Kimono traduction Espagnol
411 traduction parallèle
O kimonoyu nereden buldun?
¿ De dónde sacaste este kimono?
Bana bir kimono getir.
Traeme el kimono.
Onlara bunun bedelini ödetmeliyiz.
Ya es otoño, y sólo tenemos un kimono cada una.
Güzel bir kimono giymezse itibarım zedelenir. Ne diyor duydun mu?
¿ Así que vas a cuidar del Sr. Furusawa sólo para que la gente no hable mal de ti?
İnce yünlü bir kimono aldım.
Buenos días, señora.
Lütfen bekle. Teşekkür ederim.
Así que sería bastante embarazoso que no fuera con un buen kimono.
Evet, duydum.
Me he comprado un kimono.
Zengin bir adamla takıl öyleyse.
Necesito un kimono nuevo para dentro de un mes.
Furusawa'nın kaldığı ev nerede be? Dikkat et.
Si de verdad te gusto, veré que puedo hacer con lo del kimono.
Bir geyşa kendisine bir kimono yapman için seni kandırmış.
Los verdaderos hombres no lo hacen. Comprendo. No lo haré.
Omocha! Omocha! Omocha!
Alguna geisha te engatusó para que fabricaras un kimono para ella.
Umekichi için bir kimono diktirdiğini söylüyor.
¿ Eres Omocha? Sí. ¿ En qué puedo ayudarle?
Bu yüzden kimonoyu kabul ettim. Ufaklığından beri benim yanımda.
Me dijo que iba a fabricar un kimono para tu hermana. ¿ Eso es cierto?
Fakir bir kızı baştan çıkarmaya çalışması dürüstlük mü? Öyle mi yaptı?
Seguramente comprendes que un empleado de la fábrica de kimonos no puede regalar un kimono que cuesta unos 50 yenes.
Benim bir koruyucum yok. Üstelik bir kimono satın almak çok zor. Bu yüzden o teklif ettiğinde...
Le pregunté si no le supondría ningún problema hacerlo.
Bu erkeklerin suçu, senin suçun değil. Kompliman yapmakta ustasın.
¿ Intentar seducir a una chica pobre por un kimono es ser honesto?
Benim gibi bir kıza bakacak bir erkek olsa onu tüm kalbimle severdim.
Pero como no tengo patrón se me hace difícil conseguir hasta un simple kimono. Es por eso que acepté su oferta.
Bir kimono verdin diye sevgilimmiş gibi davranıyorsun. Ne? Adımına dikkat etsen iyi edersin.
Y me lo dices tan tranquila, ¡ me has engañado!
Tezgâhtar çocuktan aldığın kimono mu bu? Kapa çeneni!
¿ No fuiste tú quién le estafó un kimono a un empleado de la fábrica?
Kimonomu sattım.
He vendido el kimono.
Kimono.
Un quimono.
Yakıştı.
- Es preciosa. - Hazte un kimono.
- 24 kimono mu?
- ¿ Veinticinco kimonos?
Üç pantolon, 25 kimono, 10 kombinezon 5 külot, 15 ceket.
Tres bombachos, 25 kimonos, 10 combinaciones cinco calzones, 15 camisones.
17'ye 1. 25 kimono.
Diecisiete a uno. Veinticinco kimonos.
Kuşağını beğendim.
¡ Qué bonito kimono!
Elbiselerim. Hangisi olsun?
- Tráeme mi kimono.
Ryokichi'ye evde kalmasını söyle.
Y quizás me lleve un kimono de luto. Espero que no lo necesite, pero es mejor qué lleve un kimono de luto. - Dile a Ryokichi que se quede en casa.
Giysilerimi hazırla.
Prepara otro kimono.
Elbiselerim nerede?
Prepárame un kimono, lo quiero sobrio.
Kocaman, tatlı bir genç kız oldu.
Es bastante grande como para llevar un kimono de mujer.
Üzerinde hangi kıyafet olacağına dair iddiaya girelim mi?
Vemos si adivinas qué llevará. ¿ Un vestido o un kimono?
Bir elbise. Hayır, senin verdiğin kumaştan diktirdiği kimono.
No, yo digo que un kimono hecho con el tejido que tú le has regalado.
Şangay'dan Ellen'e bir hediye almak istiyordum kimono falan.
Pensaba llevar un regalo de Chongqing a Ellen, un kimono u otra cosa.
Tüm bunları o küçük planınla yaptığını düşününce...
PERO NO LE QUERÍA ADELANTAR LOS 12.000... NI SABIENDO QUE AMBOY LE PREPARABA UN KIMONO DE CEMENTO.
İlginç. Ogin kimonosu ile ünlüdür.
Ogin es famosa por su kimono.
Evet, orada fotoğraf çektirmiştik.
Sí, sacamos unas fotos allí. Tú llevabas un kimono morado, ¿ no?
Mor bir kimono giyiyordun. - Evet.
Hace quince años ya.
Mavi kimonolu adam,
Aquel hombre del kimono azul,
Başka biri nasılsa kimonoyu alacaktı. Ben neden almayayım?
Otro habría cogido el kimono. ¿ Por qué no yo?
Kimonodaki muskaya bak.
Mira el amuleto del kimono.
Amerikalı'lar için her şeyi alırım - kimono, resim, kadın...
Me llamo Romeo. Compro todo para americanos : kimonos, cuadros, chicas...
Kimono, resim alırım...
Compro kimonos, cuadros...
Evet, kolunda bir peçe taşıyor.
- Sí, la del kimono más claro.
Sonbahar yaklaşıyor yeni bir kimono bile alamadık.
Debería devolverle el favor en estos momentos difíciles para usted.
- Harika. - Öyle, değil mi?
¿ Pero tiene un kimono apropiado?
Dans gösterisinde ablamın güzel bir kimono giymesini istiyorum.
- Ojala sea así. - ¿ Sr. Kimura?
Mutlaka bir tezgâhtarın ücreti 50 yenden fazla olan bir kimono kumaşını armağan edip edemeyeceğini biliyor olmalısın.
- Por favor. - Perdone la intrusión.
- Patron. - Ne? Sen de patron.
Él cree que soy su mujer sólo por lo del kimono.
Hayır, kimono.
¿ Llevaba vestido?
Senin için biraz kek.
No, kimono.