Kulübe traduction Espagnol
3,295 traduction parallèle
- Kulübe mi?
El cobertizo?
Seçmelerde araya girdim çünkü ilk dörtlükten sonra kulübe girmeni istediğimi biliyordum.
E interrumpí tu audición porque supe después del primer verso que te quería en este coro.
Kulübe yeni mi geldin?
- ¿ Nueva en el club?
Benim için bir kulübe gitme düşüncesi bile abes.
La idea de que estaba en un club es ridícula.
Kulübe katıl.
Bueno, únete al club.
Tracy kulübe gitmek istedi ve biliyor musun bilmiyorum ama gece kulüpleri geceleri açık oluyor.
Bueno, Tracy quiso salir a clubes nocturnos. Y no sé si lo sabes, Kenneth, pero los clubes abren de noche.
"Açlık Oyunları" nı izledikten sonra ben ve arkadaşlarım kulübe yazılmıştık.
Nos anotamos después de leer "Los juegos del hambre".
Göl tarafında Maya ile takılmayı sevdiğiniz bir kulübe yok muydu?
¿ No teníais Maya y tú un lugar donde os gustaba estar cerca del lago?
Akşam görüşürüz. Bu kesinlikle o kulübe.
Te veré esta noche.
Sanki kulübe girişte sıra beklemek gibi tabi sona ulaşmayı başardığında ortada dans olmaması haricinde.
Es como esperar en la cola para entrar a la discoteca. solo que cuando llegas al final no hay baile.
Kulübe mi?
¿ Una cucha?
Kulübe zarar verebilir.
Podría afectar mucho al club.
Hay Allah, Clay, kulübe söylemelisin.
Santo Cielo, Clay, debes decírselo al club.
Otto kulübe ihanet etti.
Otto nos traicionó.
Onu kulübe mi getireceğiz?
¿ Lo llevamos al club?
Daha şimdiden üç üye kulübe ihanet etti.
Ya hemos tenido a tres miembros traicionando al club.
Kulübe geri dönmek istiyor musun?
¿ Quieres ganarte el derecho a volver a ingresar?
Adamımızı Oakland'taki bir kulübe kadar takip etmişler.
Siguieron a Hightower hasta un club en las afueras de Oakland.
O yüzden de benden, Clay'i kulübe teslim edebilmek için kanıt bulmamı istiyor.
Así que quiere yo encuentre algo, cualquier cosa que él pueda llevar a la mesa para colgar a Clay.
Pekala. Hepimiz Frankie'nin, bu kulübe zarar veren hareketlerini biliyoruz.
Vale, todos sabemos que Frankie ha comprometido al club.
Kulübe ihanet ettiğin için.
Es por la culpa que sientes por traicionar al club.
Kulübe sadece Frankie'nin hikayesini gösterirsek Clay yerinde kalır.
Si llevamos esto al club con solo la historia de Frankie, lo siento, pero Clay se queda donde está.
Kulübe yakın kişileri hedef alıp kulübün Charming'e zarar vereceği, Jax'in kendi adamlarını bile koruyamadığı düşüncesini yayacaktık.
Se nos ocurrió poner nerviosa a la gente cercana al club y hacer parecer que el club iba a dañar a Charming y que Jax no podía proteger a los suyos.
Sana ve kulübe verdiğim sözü tuttum.
Cumplí con mi palabra para contigo y con el club.
Görebildiğim kadarıyla, ölümünden sonra kulübe satılmamış.
Hasta dónde puedo ver, la cabaña nunca fue vendida luego de su muerte.
Bir briketle kulübe öreriz, üstünü de örttük mü kışa hazır.
Si le hacemos unas paredes al hueco, y le ponemos un techo, se quedará todo el invierno.
Kulübe giriş törenini nasıl buldun?
¿ Que te pareció la iniciación?
Ne, bu eski kulübe mi?
¿ Qué, esta vieja choza?
" Kulübe bu imzayla artık...
La cabaña pertenecerá a...
Bu kulübe benim, stanford pines!
¡ La cabaña es mía, Stanford Pines! ¡ No!
Çünkü o kulübe, tahmin edemeyeceğin kadar çok sır tutuyor.
Porque tiene un secreto que no podrías ni imaginar.
Kulübe gittim, orada çalışıyormuş.
Fui al club que ella trabajaba.
Çok yük taşıdığını biliyorum, Cat. Annenle ilgili sorular falan ve kendini içine kapaman... Bunları anlıyorum ama son zamanlarda, tren raylarına çıkıyorsun bana söylemeden Iris'in dairesine giriyorsun bir gece kulübe gidiyorsun.
Porque sé que cargas con mucho equipaje, Cat preguntas sobre tu madre y desapareces dentro de tu cabeza y lo entiendo pero últimamente has estado descarrilada yendo al departamento de Iris sin decirme, desapareciendo en las noches...
Kulübe hoşgeldin.
Sí, bueno, únete al club.
- Çiğnenen tütün sakızı sayesinde. Kulübe izinsiz ve rozetsiz girdiğin gece çaldığın tütün sakızıyla eşleşen hani.
- Que resultó ser tabaco de mascar que coincidió con el tabaco de mascar que robaste de un club al que entraste sin una orden o placa.
Onunla çıkarsan bu kulübe üye olacaksın işte.
Sal con ella y te unirás a ese club.
Yani başka bir deyişle botlar olmasa, kulübe de olmazdı.
Lo que significa, en otras palabras, sin las botas, no hubiese habido cabaña.
- "Bu kutsal kulübe bizim toprak anamızın gerçek evidir."
"Este refugio sagrado... es el hogar original de nuestra madre tierra."
Ve kulübe kabul edilmek için yakın zamanlı başarıIı bir baltalamayla katıIımcıları çıIdırttığını ispat etmelisin.
Y para ser aceptado en el grupo, tienes que ser capaz de señalar un troleo exitoso, algo reciente en el que hiciste volverse locos a un puñado de personas.
Babamla bir yerel kulübe gideceğiz, sadece.
Iremos al club de country de mi padre.
Herhangi bir kulübe katıldın mı?
¿ Te has unido a algún club?
Billy Diamond Head Kulübe sezon ortasında geldi.
Billy vino a jugar para el Equipo de Diamond Head a mitad de temporada.
- Evet ama başka bir kulübe almak?
- Sí, pero... ¿ Otra cabaña?
Bir anda gelip, parayla kulübe almalıyız, diyorsun.
Entonces tú simplemente entras... y dices que debemos gastarlo en una cabaña.
Kulübe hepimizin olacak.
La cabaña será para todos nosotros.
- Kulübe bir alternatif sadece.
- La cabaña es sólo una alternativa.
Kulübe güzel bir fikir bence.
Creo que la cabaña es una gran idea.
Kulübe alabilirsiniz tabii ki.
Por supuesto que ustedes pueden tener una cabaña.
Kulübe alınmalı. - Bence de.
Compren una cabaña.
Adamlarını kulübe alındığını sanıyordum?
Pensé que investigaste a tus tíos.
Kulübe mi?
¿ La cabaña?