Kadir traduction Espagnol
360 traduction parallèle
Ama iyi şeylere kadir olarak, birisi de bilgelik olmalı.
Pero para poder hacer buenas obras, uno ha de ser sabio.
Böyle şeyleri bilmeye kadir değiliz.
No debemos saber esas cosas.
Herşeye kadir dolar.
Todopoderoso dólar.
Para nelere kadir. Sizce de öyle değil mi, Bay Connor?
Increíble lo que hace el dinero, ¿ no, Sr. Connor?
Şu yasalar nelere kadir?
¿ Qué novia inventó esa ley?
Her şeye kadir olana biraz daha güven duymalısın ya da işleri rayına oturtan neyse ona.
Tienes que confiar más en el Todopoderoso... o lo que sea que hace que las ruedas giren.
Onların her şeye kadir tanrısı ve yılanı için çalışıp hayatını harcamaktan belki memnun olabilirsin.
Puede que le alegre pasar el resto de su vida trabajando para su todopoderoso dios Sol y su mascota la serpiente.
" Her şeyi bilip kadir olan, bu kısa hayatın sonunda önüne çıkıp...
"Oh, Dios. Juez de los vivos y de los muertos."
Bu her şeye kadir olan demektir.
Eso quiere decir el Todopoderoso.
O ki her şeye kadir olan iradesi yoktan var edilmiştir.
La cual con su virtud omnipotente creó de la nada.
O zaman herşeye kadir dolar'dan söz edildiğini hiç hatırlamıyorum "payıma ne düşer" ya da "benim sorunlarım".
Y no recuerdo a nadie murmurando sobre el dolar todopoderoso... o " qué gano yo con esto?
Joe, hiç kadir kıymet bilmiyorsun.
¡ Vaya, así es como me lo agradece!
Brady, Brady, herşeye kadir Brady!
- IBrady todopoderoso!
Bizler dini bütün adamlarız. Kadir kıymet biliriz.
Nosotros somos buenos cristianos, agradecidos.
Korkuyla saklanmış olan Berberi kralı El-Kadir'e yardım etmek üzere... Valencia'ya gelen Ben Yusuf'la birlikte vakit de gelmişti.
Y entonces Ben Yusuf marchó a Valencia para pedir ayuda al asustadizo rey moro, Al Kadir.
İnsanın hayal gücü nelere kadir!
¡ Lo que puede llegar a hacer la imaginación!
Seni büyüttüm, tezgâhtarım yaptım ama sen kadir kıymet bilmedin.
Yo te saqué adelante, te di un empleo, pero siempre fuiste ingrato.
Herif kadir gecesi Dünya'ya gelmiş.
Nació con buena estrella.
Her şeye kadir olan ve... kilisesinin selametini sağlayan tanrının... iyilikleri ve ihsanı, bu piskopos seçiminin üzerine olsun. Varlığının bereketi adına...
Que la bondad de Dios Todopoderoso... proveyendo el bienestar de su iglesia, confiera a la elección de este Obispo... la abundancia de su gracia.
"Semanın ve yeryüzünün yaratıcısı kadir-i mutlak baba olan Tanrı'ya inanırım." "Ve de Rabbimizin yegâne oğlu olan İsa Mesih'e Kutsal Ruh tarafınca gebe bırakılan Bakire Meryem'in doğurduğu olana, Pontius Pilatus'un egemenliğinde ezilene, çarmıha gerilene, ölen ve gömülene."
Creo en Dios, Padre Todopoderoso, creador del cielo y la tierra... y en Jesucristo, su único hijo nuestro Señor... quien fue concebido por obra y gracias del Espíritu Santo nació de la virgen María... padeció bajo el poder de Poncio Pilato, fue crucificado, muerto y sepultado.
"Cennet katına çıktı ve kadir-i mutlak baba olan Tanrı'nın sağına geçti."
Ascendió al cielo y está sentado a la diestra de Dios Padre Todopoderoso.
İsa tanrıdan geldi Bu her şeye kadir olduğunu gösterir.
Pues Jesús proviene de Dios, o sea, es Todopoderoso.
Ben Kadir Tanrı'yım.
Yo soy el Dios Todopoderoso.
Oğlum Tanrı bana göründü ve dedi ki :'Ben Kadir Tanrı'yım.
Hijo mío... El Señor... ... se me apareció...
Bir ayak nelere kadir.
Parece cosa de magia.
Her şeye kadir olma olayı.
Cuestión de omnipotencia.
Kim diyebilir buna iyi, şuna kötü İyiyle kötü böylesine iç içe geçmişken Her şeye kadir iradenin Büyük planını gerçekleştirmek dışında?
¿ Quién proclamara el bien y el mal... si el bien y el mal se entretejen... para satisfacer el vasto diseño de una voluntad omnisciente?
Herşeye kadir bombamız
La grandeza de la Bomba todopoderosa
Herşeye kadir bomban Yüce Radyoaktif serpintinin yardımıyla bizleri bugün ve ileride koruyacak.
Que la bendición de la Bomba todopoderosa y de la hermandad de la Caída Santa descienda sobre todos nosotros en este día y para siempre jamás.
Kadir Tanrım, bu kutsal evini ve aciz kullarını gözet.
Dios Todopoderoso, apiádate de ésta Tu casa y de Tus humildes siervos.
Her şeye kadir olan Yüce Tanrı'ya iman ediyorum.
Yo creo en un Dios, Padre todopoderoso...
Ulu Tanrım, her şeye kadir Tanrım, kutsal ve bağışlayıcı Tanrım bizi sonsuz ölümün acılarında kıvrandırma.
Sin embargo, oh santo Señor, oh Dios todopoderoso, oh misericordioso Salvador... no nos arrojes a los amargos dolores de una muerte eterna.
Merhametli kulaklarını dualarımıza kapatma ve bizi koru yüce Tanrım her şeye kadir Tanrım..... sonsuz adaletin tek sahibi ulu kurtarıcımız son saatimizde senden uzak düşmenin acısını bize yaşatma.
No cierres tus misericordiosos oídos a nuestras plegarias... y sálvanos, oh santo Señor... oh Dios todopoderoso... oh santo y misericordioso Salvador... nuestro digno juez eterno... no nos dejes... en nuestra última hora... separarnos, transidos por los dolores de la muerte, de ti.
her şeye kadir Tanrım buradaki sevgili kardeşimizi merhametli kollarına almaya karar verdiğin gibi biz de onu toprağa veriyoruz.
Puesto que plugo a Dios Todopoderoso, en su gran misericordia... llevarse consigo el alma de nuestro hermano aquí difunto... nosotros confiamos ahora su cuerpo a la tierra.
Bu da oğlum Kadir.
Éste es mi hijo Quadir.
"Çok sevgili kardeşimizi kendi yanına alarak..." "her şeye kadir Tanrı, büyük merhametiyle fazlasıyla lütfetti."
Por cuanto el Dios Todopoderoso quiso en Su sabia providencia... separar de este mundo el alma de nuestro querido hermano...
" Ulu Tanrım, her şeye kadir Babamız, ölümsüz Tanrım...
"Señor Todopoderoso, Dios eterno..."
" Her şeye kadir Tanrım, Tanrı Babanın Kutsal Kelamı Hazreti İsa...
" Señor Todopoderoso, Verbo del Dios Padre, Jesucristo...
" Her şeye kadir Tanrı karşısında suçlusun.
"Eres culpable ante Dios Todopoderoso."
Bakın, istavroz çıkarmak nelere kadir!
¡ Vean lo que hace la vivificante señal de la cruz!
Her şeye kadir Tanrım, onu tanımıyormuşum.
Virgen santísima, qué mal lo conocía.
Tam olarak uyumlu DNA moleküllerini belirlemeye programlanmış bilgisayarlar bizleri tatmin edecek şekilde insan neslini oluşturmaya kadir olacak.
Ordenadores programados para seleccionar las moléculas de ADN... serán capaces de producir una raza humana totalmente satisfactoria.
Hiç kadir kıymet bilmedin sen. Ortalığı toparlamam lazım, hiç takdir görmeden, bütün işleri yapıyorum! Yapacak daha önemli işlerim var.
Tengo cosas que hacer mas importantes.
Yahudiler tarafından asırlardır geleceği öngörülen o her şeye kadir tanrı benim, biliyor musun?
¿ Sabes, por cierto que soy el todopoderoso Dios cuya llegada llevan profetizando los judíos desde hace siglos?
Onlar sadece, türünüzün varolduğunu düşündüğü... ama anlayamadığı her şeye kadir varlığa verdiği isimlerdir.
Eso sólo son nombres... que vuestra raza ha dado a toda fuerza que creéis que existe pero que no comprendeis.
Uganda Devlet Başkanı ve her şeye kadir Allah tarafından kurtarıcı olarak atanmış...
Jefe de Estado de Uganda y designado por Dios Todopoderoso para salvarla!
Ben hiçbir şeye yaramayan savaşı fark etmemiz adına iyi niyetli herkesi bir araya getirmesi için her şeye kadir olan Tanrı'ya dua ediyorum.
Rezo... para que la Providencia Omnipotente... convoque a las personas de buena voluntad... y les haga ver la inutilidad total de la guerra.
ve oğlum Muhammed'i görmeye geldim.
Mi nombre es Youssef Kadir y yo fuimos a ver a mi hijo, Mohammed.
Kesinlikle onsuz yaşayamazdınız, Mösyö Kadir Çünkü Ayşe her gün size tonla para kazandırıyordu.
Bueno, es comprensible que no se podía vivir sin ella, Señor Kadir, porque Aisha todos los días presentada a cinco mil.
Kadir Yusuf, polis iyi bilirdi.
Kadir Yussef, bien conocido por la policía.
Bunun dışında, Mösyö Kadir, Nasılsınız? İyiyim Madam Rosa.
Y además de todo esto, señor Kadir, ¿ cómo estás?