Kızkardeşim traduction Espagnol
778 traduction parallèle
Ne güzel bir gece değil mi, sevgili kızkardeşim?
¡ Qué noche más bonita, hermana!
Benim de orada yaşayan bir kızkardeşim var.
¿ Saben que tengo una hermana allí?
Noel, bilirsiniz. Kızkardeşim orada mürebbiyedir.
Hoy visitamos la casa de los Sesemann.
Biliyorsun, benim kızkardeşim gibidir.
Tienes que entender algo. Ella es como mi hermana.
Kızkardeşim olan birinin Heathcliff için ters, dilenci kılıklı, kaba, yontulmamış biri olmasından başka birşey düşünmesi imkansız.
Es imposible que una hermana mia considere a Heatcliff como algo más... que un zafio y mal vestido mendigo, grosero y patán.
Çok yakında evlenicek olan kızkardeşim Encarnacion ve Antonio Lopez'e... kısa zamanda yeni bir yer alıcaz.
La boda de mi hermana Encarnación con Antonio López... que se realizará lo más pronto posible.
Sen benim kızkardeşim değilsin.
No eres mi hermana.
Kızkardeşim bu haylaz çocukların alay konusu olurken, burada kalamam.
Me niego a quedarme mientras esas niñas humillan a mi hermana.
- O benim kızkardeşim.
- Es mi hermana.
Tek kızkardeşim kayboldu ve yerel polis onu bulmakta tam anlamıyla yetersiz kaldı.
Mi única hermana ha desaparecido... y la policía local es incapaz de encontrarla.
Eve kızkardeşim, avukatım, annem, dostum, psikiyatristim ve polisim oldu.
Eve se convirtió en mi hermana, abogada, madre, amiga, psiquiatra y policía.
Bakın, beyler, kızkardeşim, birlikte büyüdüğü bir adamla evleniyor.
Mi hermana está por casarse con un hombre con el que se crió.
Kızkardeşim Stella DuBois'yı arıyorum, yani Bayan Stanley Kowalski'yi.
Estoy buscando a mi hermana, Stella Dubois, no, Sra. de Stanley Kowalski.
Bu da kızkardeşim, Blanche DuBois. - Nasılsınız?
Esta es mi hermana, Blanche Dubois.
Kızkardeşim hamile!
- Váyase. ¡ Mi hermana espera un bebé!
Eğer bir kızkardeşim olsaydı Onun Lina'ya benzemesini isterdim.
Te diré, si tuviera una hija... no quisiera que fuera diferente a Lina.
Hatta kendi kızkardeşim.
incluso mi hermana.
Diyelim başaramadım, kızkardeşim, pazarlık gücümüz güçlenir.
Por favor, no hagas el papel de hermana, sólo nos une la ambición.
Benden küçük dört kızkardeşim var.
- ¡ No! ¿ Tanto?
Oh, evet. Kızkardeşim yaşının uygun olduğunu söyledi.
Mi hermana dice que la edad es la adecuada.
Endişelenme kızkardeşim.
Ahora viene, no te preocupes, hermanita.
- Bu kızkardeşim, Amy.
- Esta es mi hermana, Amy.
Dört kızkardeşim var. İyi kızlar.
Tengo 4 hermanas encantadoras, buenas chicas.
O zaten halledildi. Kızkardeşim bana...
Mi hermana me ha dicho que ya está resuelto.
Şu da kızkardeşim Iris.
Ella es mi hermana Iris.
- Küçük kızkardeşim.
- Mi hermana pequeña.
Kızkardeşim Sampson Cole mağazasında çalışıyor.. ... bana da o söyledi.
Mi hermana trabaja para la tienda Sampson y Cole y fue por ella que encontramos esto.
Sel bastı, götürdü, ben ve kızkardeşim Nan hariç.
Una inundación se lo llevó, sólo quedamos mi hermana y yo.
Seni kızkardeşim olarak göreceğimi mi düşünüyorsun?
¿ Crees que te quiero siquiera como hermanastra?
Kızkardeşim seni saraya getirdiğinden beri seni sevdim, destekledim, seni kendi oğlumdan öte tuttum, çünkü sende... diğer insanlardan büyük bir değer ve yücelik gördüm.
Desde el momento en que mi hermana te trajo a la corte, te he querido, te he criado, te he puesto por delante de mi propio hijo, porque vi en ti... más valor y grandeza que en otros hombres.
Pekala, kızkardeşim, fakat beni çok incitiyorsun.
Muy bien, Io haré, pero me haces mucho daño.
O benim kızkardeşim değil.
- No es mi hermana.
O sırada babam ölüydü ve annem ondan sonra uzun süre yaşamadı, ve sonra benim gerçek kızkardeşim Joanna'yı alıp götürdüler, ve ben bundan mutlu değildim.
Mi padre acababa de morir y mi madre no duró mucho más. Se llevaron a Ia verdadera Johanna... - y me quedé muy triste.
Sonra Abigail, taşınırsak iyi olacağını söyledi ve o kızkardeşim olduğunu söyleyecektir ve sonra insanlar acımasız sözler söylemeyecektir.
abigail dijo que sería mejor que nos mudáramos. Se haría pasar por mi hermana y así no habría comentarios crueles.
Bazan, ben de onun benim gerçek kızkardeşim olmadığını anımsamakta güçlük çekiyorum.
A veces hasta a mí me cuesta creer que no es mi hermana.
Onlara Joanna'nın benim kızkardeşim olmadığını söyle.
dígale que Johanna no es mi hermana.
Onlara Joanna'nın benim kızkardeşim olmadığını fakat bana öyle olduğunu söyleten acımasız bir kadın olduğunu söyle.
dígale que Johanna no es mi hermana,... es una mujer cruel que me obligaba a decirlo.
Oh, fakat kızkardeşim ve ben sana olacakları umursarız, Bay Jorgy.
Pero ahora usted nos preocupa mucho.
Kızkardeşim birazdan akşam yemeğini verecek.
Mi hermana ahora Ie trae Ia cena.
Kızkardeşim beni öldürmeğe çalıştı, biliyor musun.
Mi hermana quiso matarme.
Şey, birisinin yapması gerekiyordu. Görüyorsunuz, Bay Jorgy duman yutmuş ve kızkardeşim...
EI Sr. Jorgy se había desmayado... y mi hermana...
Kızkardeşim, Jenny, Alec ile tanışmadan önce hayat dolu, neşeli bir kızdı.
Mi hermana Jenny era una persona buena y agradable. antes de conocer a Alec.
Kızkardeşim Fresno'da seninle çalışmıştı.
Mi hermana trabajó contigo en Fresno.
Kızkardeşim Senyorita Luisa, kızım Maria ve kocası Manuel Arriega.
Mi hermana, Doña Luisa, mi hija María y su marido, Manuel Arriega.
Sonra kızkardeşim önce davrandı.
Luego, mi hermana se me adelantó.
Bak, o benim de kızkardeşim.
Mira, ella es mi hermana.
Bu şirin minik şey de kızkardeşim Connie.
Y esta monada es mi hermana Connie.
Evimde, şöminenin üzerinde annemin resmi varken, ve kızkardeşim üç kişilik biftek hazırlamama yardım ederken.
En mi casa, con la foto de mi madre en la repisa de la chimenea, y mi hermana ayudándome a preparar un gran filete para tres.
Kızkardeşim hakkında ne söyledi?
¿ Qué dijo de mi hermana?
Annem ve kızkardeşim.
- Mi madre y mi hermana.
Ama sen gördün - ben, annem ve kızkardeşim birbirimize çok bağlıydık.
Bueno, mi madre, mi hermana y yo estábamos muy unidos.