Krallık traduction Espagnol
1,692 traduction parallèle
Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda adına Merkez Ofis Daimi Sekreteri.
Subsecretario permanente del Ministerio del Interior del Reino Unido e Irlanda del Norte.
Avrupa Birliği'nin araştırmalarına göre öğrencilerin yüzde 39'u fiziksel şiddete maruz kalmakta ve bu sorunun başını da Birleşik Krallık çekmektedir.
Según estudios de la unión europea... sufren bullying el 39 % de los alumnos escolarizados... siendo el reino unido el país con mayor porcentaje.
Ve Birleşik Krallık'ta bizim rüzgar gibi bir kaynağımız var, ve tırnağımızı dişimize takıp bunun üzerine oynamalıyız.
y en el reino unido, tenemos un gran recurso, el viento, y tenemos que morder la bala e ir por ello.
Birleşik Krallık çapında yapılan anketler, rüzgar tarlası fikrini % 70-80 oranında destekliyor.
Encuestas en el reino unido indican entre el 70 y 80 % a favor de las granjas de viento como concepto.
Şemaya döküldüğü zaman Birleşik Krallık'ın herhangi bir yerinde biryerinde bir insanın bir diğeriyle gaz salınım sınırı eşit olacak.
bajo ese regimen, todo el mundo en el reino unido tendria su porcion anual de carbon.
Birleşik Krallık şarap endüstrisi için güzel haber.
buenas noticias para las industria del vino en el reino unido, especialmente
15 Şubat tarihinde Birleşik Krallık topraklarına gizlice girmeye teşebbüs ederken yakalandın.
Entrado ilegalmente en el territorio y arrestado el 15 de febrero mientras intentaba embarcar de manera clandestina para el Reino Unido.
Birleşik Krallık Sahil Güvenlik Polisi.
¡ Derecho!
Kuzey krallıklarının halkları sürüldü. Artık unutulmuş olan, Kralın soyu iyice yitip gitmiş, yabanda avare dolaşan, Kolcular olmuşlardı.
La gente del Reino del Norte se había dispersado y los descendientes de los Reyes, olvidados quedaron reducidos a montaraces vagando por tierras remotas.
Bir zamanlar, bir krallık vardı.
Érase una vez, había un rey.
Kralım, kraliçem, araştırıp durmak nedir diye krallık, nedir devlet ödevi, gün niçin gün, gece niçin gece, zaman niçin zaman,
Mi Soberano, y señora, explicar lo que debe ser la majestad, el deber, por qué el día es día, y la noche, noche, y el tiempo... es tiempo.
Ne kadar büyük bir krallık?
¿ Cuántos?
Krallık kanunlarına göre, Yüzbaşı Shepherd'ın Casusluk yapmak üzere komplo kurmak ve ihanetten yargılanmasını ve
Bajo la ley de la corona, pido que el capitán Shepherd afronte cargos de alta traición y conspiración para cometer espionaje.
Tüm hayatım boyunca, bir krallık kurdum.
Durante toda mi vida he estado construyendo un reino.
Uyuyan Güzel Yakışıklı Prens'in gözlerinin içine bakar bakmaz tüm krallık sihirli bir şekilde yeniden ayaklanmaya başlamış.
" Y al contemplar el rostro del bello príncipe el reino entero se despertó como por arte de magia.
"Cennet haksız gelecek." "Karada, suda ve havada, mezhepler, kıtlık, krallıklar, salgınlar, karmaşa olacak."
Que tierra y mar, aire, cielo serán injustos sectas, hambres, reinos, pestes, confusión.
Evvel zaman içinde iki krallık arasında cesaret ve gurur adına cereyan eden amansız bir çekişme vardı.
En tiempos antiguos. Hubo una gran guerra. Entre dos grandes y dignos reinos.
Eğer Güney Kore vatandaşıysanız, Shinhwa'nın hecelerini öğrendikten sonra başkanının ismini ezberlersiniz bir krallık yaratmış ve Kore'nin en büyük holdinglerine sahip başkanın.
Si usted es un ciudadanoNde Corea del Sur... conoce los dos caracteres de Shinhwa... antes de conocer elNnombre del Presidente... ellos han creado un reino y por lo tantoNes el conglomerado más grande de Corea.
Ya yaşar yada krallık seninle beraber ölür.
Él debe vivir... o la Corona morirá contigo.
Eğer Güney Kore vatandaşıysanız, Shinhwa'nın hecelerini öğrendikten sonra başkanının ismini ezberlersiniz bir krallık yaratmış ve Kore'nin en büyük holdinglerine sahip başkanın.
Si usted es un ciudadano de Corea del Sur... conoce los dos caracteres de Shinhwa... antes de conocer el nombre del Presidente... ellos han creado un reino y por lo tanto es el conglomerado más grande de Corea.
Konuşurken bir aziz gibisiniz ama siz ve sizin gibiler bu krallık içinde yayılmaya yüz gösteren sapkınlık ve yetkiyi kötüye kullanma konularında Kral'ı dürüstçe aydınlatmadığınız için Cromwell ve Cranmer'i kafir ilan etmediğiniz ve bu imparatorluktaki suistimalcileri ortaya çıkarmadığınız için suçlusunuz.
- con aquellos cercanos a él. - Está muy bien de tu parte sonar tan alto y poderoso, pero tú y tu clase también son culpables por no aconsejar al Rey sinceramente acerca de la expansión de la herejía y el abuso a lo largo de su reino. ¿ Qué Cromwell y Cranmer más que herejes y abusadores manifiestos de esta nación?
Pankek hanım bütün krallık için en iyi pankekleri yapar...
La chica de las tortitas, ella hace las mejores tortitas del reino.
Bu krallık ; iyilik, barış ve sakinlikten çok çok daha iyiye gidiyor.
El Reino está en paz y tranquilo cada día mejor.
Bu Krallık, yıllardır Fransızların veya İmparatorun entrikalarının insafına kalır.
Este reino hace mucho tiempo que está a merced de los franceses o del Emperador.
Barikatları ve krallık savunmasının kurulduğu her yeri askerlerimi desteklemek ve düşmanlarımı korkutmak için ziyaret edeceğim.
Visitaré todos los lugares, barricadas y defensas construidas del Reino. Para alentar nuestras tropas... o para el terror de mis enemigos.
Sadece krallık uğruna yapardım ama Tanrı adına, şimdi nedenimiz de yok.
Ya tuve problemas por el bien de Roma, y ahora tengo motivos suficientes para Dios.
Ama daha sonra krallık emrimde olmadığı için mutlu olmadım ve daha fazlasını istedim.
A un gran caballero, no violar a nadie, ni bajo mis órdenes. Todo fue hecho con merecimiento.
Çirkin'i herkes bilir... Eğer onu yakalayabilirsen bütün krallık gözünün içine bakar.
La Bestia es famosa y si la capturas, el reino entero vendría a ti.
Tuvalu ve Malta'yı kaldır, Birleşik Krallık'ı geri koy.
Saca Tuvalu y Malta. Mueve Gran Bretaña hacia atrás.
Krallık artık benim.
Ahora el reino es mío.
Kalabahirava'nın soyundaki herkes bu krallık için canını feda etti.
Todos los hombres del clan Kalabahirava han sacrificado su vida por este reino,
Krallık için canını feda etmeye hazırsın,
Estás dispuesto a sacrificar la vida por el reino,
Mithra, artık krallık benim.
El reino de Mitra ahora es mío.
Üç raunttan ikisini kazanan krallık galip taraf olacak.
El equipo que gane 2 de 3 juegos será el ganador.
Her iki krallık, lütfen bir temsilci seçsin.
Elijan un representante de cada equipo.
Diyelim ki ; rakip krallık da 3 ardışık hazne seçti iki taraf da tam karşı karşıya gelecek yerleri seçmediği sürece ağırlık merkezi mutlaka yön değiştirecektir.
Asumiendo que los otros hicieron lo mismo a no ser que sus balas estén en sentido completamente opuesto funciona la ley de la gravedad.
Avustralya'da krallık var mı?
Oye, ¿ hay realeza en Australia?
Krallık şövalyeleri, Camelot'a hoş geldiniz.
Caballeros del reino, bienvenidos a Camelot.
Burası büyünün yasaklandığı bir krallık.
No está permitido. La magia es ilegal. ¿ Lo olvidaste?
Krallık hekimi bunu size vermemi istedi.
El médico de la corte, me pidió que le diera esto.
- Bunu size kim söyledi? - Gaius, krallık hekimi.
- Gaius, el médico de la corte.
Bir zamanlar... Krallık efsaneleri ve cesurluk böyle başladı.
Érase una vez... como comienzan todas las leyendas de reinos y valor.
Ve onu öldürürsen, krallık yok olacak.
Y si lo mata, el reino será destruido.
Yüreklerimiz yaralı ve bütün krallığımız kederden çatılmış bir tek kaş sanki hala. Böyle olması da gerek, doğru ; fakat aklımız öyle savaşta ki yüreğimizle, Matem içinde sağduyumuzu yitirmeyip, hep onu düşünmekle beraber kendimizi de unutmayalım diyoruz artık.
- y eso nos obliga a tener nuestros corazones en la tristeza y a que nuestro reino entero se hunda en la imagen del dolor - sin embargo, tanto ha combatido en mi corazón la razón a la naturaleza que ahora pensamos en él con pena más temperada,
Bana Tanrı'nın krallığından koca bir ordu verebilirsiniz benim takımıma karşı çünkü onlar öylesine sıkı ve öylesine sadıklar ki.
Pueden mandarme cualquier ejército... enviado por Dios y yo lo enfrentaría con esas chicas por lo unidas y lo leales que son.
Pietro, sen hoş geldin, ama burası artık babamın krallığı değil.
Pietro, tú eres bienvenido, pero este dejó de ser el reino de papá.
Madem doğruyu söylememi istediniz, şöyle cevap vereyim ; krallığın her yerinde, insanların kalbi, kiliselerinin yıkımı yüzünden çok kırılmış durumda.
Ya que me ha pedido la verdad, le diré que en todas partes del reino los corazones de los hombres fueron heridos por la destrucción de abadías.
Majesteleri, Cleves'li Anne veya kız kardeşinin basit ama şiddetli çekiciliğini, size ve krallığa yararlarını... Protestan birliğindeki yeni müttefikleri yine de düşünmek isterse...
Si Su Majestad aún opta por considerar el simple, pero profundo encanto, de Anne Cleves o de su hermana y todos los beneficios a usted y a este Reino aliándose a la Liga Protestante...
Acımasız Makonian Krallığının karanlık günlerinde teslim olmayı reddeden özgürlük savaşçılarından oluşan zayıf isyan güçleri lidersiz kalmış ve bir batağa girmişti.
En los días más oscuros del cruel Impero Makonio con la rebelión del pueblo casi aplastada harapientas bandas de guerrilleros se niegan a ceder.
Eğer bu gerçek bir karşılaşma olsaydı bizim krallığımız yaklaşık 200 milyon yen kaybedecekti.
Si hubiera sido el juego verdadero habríamos perdido unos 200 millones.
Ryukyu Krallığı artık Çin'in bir parçası olmaktan kurtulur.
El reino de Ryukyu... no tendría que formar parte de China.