Kıp traduction Espagnol
63,904 traduction parallèle
Yerde kal! Kıpırdama!
Permanece agachado. ¡ Entra!
Kıpırdama.
No os mováis.
Öylece çıkıp gitti. Yemin kısmından hemen sonra.
Simplemente se fue después de haber jurado.
Buradan çıkıp gidelim.
Salgamos de aquí, joder.
Dışarı çıkıp şansını deneyebilirsin.
Puedes salir, buscarte la vida.
O kadar umurumda değil ki hayat kadını sevgilin birden ortaya çıkıp bana ihtiyacın olduğunu söyleyince her şeyi bıraktım.
¿ Que lo haya dejado todo cuando tu novia la puta apareció de repente y dijo que me necesitabas?
Asıl korkakları, bunu yapanları, gölgelerinin arasından çıkıp yüzünü göstermeye çağırıyorum.
Hago un llamamiento a los verdaderos cobardes, a la gente que lo ha hecho, que salgan a dar la cara.
İçki içerek fuhuş yapmayı bırakıp yapmak için yola düştüğümüz şeyi yapma vaktidir artık.
Es hora que deje de beber, de andar con putas y hacer lo que nos
Fakat o atlılar bir anda ortaya çıkıp nereye gittiğimizi sordular ve bizi bırakıp ortadan kaybolmaları için dua ettik.
Pero estos jinetes, salieron de la nada, preguntándonos a dónde íbamos y oramos porque nos dejaran, que desaparecieran.
Kıpırdamadan duramaz mısın?
No te muevas.
Kıpırdama.
No se mueva.
Birazdan tanımadığım bir kadın hisardan çıkıp gelecek.
Dentro de un momento, una mujer que no conozco va a salir caminando de ese fuerte.
Lilian, deli gibi davranmayı bırakıp açık konuşabilir miyim?
¿ Puedo dejar de estar loco y hablar en serio por un segundo?
Kıpırdama.
No te muevas.
Tabi biri çıkıp bana başka bir yol gösterirse ayrı.
A menos que alguien más me diga que tenéis alguna pista sólida.
Onu kıran senin bırakıp gitmendi.
Fue el que tú te fueras lo que hizo que se derrumbara.
Bir anda çıkıp geldi.
Ha aparecido aquí de repente.
Kıpırdamayın!
¡ Alto!
Kıpırda, Andy.
Vete, Andy.
Hiç kıpırdama.
Todavía no te muevas, ¿ vale?
Kıpırdama, tamam mı?
No te muevas, ¿ vale?
Bir dakika, sanırım bir kıpırdama gördüm.
Espera, creo... creo que veo movimiento.
Günün birinde çıkıp yanıma gelecekti. Bana gençliğimi hatırlatacak bir kadın. Gençliğimde Boston'a geldiğim gibi gelecek bir kadın.
Y que algún día me buscaría y... una mujer que me recordaba a mí misma cuando llegué a Boston siendo más joven y... que pasearía por el río Charles con ella y... le enseñaría las cosas que una mujer puede hacer en este mundo.
Kıpırdama!
¡ No se mueva!
Kıpırdamayın.
Quieta.
Bowling topu zekâsıyla yıkıp geçiriyor.
Hoy está afilado.
Peki, Bay Hoy, eğer siz kelle avcısı değilseniz, o zaman bu tabuttan çıkıp, şova gelmekle riske atıldınız.
Señor Hoy, si usted no es reclutador de la OPB, dejar su ataúd para venir a mi espectáculo fue un riesgo enorme.
Onlar yönetime çıkıp, ya o ya da biz demişler. - Bu yaşam tarzı değil.
- No es un estilo de vida.
... kıpırdamamanızı rica ediyorum, biz ilgili kişiyi alana kadar.
... permanezcan sentados hasta que tengamos a la persona en cuestión.
Dün hastanede bir kavgaya karıştın ve sonra bir süre bende kalıp yatışmanın iyi bir fikir olabileceği konusunda anlaştık.
Tuviste un altercado en el hospital ayer, y convinimos que podría ser una buena idea que vinieras a vivir aquí por un tiempo.
Pısırık tipliymiş.
Que parece una nenaza.
Sıkışıp kaldık, ateş açılmıştı.
Que nos acorralaron, disparando.
Sıkışıp kaldık, ateş açılmıştı.
Nos acorralaron. Abrieron fuego.
Sadece şunu kırıp açacağım, tamam mı?
Voy a rajarla para abrirla, ¿ vale?
Yoksa telefonu kapatıp John'u arayacağım ve kızıyla konuştuğunu ona söyleyeceğim.
También podría colgar, llamar a John y decirle que acabas de hablar con su hija.
DSD'yi arayıp, operasyonu engellediğin kısım bu mu?
Así pues, ¿ es aquí donde llamas al Departamento de Defensa Australiano y desmantelan esta operación?
Şafak vaktiydi bir gemi tarafından bırakılan bir tuz külçesi buldu. Bermuda gibi giyinmiş bir kişi ona'Bağışlayıcı'dedi. ... üstündekiler yırtık pırtıktı pusulası kırılmıştı..,... eski teknesi dalgaları aşıyordu..
Recién al amanecer encontró a un viejo marinero dispuesto a partir en un navío por el lingote que le quedaba, un guardacostas con un barco llamado "El Piadoso", con velas andrajosas y rasgadas, la brújula partida
Kalkmış bir de dedeme çiftliklerdeki köleler isyan ederken sokaklarda kılıçlı adamlar dehşet saçarken ve halk kendini denize atıp kaçarken Nassau'nun gelecek vaat eden bir yatırım olduğunu anlatacaktım.
La idea de estar delante de mi abuelo y sugerirle que Nassau sigue siendo una inversión viable, merecedora de su dinero, cuando... los refugiados huyen en masa... los hacendados se enfrentan a la revuelta de sus trabajadores... y hombres con espadas asesinan en las calles arbitrariamente.
Korkuyla hükmetmek için korkunç şeyler yaptılar. Cesaretlerini kırıp ruhlarını zincire vurmak için.
Represalias de la clase más cruel con el propósito de infundir el miedo, quebrar los espíritus y reafirmar el control.
H-I-J-K-L-M-N-O-P...
H-I-J-K-L-M-N-O-P
Şu lanet şeyi ver artık! Sonrasında seni buradan çıkarıp hayatıma devam edeyim.
Ahora, dame la maldita anulación para que pueda sacarte de aquí y volver a mi vida.
Kapıyı kırıp içeri girmeleri an meselesi.
Solo es cuestión de tiempo que tiren abajo esa puerta y entren.
Sen pijamalarınla yatağın altında saklanıp. kız gibi ağlarken ben Ruslarla savaşıyordum.
¡ Yo luchaba con los rusos mientras tú te escondías bajo la cama en pijama llorando como una niña!
Adli tıp ekiplerini kızın evine ve bölgeye gönderiyoruz.
Hemos mandado equipos forenses a casa de la chica y al lugar de la explosión.
Kıpırdama!
¡ Espera!
Vali Raja bana zulanın kayıp kısmını çoktan savaşın finansmanına saydığını söyledi.
El gobernador Raja me aseguró que ya había condonado el alijo desaparecido y que el esfuerzo de guerra sigue siendo la importancia primordial.
Şu bunaklıktan kırılan adam bizi madem götürecek neden oyalanıp duruyoruz?
Si ese anciano de ahí puede llevarnos allí... ¿ por qué seguimos aquí de pie?
Fuchs'a bu altın kafesi alıp kıçına sokmasını söyleyeceğim.
Que Fuchs se meta su jaula dorada por el culo.
Eski kız arkadaşların gibi... arayıp duruyor.
No para de llamar, como si fuera... una de tus exnovias.
Tabii. Ama ayrıca onun kıçına tekmeyi de basıp, yerine de geçmeyi istemiyorlar mı?
Seguro. ¿ Pero no quieren también ponerle un pie en el trasero y tomar su puesto?
Aklınızı başınıza toplayıp bir dahakine adam gibi fikirlerle çıkın karşıma.
Es hora de que afinen sus lápices y mejor que vuelvan con la Traci Lords de las ideas.
kıpırdama 1098
kıpırdamayın 345
kıpırda 270
kıpırdamadan dur 17
kıpırdayamıyorum 23
kıpırdamıyor 16
kıpırdayın 242
kıpırdamayın 345
kıpırda 270
kıpırdamadan dur 17
kıpırdayamıyorum 23
kıpırdamıyor 16
kıpırdayın 242