Kolera traduction Espagnol
279 traduction parallèle
- Haç kendinize, kolera, haç : Şeytan evde. Dediğimi yapın, haç!
Haz el signo de la Cruz - así te cojas el cólera - haz el signo de la Cruz, el demonio está en la cabaña, haz lo que te digo... ¡ Haz el Signo de la Cruz!
Fareler, gittikleri her yere... insanların mallarına ve gıdalarına, kolera, dizanteri, cüzzam, tifo... ve veba gibi hastalıklar taşımak suretiyle zarar verirler.
Donde quiera que las ratas aparecen, traen destrucción a la tierra, destruyendo bienes y alimentos, y regando enfermedades y plagas como cólera, disentería, lepra y fiebre tifoidea.
Belirtilerinden bazısı... suç, ahlaksızlık ve ümitsiszlik olan... bir kolera salgını ya da öldürücü bir vebanın varlığı gibidir.
La pobreza no es la falta de algo, sino la presencia de una plaga, virulenta en sí, tan contagiosa como el cólera, siendo la suciedad, el crimen, el vicio y la desesperación unos pocos de sus síntomas.
Ancak diğer zararlı böcekleri... - Nazizm değil ama salgınları yayan... işkence ve vurmak şeklinde ölüm getirmeyen, ama tifo, kolera şeklinde, etkili bir şekilde öldüren -... ortadan kaldırmak için DDT tozu kullanıldı.
Para acabar con estos otros gusanos, que no propagan el nazismo sino epidemias, que no traen la muerte en forma de torturas o disparos, pero que matan con igual efectividad en forma de fiebre tifoidea y cólera,
Adamın Suçiçeği, Kolera ya da onun gibi birşeyi olduğunu düşünüyorum.
Que el hombre tenía viruela o cólera, o algo así.
Bu ne Suçiçeği, ne de Kolera.
No es viruela, ni tampoco es cólera.
Ve felaketlerde başlamıştı, kolera gibi hastalıklar yayılmaya başladı ve insanlar böcek gibi düşmeye başladılar.
Y allí se instaló la catástrofe, enfermedades como el cólera empezaron a propagarse y la gente empezó a caer como moscas.
Ölüm! Kolera!
¡ La muerte!
Kolera!
¡ El cólera!
Kolera! Kolera!
¡ El cólera!
Onlar kolera değil.
Ya ves, no es verdad.
Orada kolera yok, yemin ederim! Ben onları gördüm.
¡ No hay cólera, lo juro!
Orada kolera yok!
Ellos estuvieron conmigo. No hay cólera.
Gemide kolera var.
Tenemos cólera a bordo.
Kolera.
Cólera.
Kolera hakkında çok fazla bilgimiz yok Henry.
No sabemos mucho del cólera, Henry.
Tanrıya şükür kolera değil.
Gracias a Dios no es cólera.
Şimdiye kadar, bir kolera gemisini içeri aldık, bir salgın başlattık köyün yarısını yakıp kül ettik ve tutuklandık.
De momento, dejamos entrar un barco con cólera, iniciamos una epidemia, quemamos la mitad del pueblo y nos han detenido.
Ve sizi uyarıyorum kötü bir kanun kolera gibidir ; dokunduğu herkesi, karşı çıkanlar kadar savunanları da mahveder.
Y le advierto que una ley perversa, cual la peste, destruye todo Io que toca tanto a partidarios como a detractores.
Şüphe yok, bu çiçek hasalığı, kolera ya da lepra!
Viruela, cólera o lepra.
Kolera!
¡ Cólera!
Umarım kolera, kuduz ya da verem olursun da tahtalıköyü boylarsın!
¡ Ojalà termines enterrado con cólera, rabia y la plaga!
Kara Ölüm, tifüs, kolera verem, hıyarcıklı veba.
1348, peste negra, tifus, cólera, tisis, peste bubónica...
Albay, Başrahibimizin bulaşıcı kolera hastalığı yüzünden öldüğünü size söylemek benim görevim.
Es mi deber, oficial, informarle que nuestro Prior se nos ha ido por una enfermedad infecciosa. Cólera.
" Tüyleri diken diken eden taze kahve sizlere heyecan verici yeni kolera uyuz, uyurgezerlik, ödem, frengi, kuduz ve baş mantarı getiriyor.
El café fresco que le aportará cólera, sarna, hidropesía... purgaciones y pie de atleta.
Kolera tanrının günahkarlar üzerindeki lanetidir.
Cólera, la maldición de Dios, para los pecadores.
Mayısta... korkunç kolera bakterisi.... aynı günde iki cesette bulundu.
En mayo los horribles vibriones se encontraron en el mismo día en dos cuerpos :
Kolera, ishal, saç dökülmesi ve bir sürü şeye iyi gelir.
Cura el cólera, la ictericia, la calvicie, todo.
- Kolera.
- Cólera.
Sonra? Kolera mı?
¿ Y después qué, el cólera?
- Mesela, tifo, kolera, dizanteri, çocuk felci hastalıkları, hepsi bu sulardan geçer.
La tifoidea, el cólera, la disentería, se contagian por el agua.
Yaşayan bir organizma olarak varlığından bahsediyorum veba gibi, bir hastalık, insanlığı etkileyen kolera yada tifo gibi tüm dünyaya etki edene kadar yavaşça yayılan bir salgın gibi.
Como una plaga, una enfermedad que infecta a la Humanidad, como el cólera o el tifus. Una epidemia que se extiende hasta afectar el mundo entero.
- Tifo, kolera, sara?
- ¿ Tifoidea, cólera, epilepsia?
Çürümüş ceset kokuları, kolera, tifüs.
Encontraron el hedor de la putrefacción cadáveres, el cólera, el tifus.
Güneydeki köylüler kolera salgını yüzünden isyanda.
- Trecase está cerca de allí, ¿ no?
Kolera ülkemin her yerindeydi.
Había una epidemia de cólera en el campo.
Eğer ben de kolera olsam ailem açlıktan ölürdü.
Decían que si yo me enfermaba toda la familia moriría de hambre.
Kolera?
¿ Tiene cólera?
Bunu biliyorum. Bize kolera getirenler onlar.
Ellos nos traen el cólera.
Basit bir soğuk algınlığı bile kolera, ya da veba kadar ölümcül olabilir.
Un catarro común, podría ser tan peligroso como el cólera.
Koleraya yakalanmaktan başka birşey düşünemiyorum, ve sadece kolera ilgili şeyler okuyorum. Ama, işin aslı, bu hastalığa yakalanmamak için o hastalığa yakalanmış insanlardan uzak duruyorum.
He de esperar una epidemia de cólera y leer sólo sobre el cólera, aunque en realidad me sean indiferentes esa enfermedad y la gente que la padecen.
Kolera çok erkek öldürdü.
El cólera arrebató más vidas que los rebeldes.
Kolera riskini alabiliriz.
- ¿ Qué podemos hacer?
Onlar kolera değil.
Pero ellos no...
Bu kolera!
Para los de Sarakina, es desorden y guerra... ¡ Eso es el cólera!
- Ama kolera?
- ¿ Y el cólera?
Bu kolera!
¡ Es por el cólera!
Kolera istemiyoruz, sana söylemiştim!
¡ Fuera, estás expulsado! ¡ Te dije que traerías el cólera!
Kolera.
Es el cólera.
"Kolera" deyip duruyorlardı.
'Cólera'me decían ellos.
Onlar kolera getiriyor.
Nos traen el cólera. Yo lo sé.