayım.
Ay, señor, estad tranquilo :
Hayır. Fazla heyecanlanmayın.
No, no se entusiasmen tanto.
Fazla heyecanlanmayın ama çalışmalarınız, çektiğiniz acılar... buna değecek.
No se emocionen pero todo su trabajo sufrimiento y sacrificios valdrán la pena.
Fazla heyecanlanmayın beyler.
¡ No se emocionen, muchachos!
- Toki, o çatıda. - Sakın heyecanlanmayın.
Toki, está en el techo.
Hey, beyler, hemen heyecanlanmayın.
- Dejen el mal humor, caballeros.
Heyecanlanmayın...
No estés nerviosa.
Heyecanlanmayın.
- No se altere.
Heyecanlanmayın.
No se impaciente.
Bu kadar heyecanlanmayın canım.
No tienes que molestarte.