Kasım traduction Espagnol
6,552 traduction parallèle
Müzik hizmeti verdiğimiz, Gryzzldump geçtiğimiz Kasım'da açıldı ve şu an 170 milyon kullanıcısı var.
Lanzamos el servicio de música en noviembre y ya tenemos 170 millones de usuarios.
Birkaç arkadaşımla, Kasım'da Arctic Monkeys konserine katılmak için yola çıkmayı planlıyoruz.
Oye, un grupo de amigos están planeando un viaje por carretera para ir a ver a Arctic Monkeys en Noviembre.
Sanırım tatlı maximus kasım.
Creo que es mi glúteo máximo.
geçen yıl kasım ayında tutuklanmış.
Fue arrestado en noviembre del año pasado.
Diz kasım gerildi.
Creo que me he desgarrado el tendón de la corva.
İşte... işte burada. Lindsay Hansen... 12 Kasım 2008'de bulundu.
Lindsay Hansen... encontró el 12 de noviembre de 2008.
Lindsay iğnelerden ölümüne korkardı. Lindsay'in 12 Kasım 2008'de bulunduğunu biliyoruz.
La señora Hansen, w-w-nosotros sabemos que Lindsay se encontró sobre... el 12 de noviembre de 2008.
Kasım'da.
Aye.en Noviembre.
- Kasım'da.
- Octubre.
Heather Mendez, Kaliforniya, Kasım 2004.
Sí. Heather Mendez, California, noviembre de 2004.
Sanırım bir kasım çekti.
Creo que tuve un tirón muscular.
Sıradan Almanlar için savaş, Kasım 1918'de bitmemişti.
Para los alemanes ordinarios, la guerra no terminó en noviembre de 1918.
8 Kasım 1923'te Hitler Nazileriyle birlikte, devletin yüksek kademelerindeki memurların toplandığı bir Münih birahanesini basmıştı.
El 8 de noviembre de 1923, Hitler lleva a los nazis en una cervecería de Munich donde altos funcionarios del gobierno están cumpliendo.
Bravo Kasım 45.
Bravo noviembre cuatro-cinco.
Kayıt Otel. Kilo 11. Romeo Kasım X-ray.
Matrícula Hotel Kilo 11 Romeo November X-ray.
- Bravo Kasım 45'ten Kontrol'e. - Söyle 45.
Bravo November 45 a control.
Pekala, şimdi sıcaklığı biraz arttıralım ve onlara biraz kas gösterelim!
Muy bien, ahora vamos a subir la temperatura ¡ y enseñarles algo de carne candente!
- Aklına ilk gelen şey koca kas mı?
¿ Esa es tu primera ocurrencia? ¿ "Enormes mazas"?
Tamam, kendim kaşındım.
De acuerdo, morderé el anzuelo.
- Calaca'nın sabıkası kayıtlarına bakalım.
- Pasando por el récord de Calaca. - Sí.
Sence plânlı veya kasıtlı mıydı?
¿ Crees que fue logístico o intencional?
Onu kasıtlı olarak sahte ihbar vermekle suçlayacağım.
Ella mintió y dijo su bebé estaba desaparecido. Voy a cobrarle por a sabiendas presentar una denuncia falsa.
Kasık kıllarımı kesme işim bittiğinde artık tıraş olmamam gerektiğini hissettim.
Para cuando termine con mis púbicos ya no tenía ganas de afeitarme.
- Kaşık sarılması yapalım mı?
- ¿ Hacemos cucharita?
Bak, daha önce hiç diğer tarafa kaşık yapmamıştım ama ne olacak ki? Bir erkek değişebilir, değil mi?
Mira, nunca he sido el que abraza, pero ¿ qué diablos?
Sabıkası veya akli sorunları var mı?
¿ Tiene antecedentes penales o problemas de salud mental?
Kavgaya devam etmek istedim ama kaşım yarılmıştı.
Créanme, quería darle más pero tenía un corte en el ojo.
Bana Christian de, ve kendimizi anlamsız formalitelerden ve kasıntılıktan kurtaralım.
Llámame Christian, y vamos a ahorrarnos toda esta formalidad y postura sin sentido.
Sırada Hulk ve Thor. Biraz kas gücü lâzım.
De hecho un poco de humildad es buena para ricitos de oro
Ve bunu söylemek dudaklarımı kaşındırıyor, ama özür dilerim.
Me pican los labiso por decir esto, pero lo siento
Kas kafa! Zırhımın anatomik kontrollerini kulenin sistemlerine göre yeniden ayarladım.
He remapped mi traje de controles anatómicos en los sistemas de la torre.
Cuma günü suratım kaşınmaya başladı ve eve dönerken bir dermatologa görünmeye gittim.
El viernes empezó a picarme la cara, y de... regreso a casa, visité a un dermatólogo.
Kaşımın gözümün hatırına değil tabii.
No es que me tuviera mucho aprecio.
Kasım. 9512.
Noviembre 9-5-1-2.
Bravo Kasım 45.
Bravo Noviembre 45.
Kasıktan mı, alından mı?
Entrepierna o frente.
Amacımıza ters olan bu aptal kaşındıran bıyık ki beni seri katil gibi gösteriyor.
Lo que arruina el propósito es este estúpido bigote que pica y que... -... me hace ver como un asesino serial.
Onunla kasıklarına vurayım istersen?
¿ Quieres que te de en las pelotas con ella?
Sen sütten çıkmış ak kaşık mısın?
¿ Lo admitirías?
Bu da benim kaşığım!
Y esta... es mi cuchara.
Bir kaşık mı?
¿ Un cucharón?
Kasıtlı olarak sağlık programımız içi radyolojik risklerle ilgili alakasız birini seçtin.
Elegiste intencionadamente a un hombre que no sabe nada... sobre riesgo radiológico para liderar nuestro programa médico.
Kasığımdan girmeye çalışmamalarını söyle ona, tamam mı?
Dile que van a intentar entrar por mi ingle, ¿ vale?
Jasmine Forsythe kasırgasının neler getireceğine bakalım.
Veamos qué sucederá con el huracán Jasmine Forsythe.
Kalp rahatsızlığım var... kalp kası iltihabı.
Tengo una enfermedad del corazón - miocarditis.
Kalp hastalığım var, kalp kası iltihabı.
Tengo una enfermedad cardiaca, miocarditis.
Evet, burnum tıkalı, boğazım kaşınıyor ve gözlerim tamamen şişti.
Sí, tengo la nariz atascada, me pica la garganta, y tengo los ojos hinchados.
Hiç bir sayımı kaçırmazdın, kasıntı seni.
No es propio de ti perderte un recuento, pequeña hetero.
Kasıklarından başlayacağım ve yukarı çıkacağım.
Voy a empezar con tu entrepierna, y voy a continuar hacia arriba.
Geçmişe ait bir sabıkası yok. Resmi olarak daha şüpheli değil ve soruları ben soracağım.
No tiene antecedentes, no es oficialmente sospechoso, y yo hago las preguntas.
Sanırım neyle karşı kaşıya gelebilecek olmama?
Supongo que yo sabía lo que estaba metiendo?