English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kenara

Kenara traduction Espagnol

11,625 traduction parallèle
- Kenara çekil onbaşı.
- A un lado, cabo.
Eğer bu işe yarayacaksa, ön yargılarını bir kenara koymayı denemek zorunda kalacaksın. - Bu senin için çok tanıdık olmasa da.
Sabe, si esto va a funcionar, va a tener que poner a un lado sus prejuicios, por desconocido que pueda ser para usted.
Rica etsem makara geçmeyi bir kenara bıraksak?
Te molesta si cancelamos la conversación?
Sanki biri kenara çekerken çocuk parmaklarıyla direnmiş gibi.
Mire, parecen marcas de dedos aferrándose mientras el chaval era empujado hacia el borde.
Mertçe kenara çekilip yavaş yavaş tükenişinizi, nefes almaya çalışmanızı Thin Mint dağıtır gibi kapı kapı dolaşıp yerel ürününüzü pazarlamanızı mı seyredecektim?
¿ Debería haberme apartado noblemente, para veros fracasando durante años, jadeando por aire, vendiendo vuestro pequeño producto regional puerta a puerta como Thin Mints?
Otobüs numarası bulun ve sürücüye kenara çekip beklemesini söyleyin.
Tenemos que localizar ese autobús. Decidle al conductor que frene y se detenga.
Her şeyi bir kenara bırakırsak ailesini çok sevdiğine eminim.
Quién, debajo de todo esto, juraría que... que quiere y mucho a sus padres.
Şimdi sen ve ben farklılıklarımızı bir kenara bırakalım ve bu gece Marjorie'nin iyileşmesini kutlayalım.
De acuerdo, tú y yo hagamos a un lado nuestras diferencias y simplemente celebremos la recuperación de Marjorie esta noche.
Farklılıklarımızı kenara mı koyduk aramıza mı aldık?
¿ Vamos a dejar de lado nuestras diferencias, o no?
Anlaşmazlıklarımızı bir kenara koyup ona güzel bir gece yaşatalım.
Hagamos a un lado nuestras diferencias y vamos a hacer que ella la pase bien.
O yüzden şu saçmalığı bir kenara bırakıp kendi "Method of Modern Love" ımızı yaratalım.
Así que olvidemos todo este sinsentido y hagamos nuestro "método de amor moderno"
Mevki durumunu şimdilik bir kenara bırakalım da...
Dejemos sus credenciales a un lado, por el momento.
- Kenara çekiyor.
Se va a estacionar.
Resmi hikaye bir kenara, Ma'an'a gitmek için çok erkendi.
Probablemente fue muy precipitado ir ahí a Ma'an si dejamos de lado la versión oficial.
Bir sefer olsun onu bir kenara bırakamaz mısın?
¿ No puedes dar a los muertos una noche libre por una vez?
Kenara itilmiş, yabancı hissetmiş, sorunlu bir ailesi var.
- Dejada de lado, se siente alienada, familia difícil.
İsim takma oyununu ve kan davanızı bir kenara bırakıp biraz çalışabilir miyiz?
¿ Podemos dejar de lado los insultos y las rencillas sangrientas y ponernos a trabajar?
Dünyadaki her şeyi şiddetle süpürüp bir kenara atar.
y todo en su mundo será barrido violentamente.
Arı olayını bir kenara bırakıp Rasheed adlı adamı bulalım.
Vale, pondremos este asunto de las abejas por ahora y encontremos a este tal Rashid.
Şimdi kenara çekilin.
Apártate.
Supergirl'ün tecrübesizliğini bir kenara bırakın.
Olvídate de la falta de experiencia de Supergirl. National City no necesita problemas
Dinlenmek için endişelerini bir kenara bırakmalısın.
Deja descansar a tus preocupaciones.
Cassie, yerine geçmem için kenara çekilmen gerekiyor.
Cassie, tienes que apartarte para que pueda operar.
Cassie, kenara çekil.
Cassie, muévete. Cassie, muévete.
Bununla birlikte hayat verebilir ya da bir kenara atabilirsin.
Con ello, puedes dar vida o arrebatarla.
Hayatını bir kenara atmana izin veremem.
No voy a dejar que tires tu vida.
Bu duygunu bir kenara koy çünkü Brick'in okulundan aradılar.
Bueno, mantén ese sentimiento, porque llamaban del colegio de Brick.
- Kenara gidip intörnlerle bekleyebilirsin intörn.
Puedes ir ahí a mirar con los internos, interno.
Son derece doğal iğrenme duyguları olsa dahi saygı bir kenara bırakılmamalıdır.
El respeto no debe dejarse de lado con cualquier sentimiento perfectamente natural de repulsión.
Long Beach Polisine göre Memur Mills Randall'ı kenara çekmek için 9 : 33'de selektör yapmış.
Mills mandó a parar a Randall a las 9 : 33.
Fisher seni kenara itip kurtardı.
Fisher te empujó fuera del camino. Él te salvó.
Dinle beni. Kimse seni kenara itmeye çalışmıyor.
Escúchame, nadie está tratando de hacerte a un lado.
Şimdi kenara çekilin.
Ahora muévete a un lado.
İtirazlarını ve benden hazzetmeyişini bir kenara koy da söyleyeceklerimi dinle.
Así que pon a un lado tus objeciones y tu antipatía hacia mí y escucha lo que tengo que decir.
Geri almayı dilediğim şeyler söyledim sana. Ama uzun bir süredir arkadaşız seninle. Bunu bir kenara atmak istemiyorum.
Dije algunas cosas que me gustaría retirar... pero fuimos amigos mucho tiempo... y no quiero tirar todo eso.
Kenara çek.
Detén el auto.
Ve dizlerinizi düşmek , bir kenara bilim, Wainwright Lay.
Deja la ciencia a parte, Wainwright, y arrodíllate.
Bu gerçeği bir kenara koymalısın.
Habrá que dejarlos al margen.
Eğer Jason ve ariadne sadece kenara çekilmek olacağını düşünüyorum?
¿ Crees que Jason y Ariadne lo aceptarán?
Kenara çekil!
¡ Apártate!
Kenara itti olsun metin yoktu.
No te envié mensajes para que me ignoraras.
Kenara çekil!
¡ Aparta!
Kenara çek.
Estaciónate.
Çekil bakalım kenara.
A un lado.
Kenara atladığım kısım var ya, mükemmel bir şeydi!
¿ Y esa parte en la que salté hacia un lado? ¡ Fue increíble!
Burası güvende olduğum ilk yer ve bunu bir kenara atmamı mı istiyorsun?
Este es el primer lugar en el que me he sentido seguro, ¿ y quieres que lo eche a perder?
Kenara çekil Kırmızı Hulk.
A un lado, Hulk Rojo.
Aylakları, kurşunları ve işin boka sarmasını bir kenara bırakırsak da o seçimlerden sorumlusun.
Y sin caminantes, balas y cosas que salgan mal... eres responsable por ellas.
Bu gece kanunu, konumu bir kenara attık zaten.
Esta noche ya nos hemos follado y bien follado a la Ley y al Estado.
Kutuyu bir kenara bırak.
Deje la lata.
Kenara yazdım.
Tomo nota.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]