Libera traduction Espagnol
1,427 traduction parallèle
Adli tıp teknisyeni kan örneklerini kirlettiği için katil serbest kaldı.
Un técnico forense libera a un asesino al contaminar muestras de sangre.
O halde Reed McDowd'ı serbest bıraktı.
Entonces Reed libera a McDowdd.
Belki, Osborne'un cinayetini diğerlerinden ayrı tutarsa, aradığı düzeni bulabilir.
Tal vez encuentre el patrón si se libera del tiroteo Osborne.
Yolun yanlış tarafındakigüçlü ama sessiz genç. Kışkırtıldığında "Öfkenin yumrukları" nı kullanmaktan sakınmayan kişi.
El joven fuerte pero tímido que va por el mal camino que cuando se le provoca, libera sus puños de furia.
İçinde, Cohen'e özgü, Cohensi ne Chohenlikler varsa hepsini aradan çıkar.
Libera toda tu Cohenidad, Cohentera y Cohenismos de tu sistema.
İkinci kol.
Libera el secundario.
Gitar yetersizlik hissini uzaklaştırmaya yetiyor mu?
Colgarse una guitarra, ¿ los libera del sentimiento de ineptitud?
Bu çılgın oyunların için vaktim yok! Arkadaşlarımı getir. Biz gidiyoruz.
No tengo tiempo para tus locuras, libera a mis amigos, nos vamos de aquí.
Arkadaşlarımı istiyorum, şimdi!
Libera a mis amigos, ahora.
Hep birlikte, son derece düzenli bir grup oluşturarak kurumuş bir otun gövdesinden tepeye doğru tırmanırlar.
Luego, repentinamente, la pareja se libera de la rama y comienza a deslizarse sobre una soga de moco.
Sinek, bahtsız kuryesini serbest bırakıyor. Karasinek, fazladan yük taşıdığının farkında görünüyor ama bu safrayı atıp kurtulamıyor.
El moscardón libera a su desafortunado mensajero la mosca parece muy consciente de que esta llevando carga extra pero no se puede deshacer de ella
Ve birden tutundukları dalı bırakıp sümüksü bir ip boyunca aşağı doğru kaymaya başlıyorlar.
Luego, repentinamente, la pareja se libera de la rama y comienza a deslizarse sobre una soga de moco.
Çünkü, eğer tek bir arı size saldırırsa petekteki arıların algılayacağı kimyasal bir işaret, bir feromon salgılayacak ve birkaç saniye içinde yüzlerce arı aslında belki de binlercesi demeli, dört bir yanınızı saracak kitle halinde hücum edip sizi sokacak. Bu iğnelerden bir kısmı arı kıyafetini delip geçebilir de.
Porque si una abeja ataca, libera una feromona una señal química que es detectada por las demás en el panal y en segundos serán cientos incluso miles alrededor de uno lanzando ataques masivos y que lo picaran y algunos de esos aguijones pueden traspasar el traspasar el traje
"Arbeit Macht Frei!" "Çalışmak insanı özgür kılar!"
"Arbeit macht frei" "El trabajo libera".
Düdük çaldığımda Romeo'yu serbest bırak böylece Juliet'ine kavuşsun.
Cuando sople mi silbato, libera a Romeo, así vuelve a Julieta. Bien.
Diğerlerini bırak gitsinler.
Libera a los demás.
Ölüm her şeyi küle çevirir ve, böylece, ölüm her ruhu serbest bırakır.
La muerte nos convierte en cenizas y, así libera nuestras almas.
Öfkeni dışa vurmak iyi hissettiriyor, değil mi, Vale?
La sensación es buena cuando se libera el odio, ¿ no Jack?
Ey ölüler, Birnam ormanı yürüyünceye kadar sakın siz de yerinizden çıkıp dolaşmayın.
Bien, la noche de los muertos no debe permitir que levante el día. Y ahora libera a Macbeth, quien debe seguir las fuerzas de la naturaleza.
Bebe'yi bırakın.
Libera a Bebe.
Gülünç yanı modayı hiçe saydığını kanıtlayan bir seçim yaptığını sanırken buradaki insanların senin için seçtiği bir kazak giyiyorsun.
Y es cómico que pienses que escogiste algo que te libera de la industria de la moda cuando estás usando un suéter seleccionado por la gente de aquí.
Ge Li, Prensi bırak!
Ge Li, libera al Príncipe.
Bebek arabasını kurtar oradan!
¡ Libera tu golpe!
Çocuğun gitmesine izin ver!
i Libera al niño!
A Seçeneği çantanın tuzağını kaldırır, sus payımı verirsin.
Opción A... Libera el otro maletín y dame dinero para callarme.
Aklını tüm endişelerden arındır.
Libera tu mente de todas las preocupaciones.
Bilmediklerimiz ise bizi azat eder.
Y lo que no, nos libera.
Söylediğimi yap! Kayıp kişiyi serbest bırak bedel olarak beşini al.
Que las legiones de la oscuridad hagan lo que digo, libera las ataduras de la desaparecida.
Onların ilişkileri de, başka bir yerde kendilerinin gitmesi için kökünü kazıyacağız.
Los lugares de los que se libera para irse a otros.
Tenar'ı bırak!
¡ Ahora libera a Tenar!
Beden veya beynimizde bir duyguyu yaşadığımız an hipotalamus, hemen peptidi oluşturur ve kan dolaşımına salar.
Y justo cuando experimentamos ese estado emocional en nuestro cuerpo o en nuestro cerebro... ese hipotálamo inmediatamente reunirá el péptido... y luego lo libera a través de la pituitaria en el torrente sanguíneo.
Sentox'bu burada serbest bırakırsak 200.000 kişi ölür.
Libera el Sentox aquí y 200.000 personas mueren.
Dövme yaptırınca, beyin haz verici madde olan endorfin salgılar.
Te haces un tatuaje, el cerebro libera endorfinas que causan placer.
Bileklerini kes ve bütün sırlarını serbest bırak.
Abre tus muñecas y libera todo tus secretos.
Vanir'in enerjisi devasa bir ağaçtan gelir.
Cada Vanir libera su energía a través de un árbol en particular.
Kurtuluyor.
Èl se libera.
Oliver sıyrılıyor.
Oliver se libera.
Aklını diğer her şeyden arındır.
Libera tu mente de todo lo demás.
Böylelikle beyin biyokimyası korku, kayıp veya.. mutlulukla ilgili eşzamanlı hisleri serbest bırakır, ya da kendi ve diğerleri arasındaki sınırları.
Y la bioquímica del cerebro libera sentimientos simultáneos de miedo y alegría y pierde por sí mismo o al menos una desaparición de las diferencias entre propio y ajeno.
Bizi bırakırsan, oda seni bırakacak
Si usted nos libera, el comandante lo dejará ir.
Neden bizi bırakıp kaçmıyorsun?
¿ Por qué no nos libera y escapa?
Staf toksin salgılayarak, nöron hasarına neden oluyor. Bu da lezyona yol açıyor.
El estafilococo libera toxinas, provoca neuro degeneración, que hace una lesión.
Moleküllerini serbest bırak, gerisi gelecektir.
Libera tus moléculas, y tu trasero las seguirá.
"Moleküllerini serbest bırakmak" mı?
¿ "Libera tus moléculas"?
Bana Gisborne'u verin Isabella'yı bırakın ve Nottingham'ı bana ve PrensJohn'a verin.
Dame a Gisborne libera a Isabella y luego devuélveme Nottingham a mí y al Príncipe Juan.
Biri kalp krizi geçirdiğinde, vücut, işaretleyici olarak çalışan proteinler salgılar ve biz bunları kanda tespit ederiz.
Ahora, cuando uno tiene un ataque cardíaco, el cuerpo libera proteínas que actúan como marcadores, las que detectaríamos en la sangre.
Kılıcı kır ve iblisleri serbest bırak.
Rompe la espada y libera a los demonios.
Cally'yi kurtarmak, diğer 23 kişiyi öldürmekten onu kurtarır mı?
¿ Salvar a Cally lo libera del castigo por haber matado a otros 23?
Tabi şu lanet coyote... onların bunu yapmalarına izin vermez, ta ki aileleri kurtuluşları için sürpriz bir haraç ödemezse.
El no libera ninguno, hasta que la familia desembolse el impuesto sorpresa.
Ruhunuzu serbest bırakın. Günün 24 saati hizmetler. Şimdi, ağımızda herhangi bir yerde... bilgisayarınızın başında olabilirsiniz.
Libera tu espíritu con servicios, las 24 horas del día ahora tú puedes estar en tu computadora en cualquier lugar de nuestra red no tiene nada que ver conmigo, ¿ de acuerdo?
Francine buraya geri dön!
Abre tu boca, libera tu lengua