Kalïyor traduction Espagnol
94 traduction parallèle
Dairelerde kimler kalïyor?
¿ Sabe quién vive en los apartamentos?
Yatïlï mï kalïyor?
¿ Duerme aquí?
Geriye asçï kalïyor. Degil mi?
Sólo queda la cocinera.
Oglan seninle mi kalïyor burada?
¿ El chico se queda aquí?
Mutlu oldugu yerde kalïyor, tavuklarïyla.
Se queda donde es feliz, con sus gallos.
KATİL... 21 NUMARADA KALIYOR
EL ASESINO VIVE... EN EL 21.
- Wilson burada mi kaliyor?
- ¿ Vive aquí Wilson?
Bayan Deeds'in pansiyonunda kaliyor.
Se ha instalado donde la Sra. Deed.
Ringo çikip geldi. Kate de onunla kaliyor.
Ringo llegó de repente y Kate se ha instalado con él.
O burada kaliyor.
Se queda aquí.
" Boylece konusmanin tek bir yolu kaliyor.
¡ Muerte a la cultura burguesa!
Kiz yurdunda kaliyor...
Sé que vive en una fraternidad llamada...
- Belmont caddesi 6. Kiziniz orda mi kaliyor?
Calle Belmont, Nº6.
Evet, Backer evinde kaliyor.
Bueno, vive en la casa Baker.
Japonya'da insan, her daim, alanlar arasindaki ayrimin inceligine hayran kaliyor o kadar ki, bir solukta bir heykel üzerine düsünüp, sisme bir bebek satin alip bereket tanriçasina ufak bir sunuda bulunabilirsiniz, ona vitrinlerinde sürekli eslik edenlerden...
Como siempre, en Japón, uno admira el hecho de que los muros entre los distintos reinos sean tan finos que se puede, en el mismo suspiro, contemplar una estatua, comprar una muñeca hinchable, y dar a la diosa de la fertilidad la pequeña ofrenda que siempre acompaña sus figuraciones.
Ve bütün kutlamalar sona erdiginde geriye yalnizca süslemeleri – kutlamaya ait bütün aksesuarlari - toplamak kaliyor ve bunlari yakarak kutlama yapmak...
Y cuando todas las celebraciones se acaban, sólo queda recoger todos los adornos todos los accesorios de la fiesta y quemándolos, hacer otra fiesta.
Comrade... Bati hangi tarafta kaliyor, lutfen?
Camarada... ¿ Qué camino va hacia Occidente, por favor?
Telefon olayinda ise is tamamen siz iyi egitimli Stratton çalisanlarima, katillerime kaliyor.
Las llaves del teléfono. Depende de cada uno de ustedes. Mis caballeros altamente entrenados.
"Hayir" kelimesini cevap olarak kabul etmeyen katillerime kaliyor!
Mis asesinos. Mis asesinos que no tomaran un no por respuesta.
Böyle bir anlasmadan stajyere ne kadar kaliyor?
¿ Qué tanto un interno...? ¿ Cuánto gana un interno en un trato así?
Benimle kaliyor.
Ahora está viviendo en mi casa.
Soluk almayi biraksam, hala yasanacak biraz vaktim kaliyor.
Si dejo de respirar, aún vivir por un momento al menos.
Hep gec kaliyor.
Siempre llega tarde.
Bununla beraber hayatinin buyuk bir kismini hapiste gecirmis, "insanligin curukleri" dediklerini yok etmek icin sokaklarda kaliyor.
No obstante, ha pasado gran parte de su vida en prisión o en las calles deshaciéndose de lo que él llama "basura humana".
Geride bir bilet kaliyor.
Te sobra un billete.
Bu yer ormanin içinde yasak bölgede kaliyor. Ama orada hersey var :
Está en una zona prohibida, pero hay de todo.
Resmi kaybediyorsun ama ilham hâlâ seninle kaliyor.
Pierdes el cuadro, pero te queda la inspiración.
Goa'uld'ların filoları çok geç kaliyor.
La flota Goa'uld se está retrasando demasiado.
Ruby ise o zamana kadar ölmüstü. - Bize de sadece Bay "X" kaliyor.
Eso nos deja con...
Bay Tambor, özür dilerim ama Ari randevusuna geç kaliyor.
Sr. Tambor, lo siento, pero Ari llega tarde a una cita.
Surudeki telli turnalar, surekli seslenerek birbirlerine yakin kaliyor.
La bandada se mantiene en contacto llamándose una a otra.
Bazen degisen seylerden daha fazlasi oldugu gibi kaliyor.
A veces cuanto más cambien, más siguen siendo iguales.
Yani, ne kadar insan bu sinavdan kaliyor ki?
Es decir, ¿ cuánta gente suspende?
Ne geçmiste oldugu, Bu eski bir hikaye, müzik ve ne gelecekte, yapacak bir gizem kaliyor.
Lo que he hecho en el pasado es historia antigua, y lo que hare en el futuro es un misterio...
Zihnin bunu deniyor ama bedenin burada kaliyor.
Tu mente lo intenta, pero tu cuerpo, tu cuerpo se queda aquí.
Eh birimiz sik sik geç kaliyor... Yani... Bilmiyorum.
Uno de los dos llega tarde a menudo, así que no sé.
Yuru. Bagwell burada kaliyor.
Y Bagwell se queda aquí.
Mahalleye yeni tasinan cocuklardan biriyseniz ve bu deli iyilik... Mormon guvenligi... coktan sizi bastan cikarmissa, size sadece potu arttirmak kaliyor.
Eres el chico nuevo en la calle y todo lo loco ya fue tomado por los demás, así que como que tienes que subir el nivel.
Aslina bakilirsa o William Stone Yurdunda kaliyor.
En el pabellón William Stone.
Askeri itibarim bir caydirici olarak hala hizmette kaliyor "
"mi reputación militar todavía será usada como disuasivo"
Ne var ki, bu Alman askerleri için rüya yakinda kabusa dönüsecek, çünkü burada bile kontrol Nazilerde kaliyor.
Para ellos la guerra termino y están a salvo. Sin embargo, para estos soldados Alemanes pronto el sueño se hara pesadilla porque incluso aquí, los Nazis están controlando.
Geriye tek birsey kaliyor.
Eso solo deja una cosa.
Pekala, o halde geriye Jackson, ben ve Coogan kaliyor.
Entonces sólo quedamos Jackson, yo y Coogan.
Bahis parasini getirmek de Albert ve bana kaliyor.
Albert y yo nos encargaremos de conseguir el dinero que apostaremos.
Hucre evleri nereden tutsan elinde kaliyor.
El depósito se ve mejor y mejor.
Kamyon gectikten sonra cok az bir vaktimiz kaliyor.
Una vez que pase el camión, tenemos una ventana realmente corta.
Tamam, bu bende kaliyor tamam mi?
Bueno, voy a aferrarme a esto, ¿ verdad?
Sonra bakalim sörf yapmaya vaktin kaliyor mu.
Verás cuánto tiempo tienes para jugar en las olas.
Ne kaliyor geriye?
Bueno, ¿ entonces que nos queda? No lo sé.
Bütün bunlar. Senthil neden bizimle kaliyor?
Todo... ¿ por qué Senthil sigue con nosotros?
Hadi. Kaliyor musunuz, gidiyor musunuz?
¿ Se queda o se va?