Lana traduction Espagnol
6,801 traduction parallèle
- Lana'yı öldürdü.
- El la ha matado.
Lana'yı öldürdü!
¡ La ha matado!
Lana Cleary'nin eski erkek arkadaşı Tommy Littlestone adında biriymiş.
Lana Cleary tenía un ex-novio un tipo llamado Tommy Littlestone.
Görünüşe göre Lana'nın Amiş bir çocukla çıktığını öğrenince üzerine gitmiş.
Al parecer, cuando se enteró de que salía con un chico Amish, la dejó.
- Lana'ya tehdit dolu mesajlar göndermiş.
- Empezó a enviarle e-mails amenazantes.
Yani tahminimce eğer kardeşinin sevgilisi bir Amiş çocukla olaya dahilse, çok uzun sürmez o iş. Ayrıca Lana'nın kız kardeşinin dediğine göre Tommy artık Kırmızı Kemikler'in tam teşekküllü bir üyesi. Evet.
Supongo que la novia del hermano pequeña estaba implicada con un chico Amish, eso no hubiera terminado muy bien.
Yani bana Lana ve Tommy'le ilgili anlatacağın hiçbir şey yok mu?
¿ Entonces no tienes nada que decirme sobre Lana y Tommy?
Lana'nın annesi, kızının öğretmen olacağını söyledi.
La madre de Lana me dijo que su hija iba a ser maestra de escuela.
Koyun "mee" diyen ve üstünde de yün vardır.
El cordero es el que hace "bee" y tiene lana.
Bir tanesi demiş ki, " Biz Lana'nın kardeşleriyiz.
"'Somos las hermanas de Lana', dijo la de en medio.
"Lana iyi mi?"
¿ Está bien Lana? '
Ama Jason Blueford bu tavırlarıyla seni kandırdı ve bu işten sıyrıldı.
Jason acaba de sacar la lana sobre cerros Bluford esos grandes melancolía de la maternidad de la suya.
Herkes geri çekilsin, ışıklar açılana kadar sessizce durun. Andi geldi.
Vale, Andi está aquí.
Yünlü çorap verir misiniz lütfen?
Nos trae unos calcetines de lana, por favor?
Yün. Soba kokusu.
Lana.
"Beyaz yünden bulutlara sarılı"
"Envuelta en nubes de lana blanca"
Bu siktiğimin çukuru kazılana kadar ne saat yedin var ne de burger barın var. Anladın mı beni?
No, no será a las 7 : 00 y no habrá bar, ni hamburguesas de mierda hasta que termines este maldito agujero.
Kısa tüyleri vardır ve derilerinin altında yünlü bir katman vardır.
Tienen plumas cortas y una capa de lana debajo.
Neden, gözlerimizdeki perdeyi kaldırıp,... bize gerçeği gösteren kişi hakkında daha da kötü düşünürüz?
¿ Por qué tomamos tal excepción a alguien tirando de la lana en los ojos?
Çok basit bir alet lazere ya da zaman makinesine ihtiyaç yok yalnızca sakız, misket ve biraz ip.
Es tan sencillo y natural. No necesita láseres o máquinas del tiempo, solo pelotas de goma, canicas y bolas de lana.
İyice giyinmeden çıkmasaydın bari.
Espero que hayas traído tu abrigo de lana.
Onu ezerek yılana benzer bir şekil yapabiliyorsun. Ve sonra onu kendi etrafında sarar ya da dolarsın. Çok kolay.
La aprietas e intentas estirarla como si fuera una víbora... y luego... la enrollas en forma de espiral.
Kemikleri kırılana dek onu dövdüler.
Le golpearon... hasta que sus huesos quedaron hechos añicos.
Lana'yı Abby'e hamile bırakman da mı benim suçumdu?
¿ Dejar a Lana embarazada de Abby, fue tambien mi culpa?
Uykudan bayılana kadar sandalyede oturmak daha kolay.
Es más fácil quedarse levantado en una silla hasta que me quedo dormido.
İlk olduğu zaman izlemeye vakit bulamamıştım, ama şimdi en son adam kurtarılana dek bu kanepeden kalkmayacağım.
No la seguí la primera vez que paso, pero ahora no voy a levantarme del sofá hasta que el último hombre salga.
Sana söyledim, Bu kanepeden kalkmıyorum. tüm adamlar kurtarılana kadar... tüm adamlar!
¡ Te dije que no me movería del sofa hasta que saliese el último hombre!
Sağ ol, ama sanırım çöpe atılana kadar bekleyeceğim.
Gracias, pero esperaré a que lo publiquen.
Frank ve Lana dağılmış durumda.
¡ Frank e lana están con la cabeza hecha un lío!
Frank ve Lana'ya söyle, aklımdalar. Yarın kesinlikle yanlarına uğrarım.
Así que... diles a Frank e lana que pienso en ellos... y por supuesto iré a visitarlos mañana.
Ama açılana kadar bekleyemedin mi?
¿ No podías esperar a que abriera?
Vücudun morarana kadar, etlerin sıyrılana kadar döveceğim seni.
Te golpearé una y otra vez y te arrancare la piel, maldito.
Annenden Lana'ya bakmasını isteyebiliriz.
Preguntemos a tu madre para cuidar de Lana.
Lana nerede?
¿ Dónde está...? ¿ dónde está Lana?
Her şeyi Lana ve senin için yapıyorum.
Todo lo que hago es para tí y Lana.
İçeri gir Lana.
Vuelve dentro, Lana.
- Lana'ya ne söyledin?
¿ Qué le dijiste a Lana?
Eğer arada Lana olmasaydı zaten hiç evlenmeyeceğimizi ikimiz de çok iyi biliyoruz ve düşündüm de...
Y ambos sabemos que si no fuera por Lana, tendríamos Nunca casado, y yo pensamos que...
Lana ile birlikte benden olabildiğince uzağa gitmeniz gerek.
Tú y Lana necesario llegar tan lejos lejos de mí como sea posible.
İyice giyinmeden çıkmasaydın bari.
Espero que lleves ropa de lana.
40 trilyon doları olan adam gözümü korkutmuyorsa siz de kesinlikle korkutmuyorsunuzdur, Bay Lana...
Si un hombre con una fortuna de 40 mil millones no me intimida, mucho menos usted, Sr. Lana- -
Doğru düzgün onarılana kadar ayakkabı tamircisine götürürüm.
Los llevo al zapatero las veces que sea hasta que estén bien arreglados.
Borsa açılana kadar zamanımız var.
Tenemos hasta que se abra el mercado.
Şimdilik öyle. Onu kalıcı kılana kadar.
Por ahora, hasta que lo haga permanente
İnsan bayılana kadar çok fazla acıya dayanabilir.
Ni te imaginas el dolor que es capaz de soportar antes de desmayarse.
İkinci kurban... Monica Albreath'in yüzü dağılana kadar devam eden şiddetli darbeler... Şiddetin dozajı gittikçe artıyor.
La segunda víctima, los golpes repetidos... el insistente ensañamiento en Mónica Albreath... la intensidad aumenta.
Üzerimdeki yüzde 85 pamuklu naylon karışımı.
Este disfraz es un 84 por ciento de lana con mezcla de nylon.
Ta ki koçumun ayak parmağını kırdığım için atılana dek.
Hasta que me expulsaron por romperle el dedo a mi entrenador.
Anlatılana göre, Steve Heymann, MIT danışmanına bardağı taşıran son damlanın Demand Progress adlı oluşumun basın açıklaması olduğunu söylemişti. Aaron bu oluşumun kurucularındandı.
El fiscal Stephen Heymann luego le dijo al consejo de abogados del MIT que la paja que terminó quebrando la espalda del camello fue una comunicado de prensa enviado por una organización de Swartz llamada "Exige Progreso".
Stokçu ile anlaşma yapılana kadar siz deneyeceksiniz. Bu işte sizi görevlendiriyorum.
Y dado que hicieron un buen trabajo... en el caso de los acaparadores, se los estoy asignando.
- Biliyorum ama Lana'nın yanında olmaz.
- Lo sé, pero no con Lana.