English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kocakarı

Kocakarı traduction Espagnol

481 traduction parallèle
Hadi ama sizi gidi kocakarılar!
" ¡ Vamos, mujeres viejas!
Seni pis, hırsız kocakarı, seni...
Vieja sucia y ladrona, te voy a...
Neyin peşinde olacak be, kocakarı!
¿ Qué crees, vieja bruja?
Kapa çeneni kocakarı.
Cállate. Eres una vieja tonta.
- Evet, geveze kocakarı.
- Sí, la vieja cotorra.
Ben bir doktorum, dedikoducu kocakarı değil.
Soy un médico, no un cotilla.
Kafayı bulmuş ihtiyar bir kocakarı gördüğünde onu nasıl da kandırırdı.
Cuando veía a una vieja borracha, la engañaba tan bien.
Kocakarı hikâyesi.
Ese es un viejo cuento de comadres.
Eğer şişman bir kocakarı şarkı söyleyecekse burada bir saniye durmam.
Si va a cantar alguna arpía obesa, me marcho.
- Aksi kocakarının tekisin!
- ¡ Eres un farsante!
Meraklanma. Kocakarı ölmez.
Esa vieja bruja nunca muere
Bize sıra geldiğinde, hepsi kocakarı olacaklar.
Cuando nos toque ya serán viejas.
Şu şişman, tembel kocakarılara bak.
Mira qué vagas.
Göreceksin. Birkaç ay içinde gelininin evinde, kanepede uyuyan... -... bir kocakarı olacaksın.
En un par de meses, serás una anciana que duerme en el sofá de la casa de la nuera.
Neye bakıyorsun, kocakarı?
¿ Qué miras, vejestoria?
Tabii ki hayır. Bu kocakarı masallarına inanmıyorsun ya?
Claro que no. ¿ No creerás en esos cuentos de viejas?
O, üçüncü sınıf, kaba, kendi reklamını yapan bir kocakarı.
Menuda hechicera de tercera, vulgar, que sale en anuncios y trabaja por correo.
Kocakarı masalı doğruymuş.
Ese cuento de viejas es verdad.
Bunlar kocakarı masalı!
¡ Cuentos!
Bizde her türlü kocakarı ilacı ve deva vardır.
Tenemos todo tipo de panaceas y de remedios.
Muhabir arkadaşım, sizin... ders kitapları okuyan, tek satır bile yazmayan... hayata küsmüş bir kocakarı olacağınızı söylemişti.
Mi amigo, el periodista, dijo que era usted una vieja frustrada... que sólo ha leído libros de texto y nunca a escrito nada.
Kocakarı gibiler, yakında birbirlerinin boğazına yapışırlar.
lgual que viejas histéricas, dentro de poco se tirarán de los pelos.
Kulağında birçok çocuk bağırışlarıyla kocakarı olarak son nefesini verme.
No acabes con muchos niños gritándote "mamá" al oído.
Öyle değil mi kocakarı?
¿ No, vieja?
Ne önemi var? Değil mi, kocakarı?
Este desecho está sufriendo.
Tek doz D-104 serumu ve deniz tutması kocakarı masalı olur.
Una inyección del suero D-104 y el mareo desaparece al instante.
Eminim hepiniz, hipnoz altındaki hiç kimseye ahlaki değerlerine aykırı bir şey yaptırılamayacağı şeklindeki kocakarı masalını duymuşsunuzdur
Estoy seguro de que han oído la vieja historia de que no es posible obligar a una persona hipnotizada a hacer aquello que sus principios morales le impiden, sea lo que sea.
O bir subay. Kocakarı masallarına inanacak değil ya.
Es un soldado, no escucha los cuentos de las viejas.
Cevap ver kocakarı, yoksa o boynunu kırarım.
contesta vieja, o te rompo el cuello.
Siz gerçekten bu kocakarı masallarına inanıyormusunuz?
¿ Realmente cree esos cuentos de comadres?
Kaknem bir kocakarı olduğunda bunu anlatırsın. Bir zamanlar El Grande Carrasco tarafından tecavüze uğradın.
Cuando sea una vieja reseca, podrá contar que una vez... puso sus manos sobre usted...
Aptal kocakarı!
¡ Vieja tonta!
İşte! İşte böyle gidiyorsun seni kocakarı.
Ahí - ahí irá, vieja.
Onun kocakarı ilacıydı.
Es su mejunje.
Kendi işine bak, ihtiyar kocakarı!
- ¡ Atiende tus asuntos!
Yolun aşağısında bir kocakarı lokanta işletiyor.
Una anciana regenta un puesto de comida camino abajo.
Kocakarı!
¡ Anciana!
Kocakarı evvelce yemek vermişti bana.
La anciana ya me dio de comer antes.
- Seni seviyorum Kocakarı!
- ¡ Te adoro, mamacita! - ¡ Granuja!
Evet, kocakarı çeteleri savunmasız delikanlılara saldırıyor.
Sí, bandas de ancianas que atacan a indefensos jóvenes fornidos.
Burası eskiden nezih bir mahalleydi kocakarılar taşınmaya başlamadan önce.
Sí, éste era un barrio tranquilo hasta que empezaron a llegar... las ancianas.
Kocakarıların bir numaralı hedefi, telefon kabinleri.
Los objetivos favoritos de las ancianas son las cabinas telefónicas.
Ama burası yalnız kocakarıların şehri değil.
Pero en esta ciudad no hay sólo ancianas.
Demek kocakarıyı tanıyordun? İşler tam istenildiği gibi oldu.
Y bien, ¿ conocía usted a la vieja?
Anladığım kadarıyla beni, kocakarı ve kızkardeşini öldürmekle itham ediyorsunuz!
Veo claro que sospecha que yo asesiné a esa vieja y a su hermana.
Kariyerine başlamak için önünde ne Mısır, ne de Toulon gibi bir imkân olmasaydı bu abidevi ve pitoresk şeyler değil de, onların yerine önünde sadece zavallı bir tefeci kocakarı olsaydı ve kariyeri için onun parasını almak dışında bir çıkış yolu bulunmasaydı ve onu öldürmek zorunda olsaydı, acaba ne yapardı? Anlıyor musun?
Si él no tuviera ni Tolón ni Egipto para comenzar, y en lugar de todas esas cosas hermosas y monumentales... hubiera una ridícula vieja prestamista... a la que, para colmo, también hubiera que matar... para sacar de su baúl el dinero necesario para la carrera...
"Neden bu kocakarılar suratıma acıyan ifadelerle bakıyorlar?"
- ¿ Por qué están esas viejas arpías mirándome con expresión tan apesadumbrada?
Eski bir kocakarı numarası.
Es un truco de esposa.
Onun ne olduğunu biliyorum kocakarı!
Sé lo que es.
İhtiyar kocakarı.
¡ Tú, vieja bruja!
Seni ihtiyar kocakarı.
¡ Cállate, vieja arpía!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]