Katarina traduction Espagnol
363 traduction parallèle
Ben Katarina Witt.
Soy Catalina Witt.
Katarina Witt ve Marv Albert ile tanıştım.
Conocí a Catalina Witt y Marv Albert.
"İki oğlan bize bakıyor" dedim yanımdaki Katarina'ya.
"Hay dos chicos mirándonos", le dije. Ella se llamaba Katarina.
Ve Katarina göğüsleri ve güzel kalçasıyla yanımdaydı.
Todo el tiempo tenía a Katarina a mi lado, con sus pechos y muslos gruesos.
Çok gençtiler. Sonra içlerinden en cesur olanı yaklaştı ve Katarina'nın yanına çömeldi.
Entonces, uno de ellos, el más atrevido, se acercó hasta donde estábamos y se puso en cuclillas al lado de Katarina.
Birden Katarina'nın "Neden gelmiyorsun?" dediğini duydum.
De repente oí decir a Katarina : "¿ No vas a venir aquí arriba?"
Birden çocuk onun üzerine çıktı. Katarina onun kalçasını tutarak içeri girmesine yardım etti.
De pronto, él estaba sobre ella, ella le ayudaba y sujetaba su trasero mientras la penetraba.
Katarina'nın mırıldandığını ve güldüğünü duyuyordum.
Oí a Katarina susurrarle al oído y reír.
Katarina "Git ona!" dedi.
Katarina dijo : "Ahora ve con ella".
Katarina yandan bize bakıyordu ve onun sırtına dokunuyordu.
Katarina yacía de lado, mirando, y lo sujetaba por detrás.
Çocuk boşaldığında Katarina ona sarılıyor ve eliyle mastürbasyon yapıyordu.
Cuando él acabó, ella lo abrazó y se masturbó con su mano.
Ve Katarina boşaldığında çılgınlar gibi bağırıyordu.
Y cuando ella tuvo su orgasmo, gritó y gimió muchísimo.
Katarina pantolonunun düğmelerini çözdü ve onunla oynamaya başladı.
Katarina le desabrochó los pantalones y comenzó a jugar con él.
- Katarina son zamanlarda sana iyice tutuldu.
Ten cuidado, últimamente cada vez le gustas más.
- Bak görüyor musun, Katarina?
¿ Oyes?
- O yazıyı yazan Katarina'ydı.
- De hecho, lo escribió Katarina.
- Sen bu kadar akıllı mısın Katarina?
- ¿ Tan lista eres? - ¿ Qué creías?
Bu yüzden Katarina oturup makaleyi yazdı ve bana telefonda okudu.
Así que Katarina lo escribió y me lo leyó por teléfono.
Şerefe, Katarina!
Salud, Katarina mía.
- Neyiniz var, Katarina? - Hiçbir şey.
- ¿ Qué te pasa, Katarina?
Tepeden tırnağa berbat bir herifim ama başka türlü de olamıyorum.
Lo más extraordinario... es que, según Katarina, no tengo lo que hay que tener.
Keşke Katarina'da böyle yemek yapmayı öğrenseydi.
En serio, ojalá Katarina supiera cocinar como tú.
Katarina benden çok daha iyidir.
Katarina tiene mucha más mano que yo.
- Duyuyor musun, Katarina?
¿ Lo oyes, Katarina?
"Katarina İsviçre'deki servet üzerinde hak iddia etmekten vazgeçerse boşanmayı kabul ederim."
Y la calculadora dice, "Aceptaré el divorcio... si Katarina renuncia a los bienes de Suiza."
Katarina bir iş adamı.
Katarina es un hombre de negocios.
O zaman biz çocuğuz.
Coño, Katarina y yo somos como dos niños pequeños.
Katarina'nın içinde ağlayarak oturan küçük bir kız var,... düşmüş, canı yanmış..... ama kimse onu avutmaya gelmiyor.
En el fondo, ella es una niña que llora... porque se ha caído y se ha hecho daño... pero nadie va a consolarla.
Ben de hiç büyümemişim,..... ne denli terbiyesizlik edersem edeyim,..... Katarina beni sevsin istiyorum.
Yo estoy en la otra punta y tampoco he crecido. Y lloro porque Katarina no puede quererme. Aun así, soy cruel y malo con ella.
Sen kendini bu kadar yeri doldurulamayacak bir insan mı sanıyorsun sevgili Katarina?
¿ Tan absolutamente imprescindible te crees... mi querida Katarina?
Artık Katarina ve Peter'ın neden bir cehennem hayatı yaşadıklarını biliyorum.
Ya sé porqué Katarina y Peter viven en un infierno. No hablan el mismo idioma.
Bu arada, Peter ve Katarina'dan bir mesajım var.
- De acuerdo. Recuerdos de Peter y Katarina.
Peter ve Katarina'ya ne diyeceksin? Tümünün canı cehenneme!
¿ Qué les dirás a Peter y a Katarina?
Yaşlı Katarina Kepler inanılmaz derecede aksi bir kadındı.
Katarina Kepler era una anciana pendenciera.
Peter ve Katarina seninle hiç görüşmediler mi?
¿ Han precisado de su atención médica?
Bu fikri iki yıldır taşımaktayım.
Llevo 2 años pensando en matar a Katarina.
Katarina sadakatsizdi... ve ben de. Ama önemli değil.
Los dos nos hemos sido infieles, eso no tiene nada que ver.
Hormonlarımın sorumlu olduğunu söylemeni istiyorum.
Dime que mi fantasía con Katarina es algo pasajero y hormonal.
Katarina'yı banyo paspasında acı veren bir gırtlakla görmek dışında,
Y Katarina está tirada en el suelo con una gran herida en el cuello.
Katarina'ya söylesem mi?
- ¿ Se lo debería contar a Katarina?
Katarina?
¿ Katarina?
Bilmiyorum, Katarina.Kahrolası sezgim bunu bırakıvermiyor.
No sé, mi intuición me preocupa.
Ve sonra Katarina ile karşılaştı ve ona delice aşık oldu.
Entonces conoció a Katarina y se enamoró perdidamente.
Katarina'nın onun üzerinde çok kontrolü vardı. Söz sahibiydi.
Katarina ganó mucha influencia sobre Peter, ella decidía.
Peter biraz yorgun olduğunu söyledi. Katarina Paris'te olacaktı... hafta ortasına kadar. Soğuk almış olduğunu.
Peter solamente dijo que tenía sueño, que había estado resfriado.
Katarina ve Peter uykusuz bir gece geçirirler.
KATARINA Y PETER PASAN UNA NOCHE EN VELA JUNTOS.
Katarina, söz verdin.
Katarina, lo prometiste!
Artık Katarina yatağı gidiyor.Yediye çeyrek kala kalkmak zorundayım.
Katarina se va a la cama. Ya sabes que tengo que madrugar.
Yorgunum, Katarina.
Estoy cansado, Katarina.
Felaketten dört gün önce, Katarina moda gösterisini hazırlar.
A 4 DÍAS DEL DESASTRE, KATARINA PREPARA SU PASE DE MODA
- Hadi, Katarina.
- Venga, Katarina.