Limpiar traduction Espagnol
9,848 traduction parallèle
Tüm hastalıklıları ortadan kaldırıp tüm bunları temizlemek için bir planım var.
Deje que me marche, tengo un plan... para aniquilar a todos los infectados y limpiar este desastre.
Biraz sargı bezi al da temizlemeye hazır ol.
Ten la gasa lista para limpiar.
Biz de gider Brooklyn'i temizleriz.
¡ Volver para limpiar Brooklyn!
Tamam, boşaltın.
Muy bien, vamos a limpiar esto.
Üstünü temizlemek için gittiğinde, bilgisayarı sana kalacak.
Cuando se vaya a limpiar, estarás solo con su computadora.
Toparlamaya yardım lazım mı?
¿ Necesitas ayuda para limpiar?
Burayı temizlememe yardım eder misin?
¿ Puedes ayudarme a limpiar aquí arriba?
Bu pisliği temizlememe yardım et.
Ayúdame a limpiar este desastre.
Eski benliğini yıkayıp arındırarak kendini İsa Mesih için temiz hâle getirecekmiş.
Va a limpiar su vieja vida y quedar limpia para Cristo.
Temizliği bitirmemi ister misin, Laura?
¿ Quieres ayudarme a acabar de limpiar, Laura?
Sokaklardaki kizlari toplasaniz nasil olur?
¿ Limpiar de zorras las calles, quizá?
Önce firini temizlemeyi bitireyim mi Laura?
¿ Termino de limpiar el horno antes, Laura?
Kılıcını atıp ardını mı temizleyeceksin?
¿ Vas a arrojar la espada, vas a limpiar tu espalda?
Ama ilk önce duş.. Ki kulağını temizleyebilelim.
Pero primero una ducha para que podamos limpiar esa oreja.
Sadece bu pisliği temizlemeye yardım etmek istedim ama bunu yapamayacağımı şimdi anlamaya başlıyorum.
Solo quiero ayudar limpiar este desastre, pero estoy empezando a darme cuenta de que no puedo.
- Hayır, kardeşini sen almalısın.
No, deberías limpiar a Junior.
Onu tanıyorsam arkasında birkaç ceset bırakmıştır.
Su Sabiendo Estoy seguro de que hay algunos cuerpos para limpiar.
Temizlememe yardım eder misin?
¿ Quieres ayudar a limpiar para arriba?
Kalıp toplamana yardım edemediğimiz için üzgünüm.
Lamento que no nos quedáramos para limpiar.
Ekip, Peralta'nın toplantısı kısa kesildiği için arta kalan zamanı masalarınızı temizleyerek geçirebilirsiniz.
Brigada, ya que la reunión informativa de Peralta se ha acortado, pueden utilizar ese tiempo para limpiar sus mesas.
Dana, hemen solunum yolunu temizlemelisin.
Dana. Dana. Tienes que limpiar la tráquea, ¿ vale?
Ekmek kırıntılarını temizlemek istersen şurada el süpürgesi var.
Hay una aspiradora de polvo allí si quieres limpiar tus migas.
Belki yağmur oluklarını temizlemende sana yardımcı olur.
Quizás podría ayudarte a limpiar los canalones.
Vakti olmayan biri için temizlik yapmaktan daha tatmin edici bir şey yok.
No hay nada mejor que limpiar para alguien que lleva tiempo sin hacerlo.
Ama sıyıracak bir şey kalmamış gibi görünüyor.
Pero parece que no queda nada por limpiar.
- Burayı tamamıyla temizlemeliyiz.
Hay que limpiar completamente este lugar.
Ross'un davetinde seni gördüm. Anladığıma göre Daniel'in ismini aklamak için Emily'ye güttüğün kan davasını bırakmışsın.
Te vi en la recepción de Ross y por lo que vi has dejado de lado tu venganza contra Emily para limpiar el nombre de Daniel.
Belki Dışişleri Bakanlığı ile iletişime geçebiliriz belki biraz baskı yaparlar da bu pisliği temizlerler.
Tal vez podemos contactar al Departamento de Estado, y ver si ellos pueden presionar... intentar limpiar este desastre.
Etrafı temizlememe yardım eder misin?
¿ Me ayudas a limpiar?
Odayı toplamama yardım eder misin?
- ¿ Puedes limpiar la habitación? - Sí.
- Hayır, etrafı toparlamam lazım.
No, me quedaré a limpiar. - ¿ Qué?
- Ne? - Etrafı toparlamam lazım.
- Me quedaré a limpiar.
YayıImaya zamanın varsa, temizlemeye de vardır.
Si tienes tiempo para inclinarte, tienes tiempo para limpiar.
Onun bütün pis işlerini yapmak zorunda değildin. Depodaki her şeyi temizledin. Spencer, Aria ve Caleb'i öldürmek istedin.
No tenías que haber hecho todo su trabajo sucio, limpiar toda la basura del almacén, intentar matar a Spencer, Aria y Caleb.
Yoksa seni öldürüp kanını kedinle temizlerim.
Sino voy a asesinarte y limpiar tu sangre con el gato.
Topları temizliyorduk.
Entonces tendríamos que limpiar las bolas.
- Bunlar danışman mı demiştin? - Senin arkanı temizleyecek dedektifler.
Son los investigadores que van a limpiar tus desastres.
Vicdanını rahatlatmaya mı geldin? Simon'un telefon numarası var.
¿ Solo ha venido a limpiar su conciencia? Tengo un número de teléfono de Simon.
Temizliğine, çamaşırına ve basit işlerine yardımcı oluyordum.
Ahora yo lo ayudaba a limpiar, lavar y manejarse con las cosas prácticas.
- Hadi git de odanı toparla, güzelim. - Harika bir fikir.
Bueno, ¿ por qué no vas a limpiar tu cuarto cariño?
Burayı temizleyebilir miyiz?
¿ Podemos limpiar este lugar?
Belki de adımı - artık her neyse - temizleyebilirim.
Y quizá podría limpiar mi nombre, sea cuál sea.
Şimdi halletmemiz gereken iki olay olacak.
Tendríamos dos comedores para limpiar ¿ Has mirado en el espejo?
Adaletin yerini bulması gerektiğine de inanıyorsun. Bu yüzden sözüne olan sadakatine saygı duysam da benim sadakatim de Daniel'ın adını temize çıkarmak.
También crees que debe hacerse justicia así que, aunque respeto tu fidelidad a la promesa que has hecho, la mía es limpiar el nombre de Daniel.
Adımı aklamama yardım ettin.
Ayudaste a limpiar mi nombre.
Babamı aklamak için Emily Thorne kimliğine büründüm.
Me convertí en Emily Thorne para limpiar el nombre de mi padre.
Babamı aklayacaktım, sonra da ortadan kaybolarak Emily Thorne'u arkamda bırakacak ve hayatıma yeni biri olarak devam edecektim.
Iba a limpiar el nombre de mi padre y... Desaparecer, dejar a Emily Thorne atrás y empezar de nuevo como otra persona.
Evet, burayı temizleyeceğiz.
Sí, vamos a limpiar todo esto.
Katil siyanın vücudunu alkolla temizleyecek kadar akıllı mıydı?
Pero el asesino fue tan listo para limpiar el cuerpo de Sia con alcohol..
Nakliyatı ya da adamlarımı kaybetmekten hiç hoşlanmam. Bu işi temizlemeliyiz.
No me gusta perder un envío o personal, por eso tenemos que limpiar todo esto.
O zaman dağınıklığı sen toplarsın canım.
Entonces puedes limpiar el lío, cariño.