Ilk emir traduction Espagnol
74 traduction parallèle
Kapı açıldı. Kendilerine verilen ilk emir :
Entonces la puerta se abría, y la primera orden lanzada era :
Yarın ki ilk emir bu olacak, saat onda.
Será la primera orden del día mañana. A las diez.
Siz Will'in ilk emir subayıydınız, Pegasus gemisinde.
Oficial al mando de Will en la Pegasus.
Ethan, seni temin ederim ki, teslim olduğun zaman vereceğim ilk emir, ailene karşı açılan bu gülünç davaların düşürülüp sicillerinden tamamen silinmesini istemek olacak.
Te aseguro que lo primero que voy a hacer cuando llegues es retirar esos ridículos cargos contra tu familia.
- Delenn, Bay Başkan resmi olarak verdiğim ilk emir, Vir Kotto'yu Babil 5'e büyükelçi olarak tayin etmektir.
- Delenn, Sr. Presidente... como mi primer acto oficial, formalmente nombro a Vir Cotto... como embajador en Babylon 5. Tengo plena confianza que hará... al menos un trabajo tan bueno como el mío.
Tanrı'nın bize verdiği ilk emir nedir?
¿ Cuál es el primer mandamiento que nos dio Dios, nuestro Señor?
Bir yüzbaşıya emir vermek için elde ettiğim ilk şans bu.
La primera vez que tengo oportunidad de dar órdenes a un capitán.
İlk işim federal mahkemeden sana karşı bir emir çıkartmak olacak.
Lo primero, conseguir un mandato judicial contra usted.
İlk emir.
Primer mandamiento.
- İlk adamı bindirmemiz yönünde emir aldık efendim.
Tenemos órdenes de ponerlo en camino, señor. ¡ Es aberrante!
İlk emir iptal olmuştur.
Cancela esa primera orden.
Bu bir emir olmasaydı daha ilk hafta onları terk eder, Brüksel'e geri dönerdim.
Si no fueran mis órdenes, les hubiera abandonado la primera semana.
Bölge Savcılığı'ndan... sizi Amarillo'ya giden ilk uçağa bindirmek için yazılı emir aldım.
Tengo autoridad de la oficina del fiscal para que usted tenga de vuelta en el próximo avión a Amarillo.
Ne yazık ki bizim, "İlk Emir" diye bilinen bir kanunumuz var.
Nuestra directriz suprema nos impide actuar así.
İlk Emir, asla bunu kastetmiyor.
La directriz suprema nunca ha pretendido tanto.
İlk Emir olmasaydı, tüm bunlar ne kadar da kolay olurdu.
¡ Qué sencillo sería esto sin la directriz suprema!
Odin bir yıldızgemisi değildi. Yani onun mürettebatı, İlk Emir'le bağlı değil.
Odin no era una nave estelar y su tripulación no está sujeta a la directriz suprema.
Affedersiniz Komutan, ama bu insanları arzularına karşı gelerek buradan götürmek, İlk Emir dahil, pek çok kuralı çiğnemek demek olacaktır.
Disculpe, señor, pero trasladar a esta gente en contra de su voluntad sería una violación de leyes, incluida la directriz suprema.
Bay Mandl... İlk Emir'i biliyorsunuz.
Sr. Mandl ya conoce la directriz suprema.
Edo'da İlk Emir'i çiğnediniz.
Violó la directriz suprema de los edos.
Bu, İlk Emir'in kendime ait tercümesiydi.
Así interpreté la Directriz Suprema.
İlk Emir'i ihlal mi edelim?
¿ Y violar la directiva primaria?
İlk Emir'in dereceleri olmaz.
La directiva primaria no es una cuestión de grados.
İlk Emir'in, bizi korumak dışında... çok pek çok farklı işlevi vardır.
Como ven, la directiva primaria tiene muchas y distintas funciones Una de ellas es protegernos a nosotros.
İlk Emir...
La directriz suprema...
Bunu yapmak, İlk Emir'in özünü ihlal etmek olur!
¡ Violaría los principios de la Primera Directiva!
Aslına bakarsanız, bu bizim İlk Emir'imizdir.
Ésa es, de hecho, nuestra directriz suprema.
İlk Emir, herhangi bir gezegenin... sosyal düzenine müdahale etmemizi yasaklar.
La directriz suprema nos prohíbe interferir en las sociedades de cualquier planeta.
Kaptan, İlk Emir'e inanıyor musunuz?
Capitán, ¿ cree usted en nuestra directriz suprema?
"İlk Emir" i anımsamaya ihtiyacımız varsa, bunun zamanı şimdi geldi.
Si alguna vez tenemos que recordar la directriz suprema, es ahora.
Burada "İlk Emir" geçerli değil.
En este caso no es aplicable.
J'naii'nin iç işlerine karışmak İlk Emir'e karşı gelmek olur.
Meterse en los asuntos de los j'naiis infringe la directriz suprema.
Hapisten kaçmaya yardım etmeye benzemiyor mu? İlk Emir'i yorumlamak için sana ihtiyacım yok. Tabi ki.
Así que... usted es el líder de los alienígenas.
Yaptığınız hatayı, İlk Emir'i bir kez daha ihlal ederek daha beter hale getirmeye niyetim yok.
No empeoraré lo que usted ha hecho cometiendo otra violación de la directriz suprema.
İlk Emir'in yapmaya çalıştığı da bu değil mi kültürlerin hayatta kalıp, gelişmelerini sağlamak?
¿ No es eso lo que pretendía la directriz suprema? ¿ Dejar que las culturas subsistan?
İlk Emir müdahale etmemeyi sağlamak içindir.
La directriz se elaboró para garantizar la no interferencia.
İlk Emir prensibini yaşatmaya yemin etmiş kişileriz.
Somos implacables en defender la directriz suprema.
Şu an İlk Emir'in sonuçlarından biriyle yüzleşmemiz ve kurtaramadığımız hayatları onurlandırmamız gereken o anlardan birindeyiz.
Ahora es el momento de afrontar las complejidades de la directriz suprema y honrar las vidas de los que no podemos salvar.
Senin görevin, emirlere saygı duyup İlk Emir'e sadık kalmaktı.
Tu obligación era respetar sus órdenes y cumplir la directriz suprema.
Bir hologramın, Kaptana emir vermesinin ilk kez olduğunun farkındayım ama size şimdi direkt olarak, sanal güverteye gitme emri veriyorum.
Quizá sea la primera vez que un holograma da órdenes a un Capitán, pero, le ordeno que se presente en la holosección... ahora.
İLK EMİR
EL PRIMER MANDAMIENTO
İlk Emir, "Babanızı onurlandırın" der.
El primer mandamiento es "Honra a tu padre"
ilk üç emri bi kenara fırlattık, kaldı 7 emir.
¡ Tiramos los tres primeros mandamientos y nos quedamos con siete!
Bu görevle ilgili emir ilk geldiği zaman.
En la primera llamada acerca de esta nueva misión.
İlk emir diğerlerini yutacak...
El primer mandamiento está por encima de los demás :
İlk olarak onun inmesi için emir aldık.
Nos ordenaron dejarlo aterrizar primero.
İlk günden beri bize emirler veriyorlar. Bizim yaptığımız tek şey de emir almak.
Desde el primer día, han tomado las decisiones... y todo lo que hemos hecho es seguirlas.
Emir kardeşlerle ilk defa 1998'de temas kurdun.
¿ Contactó a los hermanos Amiri por primera vez en 1998?
İlk emir : şu dışarıdaki çocuk?
Primero : ¿ ese chico de ahí fuera?
Sokaklarda cirit atacak ve ilk iş ne emir vereceğini bilmek ister misin?
Controlará las calles. Y ¿ quieres saber cuál será su primera orden de acción?
Bir komutanın ilk görevi emir vermektir.
El deber principal de un comandante es comandar.
emir 60
emir mi 19
emirler 45
emirleri ben veririm 27
emir emirdir 25
emirleriniz 19
emira 20
emir aldım 17
emir aldık 16
emir böyle 16
emir mi 19
emirler 45
emirleri ben veririm 27
emir emirdir 25
emirleriniz 19
emira 20
emir aldım 17
emir aldık 16
emir böyle 16