Karenın traduction Espagnol
1,274 traduction parallèle
Yalnız, parasız, bir arabada yaşıyor ve bir hizmetçiyle flört ediyor olabilirim, ama Karen Walker'ın itibarı var. Anlaşıldı mı?
Quizá esté sola, quebrada, viviendo en un auto, y abusando de mi criada, pero Karen Walker tiene su dignidad.
Son şansın, Karen.
Última oportunidad, Karen.
Karen'ın limuzinini sokağın aşağısında gördüm sandım, o yüzden, bir kez daha akıllanmasını için uğraşayım dedim, ama kapıyı açtığımda,
Me pareció ver la limosina de Karen, y quise hacer un último intento para hacerla recapacitar.
- Karen'a mı baktın?
- ¿ Buscando a Karen?
Karen, burda n'apıyorsun?
¿ Qué haces aquí?
Sen Karen olmalısın. Ne güzel!
Más despacio, gitana borracha.
Lütfen bana onun senin idrarın olduğunu söyleme.
Es fenomenal, Karen.
Woody Allen'ın kız / karısıyla geçinmesini gözlemleyeceğim. Nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyorsun?
Karen, mirar es de mala educación.
Mahkemelere giremiyorsun diye yakınıyordun, al sana fırsat.
Karen, tengo que decirte algo.
Kıyafetlerimi nerede çıkarayım? Karen, kıyafetlerini çıkaramazsın.
Miraba las flores, cantaba, pensaba en enamorarme algún día.
Tüm aile resimleri olacak ve ben de düşünüyordum ki, ailem ayrıldığından beri kardeşlerimle birlikte okşamanın icadından beri bir kanepeye oturup konuşamadığımız için ikimiz gideriz.
Bien. Hola, Karen. ¿ Me trajiste la muestra que te pedí? Claro, cariño.
Sen tavşansın, Karen değilsin.
Dios mío, tenemos que hablar.
N'oldu? Karen, am, senin hakkında hayranlık duyduğum şeylerden biri bir mücadeleden kaçma yeteneğin.
Karen, una de las cosas que admiro de tí, es tu habilidad para huir de los retos.
Karen, şimdi sakin ol çünkü sana pantolonların aşağıda olmasına inanarak pantolonsuz
No me siento más intemidado de lo que tú estarías, en una habitación llena de gente que se va al cielo. Eres un encanto. Voy a ver como es mi habotación.
Hayatının belgeselini yapıyorum. İsmi : " Karen :
Escribe eso y cuéntalo en las fiestas.
Karen, lütfen. Alınıyorum bak.
Karen Walker, me pareció oler a ginebra y lamentaciones.
Seksin unutulduğu bu evde Karen Walker'ın en sevgili iki arkadaşını...
Jamás vilaría los sagrados votos del matrimonio, teniendo un amante. Es mi puta. To gigolo.
Eğer bize katılırsanız Karen Walker'ın gizemini araştıracağız.
Parece que tenía algo mejor que hacer, que venir a la convocatoria. Jack, tú harás el solo de Owen, está vez.
Ayın 18'inde Karen sana 280 dolarlık bir çek yazmış.
Estupendo.
Çek defteri, Karen Walker'ın gizemini açığa çıkarıyor.
Disculpa. Como dijo Aretha a Gloria, Celine, Shania, y Mariah, en Divas en directo,
Bize katılın ve Karen Walker'ın gizemini ortaya çıkaralım.
Me diste las palmaditas en la espalda, que daría un heterosexual. En realidad fue más un abrazo gay.
Kamerayı al ve Karen'ın kuaförüne gidip röportajımızı yapalım ve filmi gösterime hazır hâle getirelim.
Dios, me asustaste.
Karen'ın annesiyle görüştüm.
No, no estoy incómodo.
Karen yedi yaşındayken babasının öldüğü ortaya çıktı. Karen'ın yedi yaşındaki hâlini hayal edebiliyor musun?
Este es muy bonito, es increíble.
Ama içimde Karen'ın açık göğüsleriyle bir adam öldürdüğünü düşünüyorum.
Si, Como eres gay, yo debo estar arriba.
- Karen'ın annesi mi varmış?
Te pillé, heterosexual bastardo.
Karen, şu an çok üzülüyorum bir kameramızın olmamasına.
Espera. ¿ Qué? podríamos hacer algo, pero nos haría malas personas.
Bunu yapamayacağım. Senden faydalanamam. Sen benim kızımsın ve seni çok seviyorum.
Karen, en este centenario de tu nacimiento, Jack quiere que te desee feliz cumpleaños.
Karen, burası bir otel değil Kimse yatağını indirmekte olmayacak.
Esto ne es un hotel y nadie te hará la cama.
- Bu senin kartın mı? - Hatırlamıyorum. Aklım almıyor Karen.
Cuando tenía 11 años, le supliqué a mi padre que me comprara, una base de pastelería con adornos como rosetas, para hacer una torta, para la confirmación de mi amiga Jenny.
Gerçek bir insanla takılamadığın için Karen'la mı takılıyorsun? Pardon bayım, sorunuz mu vardı?
Todos han visto el interior de su colon, pero nadie el interior de su departamento.
İlk defa Karen'ın asansör fobisi yüzünden merdivenleri kullandık.
La primera vez, subimos a pie, porque Karen teme al ascensor.
Karen'ın mesajından sonra tek dinleyebildiğim Dan Fogelberg oldu.
Después del mensaje de Karen, sólo podía escuchar a Dan Fogelberg. ¿ Listo?
Tavuğu beğendik. Paul ve Karen'ın nasıl beraber olduklarını bilmeyen yok ama yine da anlatacağım çünkü bana şunu hatırlatıyor kardeşimin mutluluğu benim sorumluluğum çünkü onunla ilk ben tanıştım.
La historia de cómo Paul y Karen se juntaron... ya la saben casi todos... pero quiero contarla porque me da la oportunidad... de recordarle a mi hermano que soy el responsable... por toda su futura felicidad.
O zaman Karen'ın özel bir kadın olduğunu anlamıştım.
Ahí mismo supe que Karen era una mujer especial.
Sevgili konuklar bugün burada, Tanrı'nın huzurunda, bu kadını ve bu erkeği birleştirmek üzere bulunuyoruz.
Querida gente, hoy estamos reunidos aquí... en presencia de Dios para unir a esta mujer, Karen... y a este hombre, Paul... en matrimonio sagrado.
Hoş geldiniz Karen ve Paul. Ve Gary'nin hikâyelerinden gözünüz korkmasın. Turistleri korkutmayı çok sever.
Bienvenidos Karen y Paúl, No se dejen intimidar por... las historias de Gary.
Sabırlı davrandığını biliyorum Karen.
Sé que fuiste buena conmigo, Karen.
Peki, Kate Karen'in eski sevgilisi ve Karen'de Suzanne'ın, o zaman...
Bueno, si Kate era la ex de Karen y Karen es la ex de Suzanne, entonces...
- Karen seni yarın arayıp teyit eder.
Karen te llamará mañana para confirmar y decirte el lugar.
Dobra dobra konuşmamı bağışla... ama Karen'e ne yaptın, çok b.ktan gözüküyordu.
Ahora, disculpe mi franqueza... pero lo que hizo a Karen era bastante malo.
Bunların hepsiyle yaşayabilirdim.
KAREN : yo podría vivir con todo eso.
Oh, evet, sen hayatımın en büyük hatasıydın.
KAREN : Oh, sí, usted fue el mayor error de mi vida!
Karen, bunu yapamazsın.
Karen, no puedes hacer eso. ¿ Qué eres?
Selam, Karen. Nasılsın?
Hey, Karen. ¿ Cómo estás?
Karen Stottlemeyer'ın filminde, ki bu arada... oldukça hoş bir filmdi.
Estaba en la pelicula de Karen Stottlemeyer, la cual... la cual disfruté totalmente, dicho sea de paso.
Yani, Karen ve oğlu hakkında ne düşünürsen düşün, sen ne bir koca ne de bir babasın.
No sé qué piensas que eres para Karen y su hijo pero no eres ni un marido ni un padre.
Karen Roe, Dan Scott'ın evinde hem de erkek arkadaşı Keith Scott'la.
Karen Roe en casa de Dan Scott y con Keith Scott de pareja.
Karen, işte buradasın.
Karen, estás aquí.
Madem özür dileme modundasın Dan, neden Karen'dan başlamıyorsun?
¿ Estás de humor para disculparte, Dan?
Rehberde "Karen'ın Kafesi" yazıyor.
Está en la guía en "Karen's Cafe." ¿ De veras?