Kılla traduction Espagnol
86 traduction parallèle
Yolumu mantık ve üstün akılla aydınlatmaya çalıştım.
He intentado resolverlo utilizando mi lógica e intelecto superior.
Ehh, hoşgeldiniz, Sir Griswold, sakalın kılla dolu, ama hoşgeldiniz diyorum ya da mehh diyorum!
Bienvenido, Sir Griswold, de la barba pilosa, ¿ Pero digo "bienvenido", o digo meee...?
Çoraba ihtiyacı yok, ayakları kılla kaplı zaten.
No lleva calcetines, tiene los pies peludos.
Her yeri kılla kaplı.
Tiene pelo por todas partes.
Çünkü çenesi tek bir kılla zenginleşen... kim takip etmez bu ayrılmış ve seçilmiş atlıları Fransa'ya.
Porque, ¿ quién es aquél cuyo mentón esté apenas enriquecido con un pelo, que no siga a estos cuidadosamente seleccionados caballeros a Francia?
- Yani, bunu bir sürü kılla düşünün.
- Imagínate esto con 2 Kg. de pelo.
Ve her santimim kılla kaplıdır
Mi cuerpo cubierto de vellos está
Diğer taraftan, eğer açık yüzlü bir masumiyet ve özgür ve tetikte bir akılla yüzleşmek zorunda kaldığında nasıl davranacağını bilmiyor.
Pero como todo, ella no sabe qué hacer ante la inocencia de todos nosotros. Es una intelegencia que está siempre alerta.
Az ya da çok kılla alakalıymış.
Era más o menos pelo.
Yaklaşık 6x6 metrelik bir alanı 10 santimetre kadar çakılla kapladım.
Los esparcí en una profundidad de varias pulgadas y un área de unos 20x20 pies
Sonunda alçının çıktığı gün... Tanya'nın kolu kılla dolmuştu.
El día en que finalmente le quitaron el yeso, el brazo de Tanya estaba cubierto de vello.
Bunu etrafında 2 kilo kılla hayal edin.
- Imagínate esto con 2 Kg. de pelo.
Adamın tüm sırtı kılla kaplı.
Tiene pelos por toda la espalda.
Kılla, tüyle işim olmaz benim.
No puedo tener pelo y plumas.
Her ikimiz de oldukça sıkıntılı iki yılla karşı karşıyayız.
Ambas nos enfrentamos a dos años bastante incómodos.
O kızılla mı?
¿ Con aquella pelirroja?
O kızılla.
Con aquella pelirroja.
Ama gidip o ucuz kızılla evlenmiyorsun.
No te casarás con esa pelirroja barata.
Bölge altın, gümüş, bakır ve tahılla ön plana çıkıyormuş.
La zona es famosa por su oro, plata, cobre y cereales.
Ama 10 ila 15 yılla, herşey dengelendiğinde, Eminim ki başka güzel bir şelale ortaya çıkıcak.
Pero dentro de 10 o 15 años, cuando todo se estabilice, estoy seguro de que volverá a aparecer otro hermoso salto de agua.
Çay yaprakları, kızılla talihinin açılacağını söylüyor.
Las hojas de té dicen que tendrás buena suerte con la pelirroja.
Ben yanımda güzel bir kızılla kumarhanede kazanırım.
- Bueno, Io ganaré en el casino. ¿ Cómo perder con una linda pelirroja a mi lado?
Seni yakaladığımızda, artık 30 yılla kurtulamayacaksın.
Cuando te atrapemos. Te sentenciarán con por lo menos 30 años. Por lo menos
İki yıllık sınır görevi kıdem için dört yılla eşdeğerdir.
Dos años en la frontera es el doble para la antigüedad.
Muhtemelen onunla iki ayağımız bir pabuçta olurdu ama o olmasaydı, mezarlığı boylamıştık.
Con ella sola estaríamos seguramente en las carreras Pero sin lla estaríamos en el cementerio.
Bu yüzden, burada olduğum müddetçe size tek bir söz verebilirim. Bütün gücümle... acı, ama basit kuralımı uygulayacağım, "Artık bitti."
Así que, m ¡ entras yo esté aquí, les prometo una cosa haré todo lo que esté a m ¡ alcance para que se cumpla m ¡ regla senc ¡ lla del "no más".
Seni 30 yıllık hapis cezasından 5 yılla kurtaran o racon muydu?
¿ Acaso te redujo una condena de 30 años a 5?
Derim ki, "Hey Tex artık büyü ve kendine yaşadığın yüzyılla uyumlu kıyafetler al."
Yo digo : Hey Tex... Madura y consíguete un guardarropa que coincida con el siglo que estamos viviendo.
Kızılla.
La colorada.
O kızılla flört etmene izin vermemi mi bekliyorsun?
¿ Para poder ligar con esa pelirroja?
Şu kızılla birlikteydin.
Tú estabas con aquella pelirroja.
Bir çift kızılla randevum var, yapabileceğimin en iyisini yapmalıyım.
Tengo una cita con un par de Rojos y necesito ser todo lo que puedo ser.
Her akşam o kızılla buraya koşmaya gelirdi.
Solía venir a correr aquí cada noche con la pelirroja guapa.
Artık yeni yılla birlikte yeni bir ülkede yeni bir hayata başlayacağız.
En Año Nuevo, estaremos en un país nuevo... empezando una nueva vida.
Eskiden takıldığı o kızılla bir kasabaya yerleşmiştir.
Probablemente se instaló en algún pueblucho con esa pelirroja con la que andaba.
Bu kızılla karşılaştım.
Me encontré con esa pelirroja.
Senin gibi tahılla büyümüş çiftlik kızı... suç geçmişi yok, karneleri pekiyi dolu, sicili temiz... birkaç hız cezası yemiş.
Una bonita muchacha de granja saludable como tú ninguna historia de violencia, buenas notas, sin expedientes un par de multas por velocidad.
Anlaşmaya göre bu benim son kutlamam. Çünkü yeni yılla birlikte artık içmeyeceğim, .yani hafta içlerinden bahsediyorum..
Éste es mi último gran festejo porque mi propósito de fin de año es no beber más durante la semana.
O yaşlı kızılla aranızda ne var?
¿ Qué hay entre ti y ese viejo rojo?
Kırk bin yılla değer burada.
Unos 40000 años, aquí mismo.
Tanrı, etrafındaki insanlar açlıktan kırılırken ambarını tahılla dolduran zengin bir adama sesleniyor.
Dios le habla a un hombre rico quién llenaba su granero de granos mientras la demás gente moría de hambre.
Ben de kılla aynı sorunu yaşıyorum.
Tengo el mismo problema con los pelos...
Ve bunu, cangılla kaplı adanın farklı kısımlarında yaşayarak yapar.
Y éstas lo logran viviendo en distintas partes de esta isla cubierta de selva.
Onu, birkaç kez bir kızılla birlikte gördüm.
Lo vi un par de veces con una pelirroja.
Sizi yeni yılla birlikte karşılayan dedikoducu kız karşınızda.
Aquí Gossip Girl, bienvenidos a un nuevo año,
- Evet, kızılla?
- La colorada.
İşini yap, sonra haftasonu kızılla birlikteyim.
A terminar el negocio y luego a disfrutar del fin de semana.
Bir kızıl. önceden kızılla çıkmamıştım fakat onların sıcak kanlı olduğunu duymuştum.
Colorada. Nunca tuve una colorada antes, y escuché que son de sangre caliente.
Şimdi, bu yaklaşık 1.500.000 yılla 300.000 yıI öncesi arasında bulacağınız tipte.
Pero, es más típica de lo que podría encontrarse con una antigüedad aproximada de entre 1,5 millones y 300.000 años.
Keçileri besleyen kızılla ahırdaydı.
Estaba en el granero con la pelirroja que alimenta a las cabras.
Hatırlarsın, ben şu bot giyen kızılla otururken, senin Meksikalı kuzenler de yan taraftaydı.
Con la pelirroja y las primas... ¿ Quien era la chica de la otra noche?