Kereste traduction Espagnol
549 traduction parallèle
Sen dedin. babanın bir zamanlar kereste işinde olduğunu söylemiştin.
Bueno, deberías saberlo. Me dijiste una vez que tu padre estaba en el negocio de la madera.
Onun bir insan yiyen olmadığına inandıramıyorum onları. Köprü için kereste taşınamıyor artık.
Lo de siempre, creen que les va a comer a ellos.
Karımın babası öldü ve ona küçük bir demiryolu şirketi... bir kereste fabrikası... ve başka birkaç şey bıraktı.
Mi suegro murió y dejó unos ferrocarriles de vía estrecha, un aserradero y... algunas otras cosas. Yo me ocupo de ellas.
Maden, kereste ve demiryolu şirketlerinin raporları.
Los informes de la compañía minera, de la maderera y del ferrocarril.
Kereste deposunda güvenlik görevlisi.
Es un guardia de seguridad en un almacén de madera.
Kereste de var.
Y tiene madera.
Kereste ticaretine girmek için sana güveniyordum...
Contaba contigo para empezar un negocio de madera...
Ben kereste işinden anlamam.
No sé nada sobre el negocio de la madera.
Kereste işine girebilmem için.
A ayudarme con el negocio de maderas.
- Kereste!
- ¡ Àrbol vaaa!
Kereste!
¡ Àrbol vaaa!
Mevsimlenen kereste için ne kadar pay bırakıyorsunuz?
¿ Cuánto tiempo secan la madera?
- Kereste işinde miydin?
Se dedica a la madera, ¿ no?
Kent kereste şirketi - Onu duydun.
En la maderera.
- Bu kereste dedikleri şey değil mi?
- ¿ No son árboles madereros?
Onun için kafamda bir kereste tüccarına bağlanmasından daha iyi şeyler var.
Quiero algo mejor para ella que un simple comerciante.
Curt'un odasındaki kereste var.
Los que Curt trajo para el establo.
- Bay Burns, kereste mi demiştiniz?
- Sr. Burns, ¿ dijo usted madera?
- Kereste işinden iyi kazanıyor musunuz?
- ¿ Da mucho eso de la madera?
Bu civarlarda çok az kereste var.
Por aquí hay muy poca madera.
Kereste işindeyim.
Negocio con madera.
Evet, kereste fabrikası ya da bir çiftlik olabilir.
En un viejo molino o una plantación.
New York ofisimiz ticari Henrietta gemisinin bugün saat 6 : 00'da New York'tan pamuk, beziryağı, ve kereste yüklü olarak ayrıldığını bildirdi.
" Hoy a las 6 : 00 a. m. nuestra oficina de Nueva York reporta... que el mercante Henrietta zarpó de Nueva York... con una carga de algodón, aceite de linaza y madera.
- Tüm bu kereste ne için?
- ¿ Para qué es toda esa madera?
Bir kereste parçasından mı korkuyorsunuz?
¡ Vaya hombres : tienen miedo hasta de una piedra!
Kamyonla kereste ticareti yapıyor.Neyse görüşürüz.
Es camionero para un comerciante de madera. En fin, nos vemos...
İyi kereste ziyan oluyor.
Desperdician la madera.
Git ve su yolu için kereste kes.
Sube y empieza a cortar madera.
Sonra kereste fabrikasına götürülür ve oradan çıktığında artık ağaç değildir.
Se le lleva al aserradero, y cuando sale ya no es un árbol.
Şimdi başka birşey için kadeh kaldırmalıyız. Bugüne kadarki en iyi kereste patronuna!
Ahora hagamos otro brindis... por el mejor jefe que los leñadores hayan tenido.
- Kereste!
¡ Cuidado!
Tek gördüğüm bir parça işlenmemiş kereste. Hepsi bu mu?
Sólo veo un trozo de madera descascarillada. ¿ Eso es todo?
İtalya'nın diğer ucundan İngiltere'ye kadar bir kereste gemisi konvoyuna eşlik etmek.
Escoltar un convoy de buques madereros desde el otro lado de Italia a Inglaterra.
Büyük savaş gemileri ve firkateynler için kereste.
Madera para construir buques de línea y fragatas.
Bu insanlar, dağlara baktıklarında iki nehri ayıran bir sınır havzası ormana baktıklarında ev yapmak için kereste ve taşlı bir araziye baktıklarında da bir çiftlik görürlerdi.
Miraban una montaña y veían una vertiente miraban un bosque y veían planchas de madera miraban un campo pedregoso y veían una granja.
Kereste, öyle mi?
¿ Somos unos cerdos?
Bacalar ve girişler için kereste gerekecek.
Necesitaremos madera para los pozos y las cámaras de entrada.
Bir sürü kereste. Bulabilir misiniz?
Es mucha madera. ¿ Puedes conseguirla?
Bak, harç, tuğla ve kereste vermemi istediler.
Pues a mi me sacaron unos cuantos ladrillos y madera.
Bay Ashton, tuğla gerekiyor, kereste gerekiyor kiremit gerekiyor ve bol miktarda da çimento.
Señor Ashton, necesitamos ladrillos, necesitamos madera,... necesitamos teja y mucho cemento.
Sadece birkaç gün, kereste ve adamlarım verilirse.
Si tengo madera suficiente y a mi tripulación.
Önce madeni işletiriz... sonra bir kereste fabrikası açarız, zengin oluruz... kendi gemimizi yapar, dünyayı gezeriz.
Primero echaremos a andar la mina... luego abriremos una fábrica de madera y nos haremos muy ricos... luego haremos nuestro barco y navegaremos alrededor del mundo.
Bildiğiniz evden bahsetmiyorum, çünkü benim evden anladığım... Bir yer, bir bina tuğlalar, kereste ve taş değil.
No es un hogar común y corriente, porque no considero un hogar como un ladrillos, madera, piedra.
Andrew, Weinstein'in hala çalışmakta olduğu kereste fabrikasını devralmıştı.
Andrej se apoderó del aserradero de Weinstein, que sigue trabajando allí.
# Öteki tarafta kereste deposu var. # Yano koruyor, ama onun tek derdi keresteler.
el vigilante es Jano, pero solo le interesa la leña.
Kereste yığınları kale görevi yapacak, kum bombaları stoklayacağız.
todas las pilas de Leña van actuar como fortalezas, provistas de bombas de arena.
Kereste yığınları arasındaki kırmızı kareler nedir?
Las vamos a necesitar porque los camisas rojas... envuelve la bufanda alrededor de tu cuello, Erno. Que son estos cuadros rojos entre las pilas de madera?
"Keresteci çocuklar", kereste satıcıları.
Timber boys, vendedores de madera.
Laboratuvarımda biraz kereste olacaktı.
Hay unas tablas en mi laboratorio.
Kereste!
- ¡ Cuidado!
Biraz ucuz kereste de aldım.
Yo me encargaré del trabajo cerebral. Ustedes gente joven, Encárgense de la obra.