Kindle traduction Espagnol
48 traduction parallèle
Kindle Bölgesi Temyiz Mahkemesi'nde duruşma başlamıştır.
La Suprema Corte del Condado de Kindle inicia la sesión.
İddia makamı, Kindle Bölgesi savcı yardımcılarından... Carolyn Polhemus'un 1 Nisan günü vahşice öldürüldüğünü... kanıtlarla gösterecektir.
La evidencia del Estado mostrará que el 1 de abril Carolyn Polhemus, Delegado del Fiscal del Condado de Kindle fue brutalmente asesinada.
Kindle Bölgesi adına iddia makamının başka tanığı yok.
En nombre del Condado de Kindle, el Estado concluye.
Bay Kindle ben Finn, Sycamore apartmanından, sizi Bay Bezzerides ile ilgili aramıştım.
Hola Sr? , es Finn. Lo llamo de vuelta por lo del Sr Bezzerides.
Amazon kindle'ını * üstüne fırlatır.
Le arrojará un Kindle en la cara.
Çıralarını dışarı atacaktık, onları almaya çıktığında da kapıyı kilitleyip, donarak ölmesini sağlayacaktık.
Íbamos a tirar su Kindle afuera y cuando fuese a buscarlo, cerrar la puerta y dejar que se congelase hasta la muerte.
- Kindle'ım var.
- Tengo un Kindle.
Kindle'ıma bir kitap aktarıyorum.
Estoy escaneando el libro a mi Kindle.
"Bugün doğum günüm diyorsun biraz sürtükleşme vakti geldi."
- en mi kindle. - ¿ Realmente lo leíste? No, no lo hice.
Bir okuyucum vardı ama onu da küvete düşürdüm.
Tengo un Kindle, pero lo tiré en la bañera.
Ayrıca Kindle'ım da var.
Además, tengo un Kindle.
Son baktığımda, kitabım Kindle'da okunamıyordu.
La última vez que lo comprobé, mi mierda no era digna de Kindle.
Elektronik kitap okuyucunuza aktarın.
Pónganlo en su Kindle, iPad.
Kindle'a binecektim, ama insanlar ne kadar derin olduğumu göremedi.
Lo iba a leer en el libro electrónico, pero la gente no se daría cuenta de lo profundo que soy. De acuerdo.
Dr. Deon'ın kitabı, hip-hop kalp, yayımlandı.
El libro de Dr. Deon, "El corazón del hip-hop", ya está disponible para kindle.
Ve bugünlerde, artık gazete kalmadığına göre Kindle kullanmak zorundayım.
Y todos estos días no tengo periódicos así que les pongo ebooks de Amazon.
İlgilendiğin tek kitap.
El único libro en tu Kindle.
Ayrıca, ilgilendiğim birden fazla kitap var.
Y tengo más de un libro en mi Kindle.
Kitap koleksiyonu bir Kindle'a sığabilecek kadar sınırlı. Ama en azından öğrencileri yağmurdan koruyacak bir çatısı var.
Toda la colección podría caber en un Kindle pero los cadetes tendrán otro sitio donde refugiarse de la lluvia.
Çantamın çok büyük olduğunu söylediler ve... hayvanmışım gibi üzerimi aradılar ki bu MacBook Air'ımı ve iPad'imi... dizimde tutmak zorunda kaldığım anlamına geliyor. Sonra, bir şeyi unuttuğumu fark ettim.
Dijeron que mi bolso era muy grande y me hicieron revisarlo como una animal, lo que significa que tuve que sostener mi Macbook Air, mi Kindle Fire y mi Ipad en mi regazo, y entonces recordé que había olvidado algo.
Benim beynim bir kitap okuyucu gibi Tony.
Tengo un Kindle, Tony. Aquí arriba.
- Tablet bilgisayarın var mı?
¿ Tienes un Kindle o un iPad? No, no tengo ni un Kindle ni un iPad.
Bay Kindle ben Finn, Sycamore apartmanından, sizi Bay Bezzerides ile ilgili aramıştım.
¿ Hola Sr? , es Finn. Lo llamo de vuelta por lo del Sr Bezzerides.
Kindle Paperwhite e-okuyucular geldi.
Lo siento. Los e-readers Kindle Paperwhite han llegado.
- Eminim şimdi e-kitapları aptalca bulmamdan memnunsundur.
Seguro que ahora agradeces que el Kindle me parezca una tontería.
Dün gece biri idari ofise girmiş ve birkaç tane Kindle Paperwhite e-okuyucu şu anda kayıp.
Algo entró en el área administrativa anoche, y ahora falta cierto número de Kindles Paperwhite.
Ve birkaç tane Kindle Paperwhite e-okuyucu şu anda kayıp.
Y cierto número de Kindles Paperwhite han desaparecido.
Allahtan Kindle var, yoksa bir kaç seneye işsiz kalmıştım.
Gracias a Dios por el Kindle... o en unos años estaría sin trabajo.
Tabletimde bolca porno var zaten.
Tengo harto material sucio en mi Kindle.
Kindle'ım ve iyi kalite bir şişe şarapla randevum var.
- Tengo una cita con mi libro electrónico y una buena botella de Cabernet.
Kindle'da birileri kendisini öldürdü.
- Alguien ofendido sí mismos en el Kindle.
Güzel bir günde, her yolun Kindle'a çıktığını görebilirsin.
En una buena arcilla, se puede ver todo el camino hacia el Kindle.
Bana Kindle bölgesinden bahset.
Háblame sobre el distrito Kindle.
Kindle onun çalışma yeri.
El Kindle es su ritmo.
Önümüzdeki 5 yıl, Araştırmalarımızı Kindle bölgesine taşıyacağız.
En los próximos cinco años, vamos a cambiamos nuestra investigación para el distrito Kindle.
Kindle'ı gerçekten görebilirsiniz.
Puede ver realmente el Kindle desde aquí.
Merkezden uzak Kindle bölgesine taşındı.
Se movió hacia el distrito de Kindle, de distancia del centro.
- Bugün Kindle bölgisinde miydin?
- ¿ Estabas en el distrito Kindle de hoy?
Ambro, Kindle bölgesini devraldı.
Ambro se han apoderado de el distrito Kindle.
Hem iPad'imde hem de tarayıcımda bir PDF kopyası var.
Tengo en pdf en mi iPad y Kindle.
Hem iPad'imde hem de tarayıcımda bir PDF kopyası var. Göndermemi ister misin?
Tengo un PDF en mis dos iPads y mi Kindle.
Stand-up'lar, askılar, Amazon kapağı Kindle kapağı, NOOK kapağı.
Tenemos a los comediantes, las perchas de la pared, la pancarta de Amazon, la pancarta de Kindle la pancarta del rincón.
Alacağım. Kindle'ıma yükleyeceğim. Bunu imzalayabilir misiniz?
Sí, en mi Kindle. ¿ Lo autografías?
E-kitabını alacağım.
Voy a buscar en Kindle eso.
Joss Whedon, The Avengers'ı yapınca ruhunu sattı dedi elalem bu, Hugh Howey'nin Wool eserini Kindle Single'dan tam romana çevirmeseydi demek gibi bir şey.
La gente cree que Joss Whedon se vendió cuando hizo "Los Vengadores", pero eso es como decir que Hugh Howey nunca debería haber ampliado "Wool" de un Kindle individual a una novela entera.
Profesör Edmund Kindle, Hakim Kenndey'e katiplik etmişti.
El profesor Edmund Kindle, que trabajaba para el juez Kennedy...
Tahmin edeyim, Kindle'ın var.
Déjame adivinar. Tienes una Kindle.
Kindle Paperwhite E-Kitap okuyucu.
Una pantalla electrónica.