Ives traduction Espagnol
384 traduction parallèle
Gördün mü birader?
ives, helManO?
Dawson Castle'da Ives ile ufak bir tartışması oldu.
Tuvo una pequeña discusión con Ives en el Dawson Castle.
Kartpostallardaki gibiydi.
Parecía un cuadro de Currier e Ives.
- Afedersiniz, bu Hakim Ives.
- Oh, lo siento. Este es el juez Ives
- Bayan Ives. - Memnun oldum.
- La Sra. Ives. - ¿ Cómo está usted?
Hakim Ives konuşmak istiyor.
El juez Ives discrepa.
Archibald "Archie" Ives :
Archibald "Archie" Ives.
- Ives.
- Ives.
Ives.
Ives.
Evet.
Ives.
Archibald Ives.
Archibald Ives.
Uçuş Subayı Ives.
Oficial de vuelo Ives.
- Teldolap Ives.
- Calabozo, Ives.
- Şey, Ives.
- Eh, Ives.
Ives.
Lves.
- Ives, otur.
- Ives, siéntate.
Ives iyi kazıcı, o önden kazıyor, çıkan toprağı arkasına doğru itiyor.
Ives cava delante, poniendo la tierra detrás de él.
Ives da seninle geliyor mu?
¿ Ives va contigo?
Ives'in oynatmasına az kaldı, biliyorsun değil mi?
¿ Sabes que Ives está a punto de rajarse?
İzninizle komutan. Ben bir Kives'a uğrijjaam.
Con su permiso, señor, creo que voy a Ives a ver...
Ives'a uğrayacağım.
A ver a Ives.
Ives!
¡ Ives!
Janey Perkins onunla iki ay bir köle gibi çalıştı. Çiftçi lves'in kızına ise gözyaşları ve 20 pound'luk bir elbise bıraktı.
Jenny Perkins trató de agradarlo durante dos meses como una esclava... y a la hija del granjero Ives le costó llanto y más de 20 libras en ropa nueva.
- Ives adında yeni mezun olmuş bir çocuk.
- Uno con un postgrado llamado lves.
Elroy Ives.
Elroy lves.
Ives, efendim. Elroy Ives.
Elroy lves, señor.
Ve bana Ives denen şu maymunu bul.
Llame a un tonto llamado lves.
Senin bölümünde Ives adında bir serseri varmış galiba.
¿ Tienes a un punk llamado lves en algún turno?
Bilmen gereken bir şey var. Bölümünde Ives adında saçma sapan biopsiler yapan bir asistan var.
Creo que debes saber que tienes a un investigador llamado lves... en tu departamento haciendo biopsias dudosas.
- Ives öldü, Herb.
- Ives está muerto.
Dr. Ives'ın kalp krizinden öldüğünü biliyoruz. Dr. Schaefer ise diabet komasına girip öldü.
Tal vez, el Dr. Ives murió por un ataque y Schaefer por un coma diabético.
Bir şekilde Dr. Ives'ın Acil Servis'te kalp krizi geçirmesine neden oldu.
Logró que el Dr. Ives muriera de un ataque cardíaco... en medio de la sala de urgencias.
Schaefer'ı, Ives'ı ve Welbeck'i öldürmem gerekiyordu. Ve diyaliz hemşiresi Bayan Campanella'yı da komaya girmeme neden olduğu için öldürmeliydim.
Tenía que matar a los doctores Schaefer, Ives y Welbeck... y a la enfermera de diálisis, Srta. Campanella... cuya negligencia provocó mi coma.
Ertesi sabah, ecza deposuna gidip bir parça dioksin bir kum torbası ve vizite formu alıp Dr. Ives'ın laboratuarına gittim.
Al día siguiente, robé digoxina de la farmacia... y una bolsa de arena de la despensa... y fui al laboratorio del Dr. Ives.
Ives'e bu sabah gelebileceğini söylemiştim.
Le dije a Ives que vendrías esta mañana.
Ives, bana Tuscon'daki bir işi vermek istiyor.
lves me pidió que hiciese un trabajo en Tucson.
- Hayır, o St. Ives.
- No, ése es San Ives.
St. Ives.
San Ives.
Sen olacaksın... Ben varım... ve Dr. Ives... ve Childress.
Seremos tú, yo, el Dr. Ives
Burl lves.
Burl Ives.
Trini Lopez ve Burl Ives arasına yerleştirebileceğim bir kaset oldu.
Así tendré algo para poner entre Trini Lopez y Burl Ives.
Evlenmeden önce gizlice odalara girmenin sonu ne görüyorsun değil mi?
ives lo que pasa cuando te metes en un cuarto antes de casarte?
Sana bakacağımı söylemiştim bebeğim.
ives, nena? Ya te dije que me ocuparía de ti.
Bak işte.
ives?
Şuradaki kadını görüyor musun? Sakın bakma!
ives a esa mujer de ahí?
Bu dev sekoyalar bin yıldan yaşlı
ives estas secuoyas gigantes? Tienen más de mil años.
St. Ives'e gittiğimde yedi karısı olan bir adamla tanıştım.
Camino a San Ives conocí a un hombre con siete esposas.
St. Ives'e kaç kişi gitmişlerdi?
¿ Cuántos viajaban a San Ives?
Bize ne demişti? St. Ives'e giderken.
El dijo, "¿ Cuántos viajan a San Ives?"
Bulmaca tekrar başladı, "Ben St. Ives'e giderken"
La adivinanza dice que el hombre viaja.
Bak oğlum,..
ives, hijo?