Koylü traduction Espagnol
1,651 traduction parallèle
'N Sync'i kirli tabakları koyduğunuz yer sanıyorsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si crees que'N Sync es donde pones la loza sucia puedes ser un montañés.
eğer köpeğinizi dolaşmaya çıkardığınızda aynı ağacı kullanıyorsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si llevas a tu perro a pasear y ambos usan el árbol de la esquina puedes ser un montañés.
eğer 401 ( k ) kayın validenizin sütyen ölçüsü olduğunu düşünüyorsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si crees que 401 ( k ) es la talla del sostén de tu suegra puedes ser un montañés.
eğer babanızın cep numarası telefonla alakasızsa bir köylü olabilirsiniz.
Si el teléfono celular de tu papâ no se parece a un teléfono puedes ser un montañés.
eğer çalışan televizyonunuz çalışmayan televizyonunuzun üstünde duruyorsa bir köylü olabilirsiniz.
Si la televisión buena está sobre la que no sirve puedes ser un montañés.
Eğer dişlerinizin arasından tükürüyorsanız siz bir köylüsünüz... bir köylü olabilirsiniz.
Si te han acusado de mentir por un diente puedes ser un montañés.
-... bir köylü olabilirsiniz.
-... puedes ser montañés.
Bir Johny Walker seansından sonra, Texas polisi hayatınızın akışını değiştirdiyse.. ... bir köylü olabilirsiniz.
Si un episodio de Walker, Texas Ranger te cambió la vida puedes ser un montañés.
-... bir köylü olabilirsiniz.
-... puedes ser una montañesa.
kasidenin ortasında bira açarsan bir köylü olabilirsiniz.
Si has abierto una cerveza en medio de la alabanza puedes ser un montañés.
-... bir köylü olabilirsiniz.
-... puedes ser un montañés.
eğer bar taburesini yürüteç olarak kullanıyorsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si has usado la banca de un bar como caminador puedes ser un montañés.
eğer evinizde üç odadan fazla yerde şarkı söyleyen otomatik balığınız varsa bir köylü olabilirsiniz.
Si hay un pez cantor electrónico en más de tres alcobas en tu casa puedes ser un montañés.
5. sınıf mezuniyet töreninizi jüri göreviniz yüzünden kaçırdıysanız bir köylü olabilirsiniz.
Si no fuiste a tu graduación de quinto grado por ser juez puedes ser un montañés.
eğer fast food u bir geyiğe saatte 90 km ile çarpmak sanıyorsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si crees que comida rápida es darle a un ciervo que va muy rápido puedes ser un montañés.
eğer birisisize dişinizde birşey var derse ve siz o neymiş diye bakmak için çıkartırsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si te dicen que tienes algo en los dientes y los sacas a ver qué es puedes ser un montañés.
Eğer salata tabağı setiniz varsa ve bir tarafında "karıştırması kolay" yazıyorsa " siz bir köylü olabilirsiniz.
Si tienes un juego completo de ensaladeras y en todas dice "Crema Batida" a un lado puedes ser un montañés.
eğer bir kavanoz reçele üzerinde konsantre yazdığı için konsantre oluyorsanız bir köylü olabilirsiniz.
Si te has quedado viendo una caja de jugo porque dice "concentrado" puedes ser un montañés.
eğer meme ucunuz bir kunduz ısırmışsa bir köylü olabilirsiniz.
Si un castor te ha arrancado a mordiscos una tetilla... -... puedes ser montañés. - Muchas gracias.
Portekizli köylü.
- Una campesina Portuguesa.
Yüz yıldır şehirde yaşayan biri de köylü görünüşlü olabilir. Dedem köylüydü ve ben onu herkesten çok severdim.
Uno puede vivir 100 años en esta ciudad, y siempre alguien le dirá que es un extranjero, un campesino.
1895 Köylü Ayaklanması.
El alzamiento de los campesinos de 1895.
Her halde... onun köylü kızı olmadığını düşünürüm.
Bien, ella no parecía una chica de pueblo...
Aptal köylü!
Estúpido pueblo, estúpidos pueblerinos!
Köylü çocuk. Bunu arıyormuş.
La cabeza de la estatua de Buddha que te enseñé.
Zengin bir adam olmasına rağmen, köylü gibi yaşıyor.
A pesar de ser un hombre rico, vive como un campesino
Umarım oğlum köylü bir kızla evlenir.
Espero que mi hijo encuentre una chica del pueblo.
Bu güzel dudaklarda köylü kelimeleri.
Vaya palabra en una boca tan bonita.
NAFTA'nın yasalaşmasında birkaç saat sonra, bir köylü ordusu Chiapas, Meksika'da ayaklandı,... şirket küreselleşmesini yerli halk için "ölüm cezası" olarak adlandırıyorlardı.
Algunas horas después de la entrada en vigor Del ALENA, un ejército campesino se levanta en armas En Chiapas Denuncian la universalización neo liberal como la condena a muerte de los pueblos indígenas.
Bir köylü o.
Es un pueblerino.
O bir köylü.
Sólo es un vago.
Evet, o köylü bluzlarından ve çizgili eteklerden çok daha güzel olacak.
Si, será más sexy que las blusas transparentes y las minifaldas.
Köylü kraliçeler!
¡ Reinona de provincia!
- Seni çok seviyorum, seni aptal kel köylü. - Kanıtla bunu.
Te adoro, mi calvo estúpido Pruébalo.
Şu köylü orospu çocuklarına inanabiliyor musunuz?
Pueden creer lo que hacen estos hijos de puta?
Şu köylü şarkılarını çalmayacaksın değil mi?
No vas a poner mierda country, ¿ o sí?
Köylü şarkılarından nefret ederim.
Odio esa mierda country.
Tobolsk'da köylü bir çocukken bunları dinlerdim. Tobolsk'da köylü bir çocukken bunları dinlerdim. Tobolsk'da köylü bir çocukken bunları dinlerdim.
Éstas fueron las palabras que oí, siendo niño, en Tobolsk.
- Buna tehdit bile denemez! Bir köylü çocuğun ölümü kimin umurunda!
¿ A quién le importa la vida de un chiquillo pobre?
- Bir köylü kızına benzemişsin.
- Pareces Betty Crocker.
Birçoğu sınırı geçtiklerinde bile haberdar olmayan fakir köylü.
La mayor parte de ellos son pobres aldeanos que ni siquiera sabían que habían cruzado la frontera.
Hatırlasana sınırda birkaç tane köylü gördük. Su arıyorlarmış.
¿ Recuerdas?
Sen kendi köylü kızlarınla böyle konuş!
- Ahórrate esas formas para tus vaqueras.
Çocuğu keşişlerle yakaladık... Bir köylü rapor etti.
Cogimos al muchacho con los monjes.
Kendine bir tane köylü güzeli buldun mu bari?
¿ Y has encontrado alguna belleza de la aldea? De hecho, se podría decir que si
Yalnız, o köylü güzeli değil.
Pero no es una belleza de la aldea...
Bir kaç yıl önce Romanyalı bir meslektaşımız, ki bu işleri iyi bilir zavallı köylü kızlarına fotoğraflar gönderdi.
Hace un par de años un rumano un colega excelente envió fotografías a unas pobres chicas de pueblo.
Yaşlı bir köylü, kasabaya takım elbise almaya geldi.
Un viejo de Ammoniciù vino a la ciudad a comprar un traje.
Lanet bir köylü yemeği.
Es comida de campesinos!
UFO gören masum köylü.
- ¿ Debo volverme así? - No, ¡ mantenga el brazo quieto!
Parlak olmasın. Gösteriş yapan bir köylü gibi görünmek istemezsin.
Nada escandaloso, que no vaya a parecer una campesina aparentando.