Lecter traduction Espagnol
494 traduction parallèle
Siz, Garrett Jacob Hobbes'i ve üç yıI önce de - Dr. Lecter'u yakalayansınız.
El inspector dice que tú cogiste a Garrett Jacob Hobbes y luego al Dr. Lecktor hace tres años.
- Lecter dokuz insan öldürdü. Bizim bildiğimiz dokuz.
- Lecktor mató a nueve personas, ¿ no?
Psikologlara göre Lecter'ın sorunu neymiş
¿ Qué dijo el psicólogo que le pasaba a Lecktor?
Lecter'dan farkı ne? Kurbanlarına ne yapıyor?
¿ El tipo es comparable a Lecktor?
Yarın Lecter'u görmeye gideceğim.
Mañana voy a ver a Lecktor.
- Dr. Lecter, bana yardım etmelisiniz.
Quiero que me ayude, Dr. Lecktor.
Hoşçakalın, Dr. Lecter.
- Adiós, Dr. Lecktor.
FBI AJANI KENDİNİ ÖLDÜRMEYE ÇALlŞAN LECTER'A DANIŞTI
EL AGENTE DEL FBI GRAHAM CONSULTA A HANNIBAL LECKTOR, EL MANÍACO QUE INTENTÓ MATARLO
Dr. Lecter'un hücresini temizlemek isterken, bir şey saklıyordu.
Cuando estábamos limpiando su celda, el Dr. Lecktor escondió algo en un libro.
- Lecter'un kitabında saklıydı.
Oculta en un libro en la celda de Lecktor.
" Sevgili Dr. Lecter, benimle ilgilenmenizden dolayı sevinç duyuyorum.
"Querido Dr. Lecktor : Quería decirle lo mucho que me agrada que se haya interesado por mí".
Sonra notu tekrar yerine koyun ki, Lecter bir şey anlamasın.
Cuando acaben, devolvedla a la celda de Lecktor. Que no sepa que la hemos encontrado.
- Lecter'un tarağından bir saç teli.
- Con pelo del peine de Lecktor.
- Gardiyan, temizlikçi ve Lecter.
- El guarda y el de la limpieza.
Lecter'un buna nasıI cevap vereceği?
Hay que averiguar cómo se supone que debe contestar Lecktor.
Ama burada, Lecter keçeli bir kalemle üzerinden geçmiş ve yırtmış.
Parece que Lecktor marcó esta parte con rotulador y luego la cortó.
Lecter'un kullandığı keçeli kalemdeki boyar maddeler, kızıI ötesi ışıkta saydamlaşıyor,
La anilina de la tinta de los rotuladores como el que usó Lecktor es transparente bajo la luz infrarroja.
Benim ve Lecter hakkındaki yazıları okuyor.
Él lo lee : El artículo sobre mí y Lecktor.
Lecter'un, Diş Perisi'ne "Tattler"'deki küçük ilanları kullanarak cevap verceğini düşünüyoruz.
Creemos que le dijo a Lecktor que le contestara en los anuncios personales del National Tattler. La oficina de Chicago está examinando los anuncios.
Diş Perisi ile Lecter arasında bir haberleşmeye rastladık.
Hemos encontrado la vía de comunicación entre "Pérez" y Lecktor.
Lecter'un cevabını bulduğumuzda, onu bizim cevabımızla değiştireceğiz.
Si encontramos la respuesta de Lecktor, la sustituiremos por la nuestra.
Bizimki de aynı kodla yazıImalı, yoksa Lecter'dan olmadığını anlar.
Y nuestro anuncio debe ir en el código de Lecktor - o sabrá que no es de él.
Lecter İncil'i kullanmadı.
Lecktor no se refería a la Biblia.
- Bu kitap Lecter'da olmalı. - Bunu onun hakkındaki yazılardan biliyor.
"Pérez" nombraría un libro que sabe que Lecktor tiene.
Willingham, Lecter'un hücresinin fotoğraflarını çekmiş.
- El guarda que registró la celda tomó fotos para poder dejarlo todo igual.
Ya Lecter'un ilanı çıksın, şifresini sonra çözeriz, ya da geri çekelim. - Haftaya da kendi ilanımızı yayınlarız.
O el anuncio de Lecktor sale tal cual, o lo retiramos, desciframos el código
Lecter'un ilanın anlamını bilmeden yayınlatmak istemiyorum!
No quiero que salga el anuncio de Lecktor sin saber qué dice.
Bowman, Lecter'un hücresindeki kitaplardan değil, diyor.
Bowman no lo ha conseguido. No son los libros de la celda de Lecktor.
Dinle, Bowman, Lecter'un kodunu çözdü.
Bowman ha descifrado el código de Lecktor en el anuncio del Tattler.
Lecter kızlara saldırdı ve onları öldürdü.
Lecktor atacaba a universitarias y las mataba.
Lecter'un aradığını biliyor musun?
Ha llamado Lecktor.
Dr. Lecter'la görüşmeme izin verildi.
El Dr. Chilton me organizó una llamada con Lecktor.
Bu neden güzel olsun, Dr. Lecter?
¿ Por qué se siente uno tan bien?
Lecter bana bir şey söyledi.
Y Lecktor me dijo una cosa.
- Psikiyatr, Hannibal Lecter.
- El psiquiatra Hannibal Lecter.
Lecter hakkındaki dosya bu.
Aquí tiene el expediente de Lecter.
Lecter yıllardan beri hapiste.
Lecter lleva muchos años en prisión.
- Hannibal Lecter'a çok dikkat et.
- Tenga mucho cuidado con Lecter.
İnan bana, Hannibal Lecter'ı kafanın içinde istemezsin.
Créame, no debe permitir que Hannibal Lecter entre en su mente.
Araştırma açısından, Lecter bizim en değerli varlığımızdır.
Desde el punto de vista científico, Lecter es nuestro ejemplar más valioso.
Eminim harika bir şehirdir, Dr. Chilton ama bana Dr. Lecter ile konuşmam ve öğleden sonra rapor etmem söylendi.
Seguro que es estupenda, Dr. Chilton, pero tengo instrucciones de hablar con el Dr. Lecter e informar esta misma tarde.
Lecter, sekiz yıldır kadın görmedi, eminim.
No creo que Lecter haya visto a una mujer en ocho años.
Lecter düşman olduğunuzu düşünüyorsa belki tek başıma gidersem daha fazla şansımız olur. Ne dersiniz?
Si Lecter cree que usted es su enemigo, tal vez tengamos más suerte si entro yo sola. ¿ Qué opina?
- Dr. Lecter, adım Clarice Starling.
- Dr. Lecter, me llamo Clarice Starling.
Akşam Lecter'ın konuştuğunu, Miggs'in ağladığını duymuşlar.
Lecter estuvo susurrándole toda la tarde mientras Miggs lloraba.
Lecter bunu kendini eğlendirmek için yaptı.
Lecter lo hizo para divertirse.
Lecter hasta kayıtlarını değiştirmiş ya da yok etmiş yani, Mofet isminde birinin kaydı yok, ama... "kendi kendine" sözünün Lecter için çok sahte olduğunu düşündüm ve Baltimore'da olduğunu düşünüp telefon rehberine baktım.
Lecter alteró la mayoría de los historiales de sus pacientes, así que no hay constancia de nadie llamado Mofet, pero pensé que lo de "su interior" era demasiado cursi para Lecter.
Dr. Lecter, şişe içindeki kimin kafası?
¿ De quién es la cabeza que había en el frasco?
Raporumdaki bilgilerden veya Dr. Lecter'in teklifinden hiç bahsetmediniz, efendim.
No ha mencionado nada sobre mi informe ni sobre la oferta del Dr. Lecter.
Lecter şu an nerede?
- ¿ Dónde está Lecktor?
Lecter'u sıkıştırsak?
Ya... ¿ Y si le damos a Lecktor suero de la verdad?