Kralık traduction Espagnol
2,250 traduction parallèle
Kral Arthur'un kılıcı taştan nasıl çıkarttığını farkındasındır.
Te das cuenta de que es así como el Rey Arturo saca la espada de la piedra.
Aslında çantada Ponce de Leon'un zırhı var. İspanyol kumandan ve Aragorn Kralı Ferdinand'ın sadık hizmetkarı.
De hecho lo que tenemos en la bolsa es la propia armadura del gran conquistador Pónce de León, Capitan del ejercito español y real sirviente de Fernando,
Şişe kızları, partide kıyamet koparken kendinizi kral gibi hissettirir.
Las chicas de la botella te hacen sentir como un rey cuando la fiesta está a punto de acabarse.
Kan Kralı, kandan fedakarlık ortada çok fazla kan var ;
Rey de Sangre, sacrificio de Sangre... Eso es un montón de sangre y no muchos detalles.
Ama onun kitabına sahip olan bir adam direk olarak Catherine'e yakınlık kurabilir... Ve İngiltere Kralı'na.
Pero quien tenga su libro podrá reividicar ser descendiente directo de Catherine... y del Rey de Inglaterra.
Ne tuhaf... Tüm o kızların el yazısı Posta Müdürü, annem ve sayı kralı Frank Aaron'la tıpatıp aynı.
Es gracioso que todas esas chicas tengan exactamente la misma letra que el Director General del Correo, mamá, y del rey de los home runs, Frank Aaron.
Başarılarınıza ödül olarak Kral kız kardeşini sizinle evlenmeliydi.
La hermana del rey, debería haberse casado contigo.
Annen kralın kız kardeşi Prenses Zhuangji'ydi.
Tu madre era la hermana del rey, la dama Zhuangji.
- Kral'ın manevi kızının hizmetçisi!
Es la mucama de la protegida del Rey.
Senin sözüne karşılık Morgana'nın sözü olur, ki o kralın kızı.
Será tu palabra contra la de Morgana y es la hija del Rey.
Böylelikle Kral Canaka'nın kızı Sita ile evlenecekler.
.. a la hija del rey Janak, la mano de Sita en el matrimonio!
Sanırım Rama artık kral olmaya hazır.
Creo que Ramaa está listo, para hacerse cargo de Ayodhya.
İkisi de kralın size olan sevgisini kıskanıyor hatta sizi kıskanıyorlar...
Ambos están, celosos del amor del rey hacia ti.. .. están celosos de tí..
Artık kral Sugriva...
Surgreev es el rey ahora..
Şeytan dilinle kralı aşağılamayı kes artık!
¡ Deje de deshonrarlo con su lengua malvada!
Kralın kılıcının üzerindeki kana bak.
Esta es la espada del Rey. Mire la sangre que hay en ella.
Alçaklık ve onursuzlukla kralınızı aldı.
El que tomó a su rey a través de la cobardía y el deshonor.
Ayrıca 14 yıllık sürgünden sonra Tanrı Rama'nın şanlı dönüşünü ve Kötü Kral Ravana'yı öldürüşünü temsil ediyor.
Y conmemora el glorioso retorno del Señor Rama tras 14 años de exilio y su derrota del Rey Demonio Ravana.
Bunlar olduğunda şehrin kralı tanrı Krishna, bu uzay gemisine karşı ateş ederek karşılık verir.
Cuando esto sucedió, el rey de la ciudad, el dios Krishna, respondió con armas de fuego desde su nave espacial.
Bu kral kelebekleri kış boyunca sabırla, neredeyse hiç kıpırdamadan güneşin onlara zamanı söylemesini beklediler.
Estas mariposas monarca esperaron pacientemente todo el invierno, casi sin moverse, para que el sol les dijera que es hora.
Afrika antiloplarının göçü vahşetle açlığın kesiştiği bir kavşağa doğru ilerlerken... Kral kelebeklerinin göçü de bütün bir kıtayı kaplayacak şekilde yayılıyor.
Mientras la migración de ñus se reunió en un cruce de terror contra hambre, la migración de las monarca ya llenó un continente.
Sen gerçekten atık spermler kralısın.
En verdad son los reyes de los idiotas.
Odanın dışındaki kalabalık Kral için ağlamıyorsa hepsi Lotte için feryat edip sızlanıyor demektir.
Si no es el gentío fuera del palacio llorando por el rey, son los llantos y gimoteos en toda la casa por Lotte.
Kral'ın ilk harfi K.
Y mira, K de King.
Hayır, Kral'ın değil Kalam'ın ilk harfi K.
¡ No, K de King no! ¡ K de Kalam!
Kral'dık, otel işletmecisi olduk.
De rey, me he convertido en hostelero.
Kral Louis XIV, genç bir İspanyol kızla orada evlenmişti.
Es donde el Rey Luis XIV se casó con la Infanta de España.
- Siz bir kral değilsiniz, ben de o genç kız değilim!
- ¡ Tú no eres un rey, y yo no soy la Infanta!
Shilla kralı Jinpyoung'un üçüncü kızı Prenses Sunhwa'nın güzelliğini duymuş.
Él escuchó hablar de la belleza de la princesa... Sunhwa, la tercera hija del Rey Jinpyoung de Shilla.
Kızı ben Kral Sayu ile evliyken bana sırt çevirip can düşmanı Liaoxi Gungongu'yla iş birliği yapar mı?
¿ Son las bandidas que están con el Príncipe Yeo Gu?
Eski kral ve kraliçe babanı karanlık bir göle atıyorlardı. Bunun anlamı ne olabilir?
El dueño de este sello no debe ser el Príncipe Yeo Gu o Wi Bi Rang.
Krallık, çok değerli kral ve kraliçe tarafından yönetiliyormuş.
El reino fue gobernado por un Rey y una Reina muy queridos.
Ancak tanrıların gözünde kralın ailesi henüz tamamlanmamıştı. Bunun için kralın Necef sokaklarında yetim bir çocuğun cesaretine tanık olması gerekiyordu.
Pero a los ojos de los dioses, su familia no estaba completa... no hasta el día en que presenció un acto de valor... de un niño huérfano de las calles de Nasaf.
Gördüklerinden etkilenen kral, Destan'ı evlatlık olarak ailesine aldı. Kraliyet kanı taşımayan ve tahtına göz dikmeyecek bir çocuktu bu.
Conmovido por lo que vio, el rey adoptó al niño Dastan... un hijo sin sangre real... y sin ambiciones de gobernar.
Sadık halkım, tüm dünya sevgili kralımızın ölümünden dolayı yasta.
Mis leales súbditos, todos lloramos la muerte de nuestro rey.
Kralın kılığına girdi.
Se disfrazó como el rey.
Belki artık burada yaşamıyorum ama hala bu şatonun kralı benim.
Puede que ya no viva aquí, pero sigo siendo el rey del castillo.
Bir aylık kral. Bir haftalık şövalye.
"Rey por un mes." "Caballero por una semana."
Ateş Kralı'na özel bir mesaj yolluyorum. Bir zamanlar korktuğumuz Avatar'ın esirimiz olduğunu iletiyorum! Artık bize karşı bir tehdit oluşturmuyor!
Voy a enviar un mensaje personal al Señor del Fuego, informándole que eI otrora temido Avatar es nuestro prisionero y no una amenaza contra nuestro poder.
Aslan Yürekli Kral Richard zenginlikten ve zaferden yoksun halde, 10 yıllık Haçlı seferinin ardından yağmalaya yağmalaya İngiltere'ye dönüyordu.
Ricardo Corazón de León, despojado de su gloria y riquezas, regresa a Inglaterra después de diez años en su cruzada.
Kral Philip'in kıçı!
¡ El trasero del rey Felipe!
Kıyılarımıza Fransız askerleri indi bile ve Kral John adına İngilizleri öldürüyorlar.
Las tropas francesas ya llegaron a nuestras costas y están matando ingleses en nombre del rey Juan.
Bir kral herkesin borçlu olduğu sadakat için pazarlık etmez.
Un rey no negocia la lealtad que le deben sus súbditos.
Artık resmi olarak Kral'ın adamısın.
Ahora eres oficialmente, el hombre del rey.
Yeni Kral'ın birleşmesine tanıklık etmek için dünyanın bir ucundan geldiler.
Vienen de todas las partes del mundo a presenciar el ungimiento del nuevo rey.
Kral sayesinde artık boynuma ip takmama gerek yok.
Gracias al rey, ya no tengo que usar las cuerdas.
İngiltere, 1215 yılında Kral John'un16 yıllık hükmü altındaydı.
La Inglaterra de 1215 estaba bajo el reinado de 16 años, del Rey John.
Çok iyi eğitim görmüş bu savaşçı rahiplerin de yardımıyla Kral John ve onun sadık ordusu en sonunda yenilmişti.
Con la ayuda de esos monjes altamente entrenados el Rey John, y todo su ejército acabarían siendo vencidos.
Peki Papa, Başpiskoposun sadık kalelerini Kral'a karşı zapt ettiğini biliyor mu?
¿ Sabe el Papa.. que el arzobispo, toma castillos reales contra el rey?
Sen artık götümün kenarı kadar bile kral değilsin!
Usted no es más Rey, que un grano en mi culo.
Kral ülkesini kölesi haline getiriyor Papa ona destek çıkıp Büyük Özgürlükler Sözleşmesi'ni tanımıyor ve Fransa bu zorbalığı daha iyi bir anlaşma için mi kullanıyor?
El rey esclaviza este país. El Papa lo defiende, llamando hereje, a la Carta Magna. ¿ y Francia usa esta tiranía, para hacer su mejor negocio?