Invites traduction Espagnol
224 traduction parallèle
Tony, onları bizim eve çağırmanı istiyorum.
Tony, quiero que les invites a mi casa.
Öyle isem, beni seninle yemeğe davet etme.
O soy libre para hablar o no me invites a cenar.
18. doğum günü partine Betty Anderson'ı davet etmeni istemiyorum.
Cuando celebres la fiesta para tus 18 años no quiero que invites a Betty Anderson.
Bana bir içki almanı söyledim.
Dije que me invites.
Eğer dediğin kadar hassas birisiyse neden onu buraya hiç davet etmeyişine üzülmüyor?
Y si es tan quisquillosa como dices, ¿ por qué no se molesta de que no la invites nunca a casa?
Onları davet etme, David.
No los invites a ellos, David.
Bana bir içki ısmarlaman için ateşkes ilan edebilir miyiz?
¿ Podríamos declarar una tregua para que me invites una copa?
- İçkiye para vermeni istemiyorum.
- No quiero que invites.
Daisy seni evinde ziyaret ederken, onu da çağırmanı istiyor.
Quiere que invites a Daisy a tu casa y que le dejes pasarse.
Bedava içkiye ihtiyacım yok.
No necesito que me invites. - ¿ Que buscas?
Beni yarın gece evine davet et.
Y que me invites a tu casa mañana a la noche.
Aslında beni davet etmeni istemiyorum.
En realidad, no quiero que me invites.
Ama bütün ekip olmasın.
Siempre que no invites a todo el equipo.
Sana, Deniz Altındaki Büyülü Dans Gecesi'ne onunla gider misin diye sormamı istedi.
Me dijo que te dijera que quiere que la invites... al baile del Encantamiento bajo el mar.
- O zaman onu çağırma.
- Entonces no la invites.
Eee, sen evin erkeğisin. Sen beni buyur etmediğin sürece içeri girmem.
Tú eres el hombre de la casa y no voy a entrar hasta que me invites.
Bir daha bir vampiri evine davet etme aptal çocuk.
¡ Jamás invites a un vampiro a entrar a tu casa!
Onu aramanı ve düğüne davet etmeni istiyorum.
Quiero que lo llames y lo invites a la boda.
Onu davet etme.
No la invites.
Sana söz veriyorum, bu adamın sohbeti işgal etmemesinin tek yolu, onu davet etmemen ; çünkü atıp tutacak.
Si quieres que alguien meta baza, es mejor que no le invites. - Phil habla por los codos.
Duygularımın senin için bir anlamı varsa o adamı benim evime davet etme.
Si significo algo para ti no invites a ese hombre a mi casa.
Öyleyse aklıma gelen tek şey senin beni bir davet etmen.
Así que... ... Io único que se me ocurre... ... es que tú me invites a salir.
- Hayır, beni içeri davet etme.
- No me invites a entrar.
Beni de Casa de Murtaugh'a davet ettiğin için çok mutuyum.
Mientras me invites a la Mansión Murtaugh, no hablo.
Bu sefer anneni davet etmek yok, tamam mı?
Excepto esta vez, No invites a tu mamá. ¿ ok?
Kim bilir, belki bir dahaki sefere beni davet bile edersin ha?
Quien sabe. Tal vez la próxima me invites. - Tal vez.
Ama bütün ekip olmasın.
Siempre que no invites a todo el equipo
Ona çıkma teklif etmeni istiyor.
Quiere que la invites a salir.
Bana içki almana gerek yok Axel.
No hace falta que me invites, Axel.
Bana çıkma teklif etmen için kaç kere daha koluna dokunmalıyım?
Cuantas veces tengo que tocarte el brazo hasta que me invites a salir?
George, lütfen arabaya hiç bir hayvanı çağırma olur mu?
George, por favor, no invites animales al auto, ¿ si?
Ray, anneni de davet etmeni söylemiştim. Unuttun mu?
Ray, te dije que invites a tu madre. ¿ Te olvidaste?
Sana onu çağırmanı söylemedim, çünkü onu istemiyordum.
Nunca te dije que la invites porque no la quería aquí.
Onu buraya davet et.
Quiero que lo invites acá.
Son çeyrekliğini aldığım için bana içki ısmarlamana izin veriyorum.
Lo menos que puedo hacer después de usar tus monedas es dejar que me invites un trago.
Ama içeri davet etme.
Nada más que no lo invites a entrar.
Ve ona çıkma teklif ederken ona iyilik yapıyormuşsun gibi davran, anladın mı?
Y cuando la invites a salir, actua como si le estuvieras haciendo un favor, sabes?
Umarım davetliyimdir.
Espero que me invites.
Gidip içecek bir şeyler alalım.
Vamos a que me invites a un trago.
Kendileri geliyor. Partide kızlar varsa, kimseyi davet etmeye gerek yoktur.
Si vienen chicas, aparecen sin que les invites.
Çağırmasaydın.
No los invites.
Bence onu öğle yemeğine otele götürmelisin.
Te sugiero que la invites... y la lleves a comer a un buen hotel
Nezakete davet ederken Geliş, serpil ve öğren
# Invites us to be kind Nos invita a ser amables puedes saber
İçeri gelmek istemeyeceğim.
No te pido que me invites a entrar.
- İçeri giremiyor olabilirim ama Lindsey...
- Quizás no me invites a...
"Asla evimize kan emici bir yaratığı davet etme."
"No invites a gente muerta que chupa sangre a casa".
- Bir daha bana söylemeden asla birini yemeğe çağırma.
Nunca invites a alguien a cenar sin avisarme.
Sen beni eve davet ettiğin zaman Çelik Manolyalar'ı seyrederiz.
Cuando me invites a tu casa, podemos ver Magnolias de acero.
Tanımadığımız kadınların hesabı bizden olmayacak demişti.
Dice que ya no invites a desconocidas.
- Jane bak ben burada yokken Nik'i kahve içmeye falan çağırma.
- Sabes, no invites a Nik a tomar café cuando no estoy.
Ve çok fazla insan davet etme.
Y no invites a demasiada gente.