Ilk kez traduction Espagnol
11,302 traduction parallèle
Sanırım bir Amerikalının otel barında asılması ilk kez olmuyor. - Evet.
- un americano en el bar de un hotel.
Ah ilk kez bir kadını çıplak gördügün zamanki gibi.
Como la primera mujer que te vio desnudo.
Belki de ilk kez böyle bir para aldığım için sevinçle onunla ne yapacağımı düşünüyorum.
Quizás es porque es la primera vez que recibo una asignación, pero... estoy feliz pensando en lo que voy a hacer con ella.
Yine de, ilk kez böyle hissettim. Biraz kafam karıştı.
Pero es la primera vez que siento algo concreto, así que... estaba un poco confusa.
Beni ilk kez o zaman yarattın.
Esa fue la primera vez que me creaste.
Sen ilk kez mi geliyorsun?
Esta es la primera vez, ¿ no?
İşte, büyük patronu ilk kez o an gördüm.
Aquí es donde logro dar mi primer vistazo. Al Vago más importante de todos...
Çünkü terapist koltuğunda ilk kez hatırlanan bir şey genelde hastanın kendini inandırdığı bir fantezi olur.
Porque cuando algo se recuerda por primera vez en el sofá de un terapeuta, suele ser una fantasía que el paciente se cuenta a sí mismo para creer.
Ben de bunu ilk kez duyuyorum.
Aunque que es la primera vez que escucho sobre esto.
Hayır, ilk kez Florida dışına çıkıyorum ben.
No. Es mi primera vez fuera de Florida.
Bu ilk kez bir kızla takıldığım zamandı.
Esa fue la primera vez Me puse en contacto con una chica.
Ve ilk kez boşaldığım...
La primera vez que vine también.
Ben de sana bir şeyi ilk kez söyleyeceğim.
Está bien, y yo voy a decirte algo por primera vez, ¿ de acuerdo?
Seninle ilk kez bir araya geliyoruz, ama düşmanlığımız oldukça eski.
Pero aquí Malik, quizás esta sea la primera vez.. .. que una vieja enemistad se convierte en una relación.
Federal Hükümet, ülke çapında çete faaliyetlerine son vermek için çalışmalara başladı ve yıllardan sonra ilk kez New York'un gangsterleri ateş altındaydı.
El Gobierno Federal comienza a luchar contra las actividades de las bandas por todo el país y, por primera vez en años, los mafiosos de la ciudad de Nueva York están en peligro.
Onu hayatımda ilk kez görüyorum.
No la había visto en mi vida.
Birlikte ilk kez avlanmıyoruz ya.
No es la primera vez que vamos a cazar juntos.
Babasıyla ilk kez görüşecekmiş.
Estaba a punto de conocer a su padre por primera vez.
Ve sonra ilk kez bu konu hakkında konuştuğunda ne kadar olmuştu, bir yıl, kocana Jill'in adını haykırdın, aynı kişiler senin boşanmanı sağlamışlardı.
Y cuando finalmente hablaste por primera vez en, cuánto tiempo, un año, gritaste el nombre de Jill a tu marido, el mismo tipo del que te hicieron divorciar.
Böyle bir şey ilk kez oldu.
Es la primera vez que esto ha pasado.
Bu burada ilk kez olmadı, değil mi?
No es la primera vez que esto sucede verdad?
Ve nasıl ilk kez farkına vardın SOC'un finansal ilişkilerinin?
¿ Y cuándo fue la primera vez que te diste cuenta de los tratos mal financieros de SOC?
Aslında kuzenimle beraber geldiğimden bu yana ilk kez bu kadar fazla kalıyorum.
De hecho, es el tiempo más largo que he pasado en Londres desde que mi prima hizo su presentación.
Bayan Keating, Bay Lahey ile ilk kez, bir dava sırasında tanıştığınız doğru mu?
Sra. Keating, ¿ es verdad que conoció al Sr. Lahey en uno de sus casos?
Bu içkilerden sonra, Bay Lahey ile ilk kez ne zaman seviştiğinizi hatırlıyor musunuz?
¿ Recuerda la primera vez, después de estos tragos, que el Sr. Lahey y usted tuvieron sexo?
Dokuz yaşındayken ilk kez bana savaşı ve neden Amerika'ya geldiğimizi sordu.
Ella tenía nueve años cuando me preguntó por primera vez sobre la guerra y por qué vinimos a los Estados Unidos.
Hayatında ilk kez kabul ettin.
Y por una vez en tu vida, consentiste.
Bu ilk kez olmuyor, değil mi?
No sería la primera vez, ¿ verdad?
Maliden ilk kez bu kadar uzakta olmak tuhaf olmalı.
Debe ser extraño estar lejos de Mali por primera vez.
Hayatımda ilk kez Amerikalıları görmeyi istemiyorum.
Es la primera vez en mi vida, que espero no ver a ningún americano.
- İlk kez miydi?
¿ Fue la primera vez? - No.
- İlk kez miydi?
¿ Era la primera vez?
İlk kez yaratıcı yönümü göstermiştim.
Estaba siendo creativo la primera vez.
- Ne? İlk kez ruj süren bir kız gibi dudak nemlendiricisi sürüyorsun.
- Te pones labial como una niña que se pone labial por la primera vez.
İlk kez bu kadar uzun bir süre bilincimi kaybediyorum.
Es la primera vez que pierdo la consciencia tanto tiempo.
İlk kez duyuyorum.
Es la primera vez que lo oigo.
Ölmeyeceğini duymanın bu kadar rahatlatıcı olacağını bilmiyordum. İlk kez farkına vardım.
Es la primera vez que descubrí que las palabras "No voy a morir"... son tan reconfortantes.
İlk kez lisedeyken intihar etmeye çalıştım.
Intenté suicidarme por primera vez cuando estaba en secundaria.
Kahvenden ilk yudumu almadan önce 3 kez üflediğini biliyorum.
Sé que soplas tu café tres veces antes de tomar tu primer sorbo.
İlk kez her şeyin yolunda gideceğini düşünmüştüm.
Esa fue la primera vez que pensé que todo iba a estar bien.
İlk kez bir aile gibi hissetmiştik.
Fue la primera vez que nos empezamos a sentir como una familia.
İlk kez gerçek bir ailem var.
Por primera vez tengo una verdadera familia.
İlk iki hafta boyunca günde iki kez sulanacak.
Agua dos veces al día durante las primeras dos semanas.
İlk iki hafta boyunca günde iki kez sulanacak. Anladın mı?
Agua dos veces al día para el primeras dos semanas. ¿ Lo tienes?
İlk kez greyfurt suyu içtim...
He probado el zumo de pomelo por vez primera...
Orduyu sakinleştirmek ve politik geleceğini korumak için Luciano'yla ilk ve son kez anlaşma yaptı.
A Thomas Dewey se le ocurre una solución para complacer a los militares, proteger su futuro político y acabar con Luciano de una vez por todas.
İlk kez buraya geldiğimde, yanlış adresteyim dedim.
Pensé que me había equivocado de dirección cuando llegué aquí.
İlk kez o zaman girdim.
Esa fue la única vez, esa fue la primera vez.
Biliyorsunuz, Süperman de ilk başladığı zamanlarda birçok kez hata yaptı.
Ya sabes, Superman cometió un montón de errores cuando empezó.
Gabriel. Gabriel... İlk kez kendi ellerinle birini öldürmüşsün.
Gabriel. has matado con tus propias manos por primera vez.
İlk kez karaya çıkmıyorsunuz ve bu kez tüm aksiyon gemide olacak.
Imagino que no irá con el equipo de tierra, toda la acción estará en el barco.