Kafası traduction Espagnol
26,093 traduction parallèle
Adam seviyor gibi görünüyor İnsanların kafasını karıştırmasını.
Parece que a El Hombre le gusta jugar con la cabeza de las personas.
Belki öyleyim ama o kafası karışık işe yaramaz bağımlı müzisyenin teki.
Quizá sí, pero... solo es un confundido mediocre músico drogadicto.
Kafasına göre iş yapmış.
Actuó por su cuenta.
Onda kitap kafası var, erkek meseleleri değil.
Está versado en los libros, no en los hombres.
Kafası iyi, Red.
Está consumiendo, Roja.
Gönüllü üniversite terk bir çocuğu yollayacaklar. Okuyamadığını öğrenince de kafasında Sakıncalı Düşünceler'i oynayacak.
Vendrá una tonta voluntaria de universidad peinada con raya al medio, que se creerá la de Mentes Peligrosas cuando vea que no sé leer.
Ayrıca, başta muamele fikrini kafasına sen soktun.
Tú le metiste en la cabeza la idea de la paja.
Kafasının içinde olup bitenleri nereden bileceksin?
¿ Quién sabe lo que estaba pasando dentro de su cabeza?
Biraz kafası dağınık gibi.
¿ Jane está bien? Parece un poco desorientada.
Kafası uyuşuktu.
Fue drogado de la cabeza.
Şu an kafasında çok fazla şey var, Taylor ve...
Ahora mismo está lidiando con muchas cosas, con todo lo de Taylor y...
- Ve kafasını gerçekleşmeyecek hayallerle dolduramazsın.
- Y no deberías llenarle la cabeza... con fantasías que no pueden suceder.
Kafasının içindeki tüm bilgiyle beraber mi?
¿ Con todo lo que sabe?
- Bobo Del Rey'in kampında iki iskelet vardı, birisinin kafası kayıptı.
Habían dos esqueletos en el campamento de Bobo Del Rey y a uno de ellos le falta la cabeza.
İkinizin de kafası güzel mi?
¿ Están drogados?
Bu boru, kurbanımızın dişlerini söken ve kafasını çelenk gibi çevreleyen ölümcül darbelerin sebebi gibi görünüyor.
Este tubo parece haber golpeado a nuestra víctima en los dientes y causó las heridas mortales que rodear la cabeza como una corona de flores.
- Kafası geliyor.
Ya viene la cabeza.
Kafası iyiydi.
Estaba colocada.
İkinizin de kafası iyi yani.
Tienen el cerebro lleno de crack.
Kafasında başka biri var.
Hay alguien más en su mente.
Elinde... şu Ninja şeylerinden vardı. Sonra eline saplanmış olan bıçağı Ted'in kafasına geçirdi.
Entonces... está esa cosita loca de ninja y luego embiste el cuchillo en su mano a través de la cabeza de Ted.
Umarım bir sonraki kelimen "Bitti" olur yoksa ikimizin de kafasına sıkacağım.
Tus siguientes palabras serán mejor que sean "el final" o nos dispararé a ambos.
- Kafasına vurdu.
- Se golpeó la cabeza.
Connor yeni gelenlerin kafasına göre gezinmesine izin vermez.
Connor no permite que los nuevos se muevan libremente.
- Kafası iyi, katil arabalarla ilgili bir şey geveliyor ve az önce Amber'ın annesi aradı. - Ne?
- ¿ Qué?
Arkadaşınız Ash, Amber'ı ziyaret etti ve kafasını kesti.
Tu amigo, Ash, le hizo una visita a Amber. Le cortó la cabeza.
- Kafası gitti onun.
Está intoxicado.
Bu cazgır kadını kafasından vurma dürtüsüne karşı koymak.
Resistir la necesidad de disparar a esa mujer repugnante en la cabeza.
Çünkü Laurie'nin şirketine ne yaptığını bilseydi muhtemelen eline bir silah alıp kafasına sıkmak isterdi.
Porque si supiera lo que Laurie está haciendo, probablemente querría suicidarse.
Şu ana kadar sorun değildi, geçen haftaya kadar benimle yaşayan çocuk gazeteyle Todd kafası yapıyordu.
Hasta hace poco, no había problema. Hasta la semana pasada, mi compañero usó el papel para hacer una cabeza gigante de papel maché.
Dev Todd kafası tabii ki.
La Cabeza Gigante de Todd.
Onu korkutmak için kağıttan dev bir Todd kafası yaptım. İşe yarar mı?
Hice una cabeza gigante de papel maché para asustarlo. ¿ Crees que funcionará?
Gazeteyi her gün alınca Todd'un dev kafasını mı hatırlıyorsun?
¿ Cree que recibir el periódico cada día le recuerda la cabeza gigante de Todd?
Herkese şu Penny'den bahsettin, asla değişmeyeceğini anlattın ve sümüklü böceği kafasına tuz dökmekle tehdit ettin.
Les contaste sobre Penny, no dejaste de decir que jamás cambiarías e intentaste ponerle sal a la babosa en la cabeza.
Buzdolabını iki kafası güzele saatlerce yetecek kadar doldurmamışlar.
Su refrigerador no tenía comida para dos drogados esperando por horas.
- izleyicilerin kafasını karıştırdı.
- confundieron mucho al público. - Sí.
20,000 doları fiberglas Tiki kafası kiralamak için harcayan ve bir tanesi kiralık konuta taşınırken kayboldu diye 40,000 dolar daha harcayan sen mi diyorsun bunu?
¿ El hombre que gastó $ 20.000 alquilando cabezas tiki gigantes de fibra de vidrio y $ 40.000 más cuando una de ellas se perdió de regreso al negocio?
Karşımda şans eseri, birçok insanın 5 ömür boyunca göremeyeceği kadar parayı kazanmış iki sapasağlam beyaz erkek görüyorum. Paraları çalınmasaydı bir an önce onu havuzun yerini değiştirmek ve Tiki kafasını kaybetmek gibi işlere çarçur edecek iki kişiyi.
Veo a dos jóvenes blancos sanos y con derechos que ganaron más dinero del que la mayoría ve en cinco vidas y quienes, si no les hubieran robado hubieran gastado ese dinero en cosas como reubicar piscinas y cabezas tiki perdidas.
Ben dün bir adamın bağırsağından oyuncak bebek kafası çıkardım.
Es decir, me sacó la cabeza de una muñeca Fuera del recto ayer de un hombre.
İnanılmaz, gerçekten, kafasına göre işe giden bir kocası, büyük ihtimalle kafasını koltuğa vuran, Allahlık bir oğlu olduğunu göz önüne alınca.
Es realmente asombroso, considerando que tiene un esposo que va a trabajar de vez en cuando, un hijo que, Dios lo bendiga, probablemente irá a la silla eléctrica.
Gelip duruyorlar. Kafası oynayan Steven Wright. * Kafası oynayan Aimee Mann, * kafası oynayan Bell Biv Devoe!
Siguen apareciendo. ¡ El bobblehead de Steven Wright, bobblehead de Aimee Mann, bobbleheads de Bell Biv Devoe!
Unutma, alındığında kafası atan tiplerden.
Recuerde, él es el tipo de chico que obtiene stabby cuando ofendido.
Kemo gören arkadaşları için herkesin beraber kafasını kazıdığı kısma bayıldım.
Me encantó la parte en la que todos los amigos se pelan la cabeza en solidaridad con ese amigo que estaba haciéndose la quimio.
Adamlarından birinin kafasını kopardı.
Montó una buena decapitando a uno de sus hombres.
Kafasını kopar!
¡ Decapítale!
Kafasının çoğunu şantaj definen doldurmuş olmasına rağmen Abernathy'yi bir karakter görüntüsüne sokmayı becerdim.
He conseguido hacer de Abernathy algo parecido a un personaje, incluso con tu valioso chantaje ocupando la mayor parte de su materia gris.
Janet'in kafasının kesilme anını resimlemişsin.
Que dibujó imágenes de Janet conseguir su cabeza cortada.
O aptal, koca kafasına akıl sokmaya çalıştım ama bir türlü lafımı dinletemedim.
Tiene sentido en su enorme y estúpida cabeza, pero... no he sido capaz de llegar a él.
Açıkçası kafası biraz karışıktı.
Para ser justos, tenía dudas.
Tuhaf bir saç kesimi vardı ve sen de diyordun ki "kafasında yarak var gibi." - Evet, hatırladım. Sen de dedin ki...
- Si, si y dijstes que.. Oh, hey chicos que pasa?
- Birilerinin kafası karışmış gibi!
¡ Alguien parece confundido!