English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hélène

Hélène traduction Espagnol

297 traduction parallèle
Helene, seninle gönül eğlendiren bir adam için kendini feda ediyorsun.
Hélène, has sacrificado todo... por un hombre que ya no te quiere.
Helene...
¡ Hélène!
Harika bir kadınsın, Helene.
Hélène, eres maravillosa.
Helene, insanın aklını başından alacak kadar güzelsin.
Hélène, eres hermosa, eres deslumbrante.
İyi geceler Helene.
Buenas noches, Hélène.
Helene!
Hélène!
Bazen Tanrı seni fakirlikle kutsayabiliyor Helene.
Hélène, ¡ que Dios te preserve de la pobreza!
- Helene çok mutlu olmuş.
- Hélène está contenta.
Helene, o harika bir kız.
Hélène, esa chica es maravillosa.
Helene, anlamıyorsun.
Hélène, no lo entiendes.
Seni değil.
No, Hélène.
- Gerçekten bunu yapabilir misin?
- Hélène, ¿ es posible?
Niçin Helene'i zor durumda bıraktın?
¿ Por qué avergonzar a Hélène de esa manera?
Ne Helene'i ne de onu bir daha görmek istemiyorum.
No quiero verles más, ni a Hélène ni a ese hombre.
Onunla bir daha görüşmeyeceğine dair söz ver.
Promete que no verás más a Hélène ni aceptarás nada de ella.
- Helene'den ve herkesten.
- De Hélène y de todos.
Bu güzel sürprizi Helene'e söyleyelim.
Es una sorpresa. Vamos a decírselo a Hélène.
- Söz.
- Sí, Hélène.
Helene sana her şeyi söyledi, artık her şeyi biliyorsun.
Hélène te ha dicho todo, y ahora que lo sabes...
Helene!
¡ Hélène!
Bugün daha az gergin. Düşük kalite.
Hélène ; menos nerviosa hoy, poca crema.
Ben Francois Delambre.
François Delambre al teléfono. ¿ Hélène?
Helene? Nasılsın Helene, hayatım?
¿ Cómo estás, Hélène, querida?
Dur bir dakika Helene.
Vamos, Hélène. Ya pasa de la medianoche.
- Helene ciddi...
- Hélène vive...
Helene hep çok nazikti.
Hélène siempre ha sido muy dulce.
Helene ona söylemiş.
Hélène se lo dijo y he venido.
- Helene kocasını asla öldüremez.
- Hélène no podría matar a su marido.
- Helene, yapabileceğim bir şey...
- Hélène, si necesitas alguna cosa...
Helene, neler oluyor?
Hélène, ¿ qué ocurre?
Helene ve Andre yaşamın kutsallığına inanırlardı.
No. Hélène y André tenían un gran respeto por la vida.
Helene kimseden nefret edemez.
Hélène es incapaz de odiar a nadie.
Helene'in başı belada ve Andre de öldü.
Hélène está en un lío y André está muerto.
Tabii ki Helene.
Claro, Hélène.
- Helene, yanımda değil.
- Hélène, no la he traído conmigo.
Helene, bir mucize görecek ilk kişisin.
Hélène, eres la primera en ver un milagro.
Çok şanslı bir adamım Helene.
Soy un hombre muy afortunado, Hélène.
Helene, bir sorun oldu.
"Hélène, he tenido algunos problemas".
Sana yalan söyledim Helene.
Te mentí, Hélène.
Sen de aynen Helene gibi cinayet işlemiş oldun.
Ha cometido un asesinato tanto como Hélène.
Helene onu durdurmaya çalışıyordu.
Hélène sólo intentó detenerle.
Biliyorum, Hélène biliyorum.
Sus papeles, por favor.
Başka zaman. Hoşçakal Hélène.
El placer es mío.
Sonra görüşürüz Hélène.
Hasta ahora, mi querida Hélène.
Ben Hélène Cavalier, Bay Tournier'in sekreteriyim.
Soy Hélène Cavalier, la secretaria del Sr. Tournier.
- Hélène, nerede kaldın?
- Hélène, ¿ dónde estaba?
Helene bizi akşam yemeğine davet etti.
Hélène nos ha invitado a cenar.
İyi akşamlar Helene.
Buenas noches, Hélène.
- Helene mi?
- ¿ Hélène ha...?
Nasıl olduğunu bilirsin Helene.
Ya le conoces, Hélène.
Gümrük Ülkemizin belkemiğidir.
¡ Huye! - ¡ Helène!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]