Koşuyor traduction Espagnol
1,367 traduction parallèle
Toplumumuz dava meraklısı, herkes mahkemeye koşuyor.
Vivimos en una sociedad en que todos van a la corte.
Pardon. Bu bebekler saatte 4 kilometre hızla koşuyor.
- Corren a 4 Km / h.
Ördek gibi koşuyor değil mi?
Corre como un galgo.
- Hâlâ burada mı koşuyor?
- ¿ Sigue corriendo por aquí?
Keklik peşinde koşuyor.
Está buscando unas cuantas perdices, eso es todo.
Büyükbaba koşuyor!
¡ Miren, el abuelo está corriendo!
Acele et, koşuyor.
Vamos, está corriendo.
O bir çocuk dostum, koşuyor, gülüyor olması lazım.
es un niño, amigo, se supone que debería estar corriendo y riendo.
Çünkü sınıfımdaki bütün çocuklar benden daha hızlı koşuyor.
Todos los niños de mi clase corren más que yo.
Üç kilometrelik bayrak koşusunu koşuyor.
Corre los 3.000 metros y carreras de relevos.
Hala koşuyor üniversiteyi geçip John'un izlediği stadyuma doğru.
Sigue corriendo a través de la universidad y del estadio, donde John va a verle.
Tanrım. Öyle hızlı koşuyor ki, aynı babası gibi.
¡ Dios mío, qué deprisa corre!
... Ebbets stadyumundaki taraftarlar komşu şehir rakipleri yankiler için bağırıyorlar... ve tabiki 17 oyun kazanan oyuncuları "Mermi" Bob Hurley.. ... sekiz numara bu serideki ilk maçı kazanmak için koşuyor.
... los fans en el Ebbets Field, saltando sobre sus rivales vecinos, los Yankees y sobre su 17 veces ganador, "Bullet" Bob Hurley por ocho carreras, para lograr su primera victoria en el Subway Series.
Mibrett koşuyor.
Milbrett ante Overbeck. ¡ Dispara y gol!
Bu, diğer insanlardan daha cesur daha kahraman olmayı şart koşuyor.
Demuestra que somos valientes y heroicos más que ningún otro pueblo.
İşte böyle. Anladın mı? Sen, okula inanıyorsun ama öğretmenler rehberler, müdürler işi zora koşuyor.
Tú crees en la escuela secundaria como la mayoría de los chicos, pero los profesores, los consejeros y los directivos no están para ayudarte... ellos te asustan, para que hagas las cosas bien en la escuela.
İntikam peşinde koşuyor gibisin.
Pareces que buscas sangre.
Lanet olsun, ihtiyar bir delikanlıya göre bayağı hızlı koşuyor!
¡ Maldición, se mueve rápido para ser un viejo!
Bir kez daha, gösterişsiz sandviç aç yatırımcının imdadına koşuyor!
¡ Una vez más, la cartera de valores-sándwich le rinde al inversor hambriento!
- Hızlı koşuyor.
- Cómo corre
63 yaşında ve halen maraton koşuyor. Forma girmem gerek. - Hayır.
63 años de edad, todavía sigue corriendo el maratón.
- Halen koşuyor musun? - Hayır.
- ¿ Sigues corriendo?
Ve bir kez daha, hiç yaşlanmayan Tonday Mawwaka'dan büyük bir özür diliyoruz, halen sağlam koşuyor ve hayranlarını selamlıyor... ve buna bayılıyor, neden bayılmasın ki?
Una vez más, un enorme aplauso para el eterno Tonday Mawwaka, aún corriendo firme y saludando a todos... y le está encantando, ¿ y por qué no?
Herkesin nefret ettiği başhekim kaplumbağanın önünden koşuyor, onunla alay ediyordu, ama tam bitişe gelindiğinde...
El jefe de medicina iba siempre corriendo delante de la tortuga, burlándose, pero al final...
Koşuyor musun?
¿ Eres corredor?
İyi bir çıkış oldu. Zucker's Mother ve Tenant's Harbor içeride liderliğe koşuyor.
Zucker's Mother y Tenant's Harbor toman la delantera.
Ters sahadan sayıya koşuyor..
¡ Nos vemos! Cuadrangular del jardín contrario...
Ama şimdi, yavrunun büyük annesi sorunu fark etti ve hemen yardıma koşuyor.
Pero ahora, la abuela se da cuenta del problema e interviene.
Uçak yere değer değmez askerler arkamızdan koşuyor ve Stalingrad'dan kaçmak için uçağa binmeye çalışıyorlardı.
Mientras el avión despegaba los hombres corrían tras él para escapar. Era un intento desesperado por huir del Kessel.
Çölde koşuyordum ve çok hızlıydım... sadece koşuyor ve koşuyordum... Jacarutu'ya doğru.
Corría muy rápido a través del desierto... sólo corría y corría... hacia Jacurutu.
O koşuyor ve koşuyor ve koşuyor.
Él corre y corre y corre.
Mu bazen kapının dışında yürüyenleri duyduğunda, yüzü böyle komik bir şekil alıp banyoya koşuyor, sanıyor ki onu alıp götürmeye geliyorlar.
Algunas veces cuando Mu oye gente pasar por la puerta pone esa cara extraña y corre hacia el baño como si vinieran tras él.
Dostların her sokağı ele geçirip çıkar peşinde koşuyor.
Las casas de nuestros amigos están vacías.
Bunlar olimpiyat atletleri gibi koşuyor. Tüm gece bize yaklaşmışlar.
De aqui son los atletas olímpicos Se nos han estado acercando.
Clay, Hanna blokçuları korumasında sağ kenar çizgisine koşuyor.
Johnny Clay, el vaquero de Hanna, va sobre la línea lateral.
Orta sahaya koşuyor.
Jugando hacia el medio.
Koşuyor!
Tu cores.
Koşuyor!
El core.
Sen de sadık bir köpek gibi koşuyor musun?
Estupendo! ¿ y tú vas corriendo como un perrito?
Şansı 70'e 1 tahmin edilen bir at koşuyor, bundan kötü bahisler de var.
Tenemos un caballo que paga 70 a 1... y es poco, amigos míos.
Onların taylarıysa, patikalarda koşuyor.
El potrillito que ellos tienen sirve para correr al ganado. Ya saben.
Herkes koşuyor.
Todo el mundo corre.
Gercekten bu tür basarılar peşinde koşuyor olamazsın.
Ahora, ¿ son estas las clases de victorias que realmente quieres en tu vida?
Koşuyor!
Él está huyendo!
Hareket edelim. Yine koşuyor.
Muévete Él esta corriendo de nuevo
Yürüyor, koşuyor, atlıyor, düşüyor.
Camina, corre, salta, se cae.
Sen koşuyor muydun?
¿ Tú corrías?
Nasıl da koşuyor baksanıza!
Mira eso, en la calle.
geç kaldığı için koşuyor.
- Sólo digo...
- Büyük baba yeşillerde koşuyor.
Oí que hay una gran pista de baile para mi.
Park yerine doğru koşuyor!
¡ Va hacia el estacionamiento!