Kabuslar traduction Espagnol
1,276 traduction parallèle
Ne tür kabuslar?
¿ De qué clase?
Ama asıl önemli olan gördüğüm kabuslar.
Pero lo peor son las pesadillas.
Kabuslar yazıyorsun.
Sus peores pesadillas.
Bu kabusları kim hayal ediyor?
¿ Quién se imagina estas pesadillas?
- Kabuslar?
- ¿ Más pesadillas? - No.
Sadece kabuslarımda görünüyordu.
Solía pensar que sólo eran pesadillas.
Ve de kabusları... Mühendise adeta doğaüstü güçler atfediyordu.
Y en sus alucinaciones,... le otorgaba al ingeniero un poder casi sobrenatural.
Biz Onun kabuslarını da biliriz.
También sabemos que creó las pesadillas.
Püf, iyileştin ve kabuslar bitti mi?
¿ Puf y estás curada y se acabaron las pesadillas?
Kabuslarımın nasıl bir şey olduğu konusunda hiçbir fikrin yok.
No tienes ni idea de cómo son mis pesadillas.
Korkunç kabuslar için teşekkür ederim.
Muchas gracias por esa confidencia.
Ama hala kabusların devam ediyor öyle mi?
¿ pero todavía tienes pesadillas?
Ve ben onun ani çıkışlarına, tiklerine, kötü esprilerine, tuhaf korkularına ve gece kabuslarına alıştım.
Me he acostumbrado a sus varias rarezas... excentricidades, miedos... Bestias negras. Pesadillas...
Kabusların hariç kaybedeceğin neyin var?
No tienes nada que perder, salvo las pesadillas.
Kabusları uzaklaştırmalı.
¿ Qué tal una caricatura? Eso alejará las pesadillas.
Belirtiler özdeş - artan engramatik aktiviteler, kabuslar.
Sus síntomas son idénticos. Actividad engramática incrementada, pesadillas...
Beraber yaşamaya başlayınca, ıstırap çekeceksin, kabuslar görmeye başlayacaksın.
Desde el día en que vivan juntos se transformará en una pesadilla.
Ya da başka kabuslar.
- O cualquier otra pesadilla.
Kabuslarının gerçek olabileceğini düşünsen.
¿ Si uno pensara que las pesadillas podrían hacerse realidad?
Arabaların insanları ezdiği kabuslar görüyorum.
He tenido sueños de coches que atropellan a la gente.
- Bir ay boyunca kabuslar gördüm.
Tuve pesadillas por un mes.
- Büyük, ölü tavşan kabusları.
Grandes, pesadillas de conejos muertos.
Orada sadece kabuslar var.
No hay nada ahi mas que malos sueños.
Olağan kabuslar işte.
La misma pesadilla continua.
"Ve senin öldüğüne dair kabuslar görüyorum."
Tengo pesadillas de que estás muerto.
O kadar kötü birşey ki en kötü kabuslarında bile hayal edemezsin.
Algo tan pero tan terrible que nisiquiera lo podés soñar ni en tus peores pesadillas.
Bütün rüyalarımız ve kabuslarımız için aynı şey geçerli değil mi Martin?
¿ No crees que es lo que ocurre con todos nuestros sueños y pesadillas, Martin?
Mahrem kabuslarımı sana anlatmayacağım da kime anlatacağım?
¿ A quién quieres que le cuente mis pesadillas más íntimas, sino a ti?
Senin güleç yüzün koparacak beni kabuslarımdan.
Al despertar de mis pesadillas veía tu rostro.
Kabuslarımı hatırladığımı sandım çünkü siyah beyazdı. Ama çok canlıydı.
Pensé que estaba recordando pesadillas, porque eran en blanco y negro.
Uykusuzluk ve kabuslar yüzünden zaten acı çekiyorsun.
Ya estás sufriendo de insomnio y pesadillas.
Harper'ın kabuslarına hoş geldiniz.
Bienvenido a las pesadillas de Harper.
Senin kabuslarını gördüm ve buradaki rolümü anladım.
He visto tus pesadillas y entiendo mi papel en ellas.
Kabusları sona ermek üzere.
Sus pesadillas se van a acabar.
- Bana bile kabuslar yaşatıyor.
- Me provocó pesadillas
Şimdi bunlar sadece kabuslarımızda yer alıyor., Ya da belki filmlerde.
Bueno, en nuestras pesadillas o tal vez en las películas.
Bütün gece korkunç kabuslar göreceğim.
Tendré pesadillas horribles toda la noche.
Kabuslar Maxwell.
Pesadillas.
Onlardan kurtulamıyorum. İki haftadır bu kabusları görüyorum.
Llevo dos semanas teniéndolas todas las noches.
- Ya kabuslar?
- ¿ Qué pasó con las pesadillas?
TV'da ve kabuslarında gördüğün.
La que viste en televisión y en tus pesadillas.
Bugün kabusları gerçek oldu.
Hoy, la pesadilla se hizo realidad.
- Rogue korkunç kabuslar görüyordu.
- Rogue tiene pesadillas horribles.
Küçük bir çocukla ilgili talihsiz bir kaza ile ilgili kabuslar.
Pesadillas sobre un desafortunado incidente con un pequeño bebé.
Jedi'ların kabusları olmaz.
Los Jedi no tienen pesadillas.
Kabusların gerçekleşeceğini, cinayetleri meydana geliyor olduğunu anlamamız fazla uzun sürmedi.
Nos dimos cuenta de que la auténtica pesadilla era que esos sueños se convertían en realidad, esos crímenes se cometían.
Bana bir iyilik yap ve git yat. Bunu yarın konuşuruz. Kabuslarını boş ver.
Duerme, no te preocupes, hablamos mañana.
Sahte kabuslar göreceğim kesin.
Genial, voy a tener pesadillas muy locas.
Pembe kabuslar.
Montón de pesadillas rosas.
"Kötü uyuyor. Kabuslar, birden uyanıp ağlamalar." " Az yemek.
"Duerme mal, tiene pesadillas, se despierta llorando, no tiene apetito, está inquieta y no se concentra en el colegio".
Biliyorsun, salak kabuslar.
Ya sabes, aún tengo pesadillas.