English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hole

Hole traduction Espagnol

309 traduction parallèle
Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.
Desde la frontera hasta Jackson's Hole.
Eski araba yolu üzerinden Pike's Hole'a gidiyorlar.
- Por el antiguo sendero de Pike's Hole.
- Pike's Hole.
- Pike's Hole.
- Bu adam da Pike's Hole'dan.
- Este caballero es de Pike's Hole.
Ama herhalde Pike's Hole, gidip kontrol edemeyeceğiniz kadar uzakta değil.
- Tal vez. Pike's Hole no queda tan lejos como para que no vayan a comprobarlo.
- Ya da beni Pike's Hole'da birilerine sorun.
O pregunten en Pike's Hole. Muy gracioso.
Pike's Hole'den, Larry Kinkaid'in yanından geliyorum, doktor oradaydı.
Acabo de dejar a Larry Kinkaid con el médico en Pike's Hole.
Orada değildim. Teyzen hole girince evden çıkıp gittim.
Me fui cuando tu tía entró.
Bunun üzerine Warren, yani Bay Attinger, önüme atladı... ve ben de bağırarak hole koştum... sonra da bayıldım ve her şey karardı.
Entonces él saltó delante de mí, Warren, el Sr. Attinger... y salí corriendo al pasillo chillando... y me desmayé y todo se volvió negro.
Oysa Bay Finsbury doğruca hole baktı.
Sin embargo, el Sr. Finsbury fue directo al agujero.
Kitt's Koyu'nda demirli bir sandalları varmış efendim.
Tenían un barco en Kitts Hole, señor.
Biraz bekledikten sonra hole baktım. Kimse yoktu.
Entonces, después de un rato, he salido al pasillo y no había nadie.
Arka hole, daha önce bulunduğun yere saklanabilirsin, ve önce onları buraya sokacağım, ve o sırada sen kaçabilirsin.
Escóndete detrás, donde estabas antes. Les traeré aquí primero y, entonces, te escapas.
Hole çıkabilir miyiz?
- ¿ Le importaría salir al pasillo?
- Gölgeler Şehrine.
- A Hole in the Wall.
Gölgeler Şehri.
Hole in the Wall.
İzimizi kaybettirip Gölgeler Şehrinde buluşacağız.
Nos encontraremos en Hole in the Wall.
Gölgeler Şehri zapt edilemez.
Hole in the Wall es impenetrable.
Hole doğru çevir. Çabuk!
Allí, apunta al pasillo. ¡ Rápido!
Odasının dışındaki hole 2 adam koydum.
Dos hombres vigilan su habitación.
Fayanstaki bu delik, bu iz ne?
I mean, what caused this hole? .
Oh, Jackson Hole'da 60 ya da 70 olduğunu tahmin ediyorum.
Imagino que 60 ó 70, en todo el condado de Jackson Hole.
Ben, Hole.
Halk!
Hey, Hole!
Oye, Halk.
Sizinle bir sorunum yok Hole.
Yo ni me molestaría por ti, Halk.
Yoksa Saxon'u öIdüren Hole'mu?
¿ Halk mató al patriarca?
- Big Hole.
- Big Hole.
Tamam Big Hole.
Big Hole.
Koca Delik Dağları değil mi?
Las montañas Big Hole, ¿ no?
Burada Brown's Hole'da mola verip atları sulasak iyi olur.
Vamos a parar aquí, en Brown's Hole, para que beban los caballos.
Tom, Brown's Hole'daki bu küçük hadise... burada neler çektiğimiz hakkında sana bir fikir vermeli.
Tom, el pequeño altercado de Brown's Hole... debería darte una idea de lo que tenemos que soportar por aquí.
Brown's Hole'da başa çıkamayacağım bir şey değil.
No hay nada en Brown's Hole de lo que no me pueda encargar.
Üstelik... Horn için Brown's Hole'da çikolatalı pasta falan olmayacak.
Y, además, no creo que acojan muy bien a Horn en Brown's Hole.
Brown's Hole'daki diğer üç adam gibi.
Como a los otros tres tipos de Brown's Hole.
Şu zamparaların dairesinin oradaki hole bırakırsak kazayla düştüğünü sanarlar belki.
Pongámoslo en la escalera al lado de la fiesta de los pervertidos. Pensarán que se cayó accidentalmente.
Hole girdiler.
Pasaron a la entrada.
Umarım o ıslak pelerini hole bırakmamışındır!
¡ Espero que no hayas dejado la gabardina goteando en la entrada, James!
İlk durak Woods Hole denen küçük bir yer.
La primera parada es en Woods Hole.
İz sürücüler barı Glory Hole'de.
Hay un bar de rastreadores en La Gloria.
Glory Hole 10 Kanunlar Saltanatına Son 15
LA GLORIA 16 FIN IMPERIO DE LA LEY 24
Glory Hole Oteli
HOTEL LA GLORIA
LORY HOLE'DEN AYRILIYORSUNUZ DİKKATLİ SÜRÜN
ESTA DEJANDO LA GLORIA MANEJE CON CUIDADO
Bu kişi, kütüphanedeki gizli bölmeye gitti. Sonra oradan bir obje alarak hole çıktı.
Ha ido directamente hacia el compartimiento secreto que hay en la biblioteca y ha cogido un objeto que había allí, dirigiéndose luego al vestíbulo.
Bana hatırlattığı, eğer yakınlardaysan.. jazz Hole denen ufak bir yerde çalıyorum.
Lo que me recuerda que si alguna vez vas de paso toco en un centro nocturno llamado el Hoyo de Jazz.
- Hole çıkıp kıkırdıyordun.
- ¡ Te quedabas en la entrada riéndote!
Biz düşündük ki, Hole Gölü'nde bir iki turna balığı yakalamak için kurulabiliriz.
Pensamos que podíamos intentar coger uno o dos lucios en Hole Lake.
Burası Hell Hole Ulusal Parkı turunun üçüncü durağıdır.
Esta es la tercera parada del tour del Parque Nacional Hell Hole.
Teselli olacaksa hepimiz evinize birer tane götürebilirsiniz. Çünkü Hell Hole Ulusal Parkı'nın amacı keyif ve altındır zaten.
Pero si ello les hace sentir meior, Ilévense cada uno una pepita a casa porque las rocas y la diversión priman en el Parque Nacional Hell Hole.
Bir Black Hole daha ister misin?
¿ Otro agujero negro?
Hole doğru gittiğimde tuhaf bir adam orada duruyordu,... ve Bay Harry'nin sesini duydum, şöyle dedi :
Y vi a aquel hombre extraño allí de pie y la voz del señor Harry que decía...
- Seventeenth Hole.
Hoyo 17.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]