Kenya traduction Espagnol
654 traduction parallèle
Yıllık safarim için Nairobi'deydim ki, tüm Kenya başarılarınla çalkalandı.
Estaba en Nairobi el año en que sus proezas resonaban por toda Kenia.
Tipini bilirsin. Kenya'dan mı?
Ya conoces a esa clase de tipos.
Denton Kenya'ya gidecek.
Denton va a Kenia.
Muhakkak burada Kenya'dakinden daha çok hayvan vardır.
Está claro que aquí hay más animales que en Kenia.
Çarpışmadan hemen önce atlarım, doğu kıyısına yüzerim ve sonra birlikte Kenya'ya gideriz.
Me zambulliré un segundo antes del impacto e iré nadando a la orilla, donde me esperarás para que nos vayamos juntos a Kenia.
Sen olmadan Kenya'ya gitmek istemiyorum.
No quiero ir a Kenia sin ti.
Bayan Kelly bizimle Kenya'daki sınır Karakoluna kadar gelebilir.
Puedes acompañarnos hasta la oficina del distrito en Kenia.
Onu, Kenya'ya kadar götürürüz. Orada ekibiyle buluşabilir.
La llevaremos hasta el oficial del distrito en Kenia y así puede salir con su grupo.
Varınca Kenya durağına ulaşana kadar nehirden aşağıya gidebilmek için Makualar bize kano ve kürekçi çocuklar verecekler.
Allí los makuas nos darán canoas y remeros iremos río abajo hasta el puesto de Kenia.
Kenya durağında, Jack Wood ile temas kuracağız.
Allí contactaremos con Jack Wood.
Kenya durağında bizden ayrılacak.
La dejaremos en el puesto de Kenia.
Kenya, Samburu'nun kalbi.
Kenia, centro del país de los samburus.
"Metro-Goldwyn-Mayer renkli kameralarıyla çekim ekibini Doğu Afrika'daki Kenya'ya gönderdi ve çok güzel bir film elde etti."
"Metro-Goldwyn-Mayer envió sus cámaras de color y a su equipo... a Kenia, África del Este, y nos regalará una magnífica película".
Savaştan önce, Kenya'da yemiştim.
En Kenya, antes de la guerra.
Ama buna alışık olsanız gerek, Kenya'da sıcak değil mi hava?
Debías estar acostumbrada.. en Kenia, ¿ no?
Kenya Afrika'daki en güzel ülkelerden biridir.
Kenia es uno de los países más bellos de África.
Kenya'da her şey vardır :
En Kenia hay de todo. La selva, la nieve, la sabana...
Çiftliği Kenya'da. Atlar var. Bir de çiçek yetiştirir.
- En Kenia tiene su granja, sus caballos... cultiva flores...
Çocuğunu doğurmak için neden Kenya'ya gittin?
¿ Por qué diste a luz en Kenia?
Tekrar Kenya'ya döneceğimi zannetmiyorum.
No volveré a Kenia.
Kenya'da doğmuş...
Nació en Kenia.
Afrika'da, Kenya'da çok güzel bir çiçek var.
En África, en Kenia, hay una flor muy bonita.
Ben Joy Adamson evim, uzun yıllardır, hilekar bekçi kocam George'un yaşadığı yer olan Kenya'nın kuzey bölgesinde yer alır.
Me llamo Joy Adamson y hace muchos años que vivo en la provincia del norte de Kenia donde mi esposo, George, fue jefe de los guardas de caza.
Kenya, Mozambik...
De Kenya y Mozambique.
Kenya Tarım Bakanı Nairobi'de parlamento tartışması sırasında 20 km kadar düştü fakat bu doğrulanmadı.
Y el ministro keniata de Agricultura y Pesca ha caído desde unos 19 Km... en Nairobi, en un debate, pero no ha sido confirmado.
Kenya'da bir belgesel yapıyordum ve orada fevkalade bir misyoner kadın vardı.
Estaba haciendo un documental en Kenia y había una maravillosa mujer que era misionera.
İkmal konusunda Kenya'dan yanıt bekliyoruz.
Estamos esperando respuesta de Kenya para reabastecer.
Kenyalılar yakıt ikmali yapmamıza izin verecekler.
Kenya nos autoriza a reabastecer.
Şaka yapar gibi bir halim var mı, Kenya gerillası?
¿ Te da la impresion de que bromeo, Mau Mau?
400 bin fil. Bu yıl Kenya'da 1,000 gergedan öldürüldü.
400.000 elefantes... y 1.000 rinocerontes masacrados este año en Kenia.
İren tek başına Kenya'ya gitti.
- Irene habia partido para Kenia sola - ¡ Ahora voy, Elena!
"Kenya, Doğu Afrika 1913" Afrika'da bir çiftliğim vardı...
Tenía una granja en Africa, al pie de las Lomas Ngong.
Kenya'nın sizi yitirecek olduğunu üzülerek öğrendim.
Siento saber que Kenia ha de perderla.
Kenya kadınlar için zor bir ülke... onun için burada bir tür şövalyelik ruhu var.
Kenia es un país duro para las mujeres. - Por ello hay hidalguía.
Kenya ve Tanganyika'da bu şekilde oluşan azgın sürüler oluyor.
Ha habido manadas enfurecidas por eso en Kenia y Tanganika.
Türkiye'deki otel görüşmeleri olumsuz sonuçlandı ve hafta sonu Kenya'ya geri dönüyorum.
Las negociaciones en el hotel de Turquía han fracasado, y regreso a Kenia a finales de semana.
Balayı Aspen Afrika Safarisi Kenya
"LUNA DE MIEL EN ASPEN" "SAFARI EN KENYA"
Annem Kenyalı.
Mi madre era de Kenya.
Kenya'daki Mau-Mau döneminde annesinin nasıl öldürüldüğünü babasının Afrika milliyetçiliği üzerine yazdığı kitapları ve sömürge hükümetiyle verdiği mücadeleleri anlattı.
Cómo su madre fue asesinada en el período de Mau-Mau en Kenya cómo su padre escribió los libros sobre el nacionalismo africano y los problemas creados con la llegada de los gobiernos coloniales.
Son birkaç yılları çok çetin geçmişti Belçika esaretindeki Kongo Zanzibar Angola, Kenya.
Ha habido momentos terribles en los últimos años Zanzibar Angola, Kenya.
Norveç'ten bir kadın, Kenya'dan bir adam ve 20,000 kaybeden insan.
Una de Noruega, uno de Kenia y 20.000 perdedores.
Masaai Mara, Masaai Kabilesi KENYA
Masaai Mara, tribu Masaai KENIA
Flamingolar Magadi Gölü, KENYA
Garzas ( Flamencos ) Lago Magadi, KENYA
Serengeti KENYA
Serengeti KENYA
Thompson Ceylanları, Masaai Mara KENYA
Gacelas Thompson, Masaai Mara KENYA
Masaai Mara KENYA
Masaai Mara KENYA
Kenya'dan. Çok hoşlar Bernard ama olmaz. Bunlar Cicely içinde kimsenin ilgisini çekmez.
Son muy bonitos, Bernard, pero no creo que se vendan en Cicely.
Sanırım benim Kenya`cam sizin ki kadar iyi değil.
Mi swahili no debe ser tan bueno como el suyo.
Kenya'daki parkım bunun yanında çocuk oyuncağı kalacak.
La que tengo en Kenia palidece al lado de ésta.
Kenya'dan bahsetti.
Habla sobre Kenia.
Hiç unutmam, Afrika'da Kenya'da Inbutu kabilesini inceliyordum.
Recuerdo que en Africa, en Kenia,