Limerick traduction Espagnol
54 traduction parallèle
- Esprili şiir.
- Limerick, sí.
- Limerick'e yürüyeceğiz.
- Caminaremos hasta Limerick.
- Limerick mi?
- ¿ Limerick?
Four Courts'u, Limerick'i ve Cork'u ele geçirmişler.
Ocuparon las Cuatro Cortes, Limerick, Cork.
Telaşlanma, yarı Limerick'li yarı kuzey İrlanda'lı...
No puedes quedarte con él. No te molestes.
-... birini istemem zaten - Hep öyle derler.
No querría nada mitad de Limerick y mitad del norte de Irlanda.
Tanrının dünyayı yarattığını bilmezsen döverlerdi.
Te pegan si no sabes que Dios hizo el mundo. O quién es el santo patrono de Limerick.
Adınız Limerick kökenli değil.
McCourt. Ese no es un nombre de Limerick.
- Rutubet 2 kardeşinizi öldürdü. - Şimdilik burası kuru ve sıcak.
Fue la humedad de Limerick lo que mató a sus hermanitos.
Babam, Limerick'in yollarını avcunun içi gibi biliyordu.
Mi papá conocía esos senderos de Limerick como la palma de su mano.
İş Limerick çimento fabrikasındaydı ama babam yine de gömlek giyip kravat takmıştı.
Era en la fábrica de cemento de Limerick, pero él llevaba corbata.
- Limerick sabah gazetesini efendim. Hayır!
Trozos del Líder de Limerick, señor.
Eğer annen aklı başında Limerickli bir adamla. evlenseydi kuzey İrlandalı Protestan bir saçın olmazdı, biz de geç kalmazdık.
Si tu madre se hubiera casado con un hombre decente de Limerick no tendrías el pelo parado de un protestante de Irlanda del Norte. ¡ Y no estaríamos atrasados!
Limerick sokaklarında ne olup bittiğinden bihaber bir adam için Tanrı büyük olsa ne olur?
Dios quizás sea bueno para alguien, pero no se Lo ve en Limerick.
Limerick'li birinin adı gibi görünsün diye mi Kevin ya da Sean koyacaksın?
Si te asomaras a la ventana y dijeras : Kevin, Sean, entren la mitad de Limerick vendría corriendo.
İsa Mesih, İrlanda'nın en kutsal kenti Limerick'te yetişmiş olsaydı neler olurdu, bize bunu anlatacak.
Nos contará cómo sería si el Señor se hubiese criado en Limerick. La ciudad más sagrada de Irlanda.
Herkes Limerick'in en kutsal kent olduğunu söylerdi. Ama yine de herkes bir sürü insanın neden kiliselere koştuğunu bilirdi.
Decían que Limerick era la ciudad más sagrada pero todos sabían por qué razón siempre había gente en las iglesias.
Çünkü Limerick'te sürekli yağış olurdu ve onlar yağmurdan kaçmaya çalışıyorlardı.
Era porque siempre estaba lloviendo y estaban ahí para resguardarse de la lluvia.
İsa'nın Limerick'te yaşamaktan hoşlanacağını sanmıyorum. Çünkü burada devamlı yağıyor. Shannon nehri taşarak kent sürekli su altında kalıyor.
No creo que a Jesús le hubiera gustado el clima de Limerick porque siempre llueve y el río Shannon mantiene a la ciudad húmeda.
Onlar da hiçbir soru sormadan. akşam yemeğini verirlerdi. Bu nedenle İsa'nın Yahudiler arasında o sıcak ve nemsiz topraklarda doğması güzeldi, çünkü Limerick'te vereme yakalanıp bir ayını doldurmadan ölürdü. Ve Katolik Kilisesi olmazdı.
Así que es bueno que Jesús decidió nacer judío en ese lugar cálido porque si nacía en Limerick, se habría enfermado de tuberculosis y se habría muerto en un mes y no habría iglesia católica y no tendríamos que escribir composiciones sobre Él.
- Limerick'de erkeklerin iki tek attıktan sonra Piccadilly'de gönül eğlendirmelerinin şaşılacak bir şey olmadığını herkes bilir
Más de un hombre de Limerick fue visto retozando por Piccadilly, ¿ no?
Ama Limerick'te gülerler insana.
Pero en Limerick, se reirían de ti.
Limerick'te sadece Tanrıyı, bebekleri ve iyi atları sevdiğini söyleyebilirisin.
En Limerick, sólo se te permite decir que amas a Dios y a los bebés y a los caballos que ganan.
- Limerick'i ziyaret mi ediyordu
¿ Estaba de visita en Limerick?
Limerick'te bilmediğimiz bir tek kapı yoktu.
No hay una puerta en Limerick que no conozcamos.
Eminim ki Limerick hapishanesinin unutulmuş bir zindanında, aile ve arkadaşlarınızdan uzakta çürümek istemezsiniz.
Sé que no quiere languidecer en los calabozos de Limerick lejos de familia y amigos.
Limerick'in her yanında ve ötesinde kendimle uğraşarak işlediğim korkunç günahlar
Theresa en el sofá mis terribles pecados de interferir conmigo mismo masturbándome por todo Limerick.
Bayan Purcell Clohessy, Quigley, Molloy'lar, ve tanıdığım herkes. Fakir Limerick halkının yarısının isimleri buradaydı.
La Sra. Purcell, Clohessy, Quigley, Molloy todos los que conozco y la mitad de los pobres de Limerick están aquí.
- L. I. Merick.
Y Limerick.
Limerick!
Limerick.
Limerick'ten, Bayan Austen.
Limerick, Srta Austen.
Limerick'te kaç kardeşin var, Tom?
¿ Cuántos hermanos y hermanas tienes en Limerick, Tom?
1984'de, Pensilvanya'daki Limerick nükleer santralinde çalışan bir işçi nükleer sızıntıya maruz kaldı ama kaynak santral değildi.
En 1984, un trabajador de la planta nuclear de Limerick aquí mismo en Pennsylvania dio positivo a exposición nuclear. Pero la fuente no era la planta nuclear.
Limerick İrlanda'dadır.
Limerick está en Irlanda.
- Ağıtlarda ve türkülerde tabii ki.
En el canto y Limerick. ¿ Está llorando?
ve James McCormick, Limerick'ten.
Y James McCormick de Limerick.
Hayır, böyle heyecanlı şeyler için Limerick'e inmen gerekir.
No. No, hay que ir a Limerick para hacer algo tan emocionante.
Limerick, İrlanda M.S. 1188
CIUDAD DE LIMERICK, IRLANDA AÑO 1188 D. C.
Eserleri İrlanda'daki Limerick şehrinden Amerika'ya getirdik.
Artefactos que trajeron a EE. UU. desde la ciudad de Limerick en Irlanda.
Dublin ve Limerick'de ipotekler durgun.
Hipotecas hundidas en Dublín y Limerik.
Limerick, Joe.
Limerick, Joe.
Limerick.
Limerick.
Bay Limerick'te olduğunu düşünüyordu.
Pensó que el señor Limerick la tenía.
Adı Joe Limerick.
Llamado Joe Limerick.
Gölü takip et. Limerick yoluna gir. 202'den Exton kestirme yolunu kullan.
Rodea el lago, toma la calle Limerick toma la salida 202 a la carretera de Exton.
Limerick'li birinin böyle yükseleceği kimin aklına gelirdi ki?
Y esto...
Limerick'li azizleri bilemezsen döverlerdi.
Si no sabes recitar el avemaría en irlandés o el pase para ir al baño.
Ve şu halinize baktığında, nasıl kirlenip bozulmuş olduğunuzu gördüğünde. Ağlıyor. Korkuyla duraksıyor.
Llora cuando mira ese largo y horrible paisaje del tiempo y ve horrorizada el espectáculo de los muchachos de Limerick corrompiéndose contaminándose ensuciando sus cuerpos jóvenes que son el templo del Espíritu Santo.
Limerick'li oğlanların kendilerini nasıl kirlettiğini gördüğünde, Kutsal ruhun evi olan genç bedenlerini nasıl aşağıladıklarını gördüğünde, kendileriyle nasıl oynadıklarını gördüğünde...
Interfiriendo con ellos mismos.
- Joe Limerick ölmüş.
Joe Limerick está muerto.
Limerick'ten mi?
¿ Eres de Limerick, entonces?