English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Karas

Karas traduction Espagnol

864 traduction parallèle
- O Güney'in yüz karası.
"Es una deshonra para el Sur."
- Yüz karası bir durum, değil mi?
- ¿ No es una lástima? .
- Üzgünüm ama -... boyu şu civarda kömür karası saçları, büyük kahverengi de gözleri var.
Es como... Es como así de alta, cabello negrísimo y grandes ojos marrones.
Gözleri gökyüzü mavisi saçları abanoz karası.
- Sí. Sus ojos son como el azul del cielo, su cabello como el ébano.
Sen benim evim için bir yüz karasısın.
Es usted una vergüenza para mi casa.
Medeniyetin yüz karasısın!
¡ Eres un traidor a la civilización!
Ben deli ablayım, ailenin yüz karası.
Soy la hermana loca, el problema de la familia.
Ailesinin yüz karası olmuştu.
Deshonró a su familia.
Ama sen bayım, ordunun yüz karasısın.
Pero usted es una desgracia para el Ejército de la Unión.
Biliyorum, ananın yüz karasısın!
Sí, lo sé. Y eres una desgracia para tu madre.
Tüm oyunların en büyük yüz karası!
Ensuciado un sport noble.
Bir numaralı halk düşmanı... veya daha doğrsu halkın yüz karası John Dillinger en azılı insan avcısı haline geldi.
Como resultado, John Dillinger, el enemigo público número uno o la desgracia pública número uno es ahora el centro de la cacería más grande de la década.
Bir yüz karasıyım.
Soy una desgracia.
Bütün apartman için tam bir yüz karası.
Una desgracia para toda la casa
Sen Noel geleneğinin yüz karasısın. Ve beni bu şekilde kötülemi kabul edemem.
Usted mancha la tradición de la Navidad... y me niego a que manches mi nombre de esta manera.
Şimdi, Noel için ne istediklerine dair karasız olan... bir sürü çocukla karşılaşacaksın.
Muchos de los niños no saben qué quieren para Navidad.
Tam bir yüz karası. Öyle.
Las ovejas negras quieren que todas las demás parezcan negras también.
Tam bir yüz karasıyım.
Soy una oveja negra.
Beraber en ufak bir şansımız yok. Ben toplumun yüz karasıyım, bunu değiştirmenin imkanı yok.
Juntos no tenemos ninguna posibilidad.
- İtalyan Amerikalıların yüz karası. - Orada dur- -
Una vergüenza para todos los italoamericanos decentes.
Kayınpederinin yüz karasısın.
Has hecho retroceder 50 años lo que hizo tu suegro.
O kadının yüz karası olmadığını düşünebilirsin ama onunla asla arkadaşIık etmeyeceksin.
Nunca irás con una mujer que pienses que no es intachable.
Üstelik o poster bir yüz karası.
Ese cartel es vergonzoso.
Bize davranış tarzınız yüz karası.
No tienen derecho a tratarnos así.
- Polislerin yüz karası seni.
- ¿ Por qué? , poli de pacotilla.
Cochise'nin kemiklerini sızlatıyorlar. Sen Apaçi halkının yüz karasısın.
Tú avergüenzas a Cochise y a los apaches.
Bu yüzden Musa, seni Firavun'a yollayacağım, kavmimi Mısır'dan çıkarasın diye.
Por tanto, te enviaré a ti, Moisés, ante el faraón, para que saques a mi pueblo de Egipto.
Evet, kafamdan söküp çıkarasım var.
Sí, me gustaría olvidarme de eso.
Arkadaşın Hunsecker'a gelince, ona bu mesleğin yüz karası olduğunu söyle.
A su amigo Hunsecker le dice de mi parte que es una vergüenza para su profesión.
Her aileden bir yüz karası çıkar.
Muchas familias tienen ovejas negras.
Ordu disiplini için yüz karası birisin.
Eres una vergüenza para la disciplina militar.
Bu bir yüz karası ama ne yapabilirim?
Es una desgracia pero, ¿ qué puedo hacer yo?
- Roger, sen ailemizin yüz karasısın.
- Roger, eres un sinvergüenza.
Kuzgun karası bir gökyüzüydü, üstelik havada hiç kuzgun olmamasına rağmen.
Yo a eso lo llamo un cielo de "cuervo". Pero no había ningún cuervo.
- Her zaman ailenin yüz karası olduğu içindir.
Porque él ha sido siempre la oveja negra de la familia.
Sen babanın yüz karasısın.
Eres una vergüenza para la memoria de tu padre.
- Sıfatsız yüz karası!
- ¡ Sucio desgraciado!
Hani bir anne ailenin yüz karası çocuğu için ne hissederse Bruno için öyle hissediyorum.
Siento por él lo que una madre por un hijo algo... digamos... desafortunado.
Bruno... bana ailenin yüz karasıymış gibi gelmiyor.
Pero Bruno no me parece tan desafortunado...
Fransa'da olsa böyle bir adam ülkenin yüz karası olurdu.
En Francia ese hombre sería la vergüenza de la nación.
Bu resim Galveston için bir yüz karasıdır.
Ese cuadro es una vergüenza para Galveston.
Biliyorum- - Yüz karasıyım biliyorum.
Sé que... soy una desgracia.
Yüz karası!
Averguenzate!
Kelly, sen mesleğimizin yüz karasısın.
Kelly es una vergüenza para la profesión.
Cinsel dürtülerime boyun eğişim... ilelebet yüz karası bir sır olarak kalacak.
No temas, nunca revelaré el secreto de mi culpa, que fue ceder a la tentación de la lujuria.
"... Cinsel dürtülerime boyun eğişim, ilelebet yüz karası bir sır olarak... "
"... mi culpa, que fue ceder a la tentación de la lujuria.
"Arthur... Arthur, sen insanlığın yüz karasısın."
Solía decirme : "Arthur, eres un forúnculo en el trasero de la humanidad".
Yüz karasıymışım.
Un forúnculo.
Kasabanız ve film endüstrisi için bir yüz karasısınız.
Son una vergüenza para el pueblo y para la industria cinematográfica.
Alçakların bile yüz karasıyım.
No, tu padre es una mofeta.
Yüz karasısın!
¡ Qué vergüenza!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]