English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Klik

Klik traduction Espagnol

199 traduction parallèle
Daha fazla bir şey hatırlamıyorum. Sadece birbiri ardına silah sesleri. Ta ki ; küçük, tuhaf bir "klik" sesi duyana kadar.
No recuerdo nada más, sólo los disparos, uno tras otro hasta que hubo un ruido y el revólver estaba vacío.
Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
Lo siento, pero ya estoy suscrito a Click, Pick, Hick, Tick Gaff, Staff, Laugh y Chaff. - Disculpe.
Ben dedi ki, eğer dikkatle dinlersen birkaç sefer deneyince onları yakalayabiliyormuşsun. Ufak bir klik sesi duyuyorsun.
Ben dice que si escuchas con la suficiente atención... y lo intentas varias veces, acabas por oír un ligero clic.
Ufak bir klik. Dinleyen kişi alıcıyı kaldırdığında çıkan ses.
El clic de alguien... que levanta con cuidado el auricular... y se pone a escuchar.
Telefondan gelen klik sesi.
Ese click en el teléfono.
Ve sonra... Klik! ..
Y entonces se escuchó "bum",
Klik sesi duyuyorum.
- He oído un clic.
Kliket değil, kliket. Kliketi klik kliket, 1. çinko, 2. çinko, tombala.
Jugal de juego... de juego de azal, de línea, de bingo.
1967'de La Paz'da kullandığımız planı anımsa? Klik-klak?
"Clickity click".
Uzaklık 20 klik.
Distancia : 20 klicks.
Donanama bu boşluktan giriş yapacak ve Rylos'a 20 klik yaklaşacak.
- La armada atravezará la frontera aquí... y llegará a Rylos en 20 klicks.
Kamp bir klik kuzeyde.
El campamento está a un kilómetro al norte de aquí.
- Sahile ne kadar var? - Altı klik.
¿ A cuánto está la costa?
- İki klik. Yapabilir misin?
Faltan 2 kilómetros para la costa.
Ve kapı kapanırken'klik'sesi çıkaracak.
Y la puerta se cerrará, y solo hará "click".
"Klik" ne?
¿ Qué es un "clic"?
Ben de bu klik sesinin ne olduğunu merak ediyordum.
¡ Escuché que estabas disparando!
Klik! " yapıp, sonra da sanki atılan çakmaklardanmış gibi silahı fırlatıp atıyorlar.
¿ Por qué será que en todas las películas hay un tiroteo y cuando se acaban las balas clic, clic, tiran la pistola? Como si fuera un encendedor desechable o algo así.
Hep bir "klik" yapıyor, sonra da silahı fırlatıp atıyorlar.
¿ Sabes lo que quiero decir? Siempre, clic, tiran el arma.
Bu bilgiyi çürük, paranoyak altyapında işlemden geçirdin. Sonuç olarak, kar amacı gütmeyen bir örgüt... karanlık, devrimci bir klik olup çıktı!
Tu cerebro podrido y paranoico lo confundió todo... y transformó un grupo altruista... en una banda siniestra y revolucionaria.
Kapağı sonuna kadar iterek klik sesini duymanız lazım.
Deben apretar la tapa hasta que oigan un clic.
"Klik" sesini duyana kadar çevir.
Vuelve la llave hasta oir un clic.
Roller-coaster'ın ilk tepesindeki gibidir. ama devam etmek istemiyorsunuzdur... klik-klik, etmeye başlar...
Es como estar en el primer carrito de la montaña rusa pero realmente no querías subir vas click-click, click-click...
Bir de şu lanet olası klik aleti var.
Y el chasquido. Y los zapatos.
Sen, sadece'klik aletli kaçık'olarak tanınacaksın.
Renee, soy un especialista.
Gırtlağıma zarar vermemek için, klik aleti kullanıyorum.
Doy chasquidos.
Her şey çok eğlenceliydi, değil mi? Klik aletleri, gıcırdayan ayakkabılar.
Divertido, chasquidos, chirridos.
Şimdi, kötü adamlar buranın on klik ( kilometre ) kuzeyinde görülmüşler.
- Gracias Ned. Los chicos malos han sido localizados a 10km al norte de aquí.
O an kötü adam silahına davranır doğrultup tetiğe bastığında "klik" sesi işitilir.
En ese momento, el malo se lanza a por su pistola... la levanta y dispara.
O klik.
Ese ruido.
Merhabalar Bay ve Bayan Klik Klik Dirk!
Hola, Sr. y Sra. Click Click Derk.
Şunu tekrar alalım Bay ve Bayan Klik Klik Dirk.
Lo repetiré una vez más, Sr. y Sra. Click Click Derk.
Oh, inerim evin çatısına, klik, klik, klik! Bacadan aşağı, elimde oyuncaklarla
Por el tejado voy haciendo clic-clic-clic, y por la chimenea bajo yo.
Klik.
¡ Clic!
acilen beni arayın. " Klik.
Llame inmediátamente ". Clik
- Ne? Şu klik klik sesi.
- Ese clic clic clic.
Yaklaşık 30 klik kuzeyde, efendim.
A unos 30 kms. hacia el norte, señor
Galiba bir klik sesi duydum.
Creo que escuché un clic
Ayağını mayına bastığın anda, önce bir "klik" duyarsın.
Lo primero que escuchas es un "clic". Es porque pisaste la mina.
- Klik-klak oyunu.
- Pac-Man. - Clue.
Belli bir açıyla tut, işte böyle... sonra da odaklaması için buna bas. "Klik" sesini duyunca da... düğmeye bas.
Sujétala en ángulo, así, y ahora presiona este botón para enfocar y después de que suene el "click"
- "Kazablanka" dan bir klik uzaktasın.
estás a un click de "Casablanca."
Sadece klik-klik yaparım ve onları buradan gönderirim.
Le doy al botón y los largo de aquí.
Tabii. Cennet bir klik ötede.
El cielo está a un clic de distancia.
Bir klik ve 100 dolar bağış.
Un clic y un donativo de $ 100.
Nesin sen reklam mı? Klik.
¿ Qué, eres un comercial?
Rakamlar yerine otururken klik sesi çıkarır.
" Al poner el número correcto, se oye clic,
Klik sesi geldiğinde çocuk kalbi, adam kalbine dönüşür.
" cuando se oye un clic y el niño se convierte en hombre.
"Klik." Ve hafızasına kaydeder.
Y ya está.
Klik.
Clic.
- Bana ufaklık diyor ve klik yapıyor.
Vamos a llegar tarde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]