Lodge traduction Espagnol
337 traduction parallèle
Adı Thomas Lodge.
Se llama Thomas Lodge.
Bayan Lodge... eşiniz çocukları hep böyle erkenden götürür müydü?
¿ Salía siempre tan temprano con sus hijos?
Bob, bunlar Lodge'u bulan iki polis memuru.
Estos dos policías encontraron a Lodge.
Lodge'u tam olarak nerede bulduğunuzu haritada gösterin.
Díganme dónde encontraron a Lodge.
Telsize geçip Bayan Lodge'la temas kur.
Comuníquese por radio con la Sra. Lodge.
Lastikler yeni. Lodge'un arabasının lastikleri yeniydi, değil mi?
Y eran nuevos. ¿ No los tenía nuevos el auto de Lodge?
Lodge ve çocukları buraya model uçaklarını uçurmaya geliyor.
Lodge y sus niños jugaban con el avioncito...
Lodge çocukları korumaya çalışıyor. Bir şekilde kurtulup arabaya biniyor ve uzaklaşıyor.
Lodge trata de proteger a sus hijos... y logra huir en su automóvil.
O model uçak Lodge ailesinin çocuklarına aitmiş.
¡ El avión es de los hijos de Lodge!
- Hayır, ama Bayan Lodge'la beraberim. - Buraya giriş yasak.
Está prohibido andar por aquí.
İyi akşamlar Bayan Lodge.
Buenas noches, Sra. Lodge.
Bayan Lodge'a söyleyin, çocuklar hayatta.
¡ Díganselo a la Sra. Lodge!
Geciktiği için özür diledi. Bu, Moose Lodge'un verdiği ilk burs.
Dice que lamenta la tardanza, pero es la primera beca que entrega la Lógia del Alce.
Lodge isimli ihtiyatlı bir delikanlı kamyonetine emniyet kemeri taktırmıştı.
Un joven cauto llamado Lodge... instaló cinturones de seguridad en su Dodge.
Hey, birkaç yıl önce, Sandy'yi Red Lodge hapishanesine koymuşlardı. Yular örüyordu orada.
Muchachos, un par de años atrás, hubieran mandado a Sandy a la cárcel de Red Lodge, a tejer bridas.
- Seaview Lodge'da.
- Al Seaview Lodge.
Söylesenize Dr.Lodge Karınızı ne kadar iyi tanıyorsunuz?
Dígame, Dr. Lodge, ¿ cuán bien conocía a su esposa?
Sanırım onunla Lodge'da tanışmıştık.
Lo conocía vagamente de la Logia.
- "Wine lodge"?
- ¿ El vinatero?
Annemle birlikte Torrington Lodge, Blackheath'te yaşıyorum. Fakat dün gece Bay Oldacre ile işimiz gece geç saate kadar sürdü ve Norwood'da bir otelde kaldım.
Vivo con mi madre, en Torrington Lodge en Blackheath, pero anoche, teniendo negocios hasta tarde con el señor Oldacre, me quedé en un hotel de Norwood.
Babam, merhum Binbaşı John Sholto, Pondicherry Lodge, Yukarı Norwood'a 11 yıl önce yaşamaya geldi.
Mi padre, el Mayor John Sholto... vino a vivir a la Mansión Pondicherry... en Upper Norwood... hace como once años.
Evde olmadığım için üzgünüm, Lodge Hall'a gittim.
Lamento no estar aquí, pero me fui a la posada.
Travel Lodge 410'umuz var.
El Hotel de la carretera 410.
Sen Travel Lodge'ı al.
Yo el Mallory, tú el Travel Lodge.
Evet, ben Truman Lodge. 22 bin.
- Sí, habla Truman-Lodge. 22 mil.
Hepiniz Truman Lodge'u tanıyorsunuz.
Uds. ya conocen a Truman-Lodge.
Senin 500 milyonu kim aldı? Truman Lodge mu?
¿ Quién tiene tus 500 millones?
O da, Lodge Hall'da sahneye çıkmış ve orada beni bekliyorlardı.
El fue al local de la Logia y me esperaban a mí.
Eminim Paul " ün romanlarını bitirebilmek için yıllardır Silver Creek'e geldiğini biliyorsunuzdur.
Sabrá que Paul lleva años yendo al Silver Creek Lodge para terminar sus libros.
Efsanevi Tennille Dupree ve Abanoz Evi'nin babası Max Debuciak, cehennemden çıkma bir gece sunuyor. Imperial Elks Lodge'da, 160 West 129. Sokakta, yani burada.
La legendaria Tennille Dupree y el padre de la casa Ebony, Max, presentan una noche de infierno y castigo en Imperial Elks Lodge, en el 1 60 de la Calle 1 29, oeste, que es aquí mismo.
Harry, aranızda "Beyaz Loca" adında bir yer duyan oldu mu?
¿ Alguno de ustedes oyó hablar de un lugar llamado White Lodge?
Halkımın inanışına göre ; Beyaz Loca insan ve tabiatı yöneten ruhları barındıran yerdir.
Mi pueblo creía que el White Lodge es un lugar donde viven los espíritus que rigen al hombre y la naturaleza.
Bir de Siyah Loca efsanesi var : Beyaz Loca'nın karşıtı.
También hay una leyenda del Black Lodge la sombra del White Lodge.
Siyah Loca'yla yüzleştiğinizde cesaretinizde kusur varsa,... ruhunuzu tamamen yok eder.
Pero dicen que si uno enfrenta el Black Lodge con poco coraje aniquilará tu alma completamente.
Başkan, Vietnam Büyükelçimiz Henry Cabot Lodge ile... ve kabine üyeleriyle görüştü.
El presidente se reunió con Henry Cabot Lodge, el embajador en Vietnam, y con miembros de su gabinete.
Vernon Lodge, Büyük bir ev, Zengin bir adam.
Vernon Lodge la casa grande es un hombre rico.
AVCI EVİNDEKİ GİZEM
EL MISTERIO DE HUNTER'S LODGE
Ben eve dönsem iyi olacak. Bayan Middleton, öğle yemeği için her şeyi hazırladı mı bakayım.
Bueno, más vale que regrese a Hunter's Lodge y compruebe que la Sra. Middleton lo tiene todo controlado para el almuerzo.
Kendi tabancalarından biriyle vurulmuş.
Arriba, en Hunter's Lodge. Le han disparado con uno de sus revólveres.
Biz av evine gidiyoruz, Poirot.
Vamos a ir a Hunter's Lodge, Poirot.
Bisikletle Avcı Evi'ne döner sakal ve geniş bir şapkayla kılık değiştirir.
Con la ayuda de una bicicleta, vuelve a Hunter's Lodge disfrazado con barba y un sombrero de ala ancha.
- Çünkü katil eve giderken bisikleti kullandı.
Fue robada para transportar al asesino a Hunter's Lodge.
Başmüfettiş Avcı Evi'nde telefon var, değil mi?
Inspector jefe, hay teléfono en Hunter's Lodge, ¿ verdad? Sí, lo hay.
Siz Londra'ya seyahat ederken Madam Middleton da Avcı Evi'ne döndü.
Mire, mientras usted sigue viajando hacia Londres, madame Middleton regresa a Hunter's Lodge.
Bu geçici kahya, ailenin Avcı Evi'ne ziyareti için işe alınalı çok olmamıştı.
Esa empleada temporal había sido empleada recientemente para la estancia familiar en Hunter's Lodge.
Eğer bulunup da Mösyö Anstruther onun çalınan bisikleti olduğunu söyleseydi katilin hâlâ Avcı Evi'nin yakınında olduğu ortaya çıkardı.
Si la hubiesen encontrado y monsieur Anstruther la hubiese identificado como la bicicleta que le robaron de la estación, hubiera sido aún más claro que el asesino tenía que ver con Hunter's Lodge.
Beyaz Loca denen bir yeri arıyoruz.
Buscamos un sitio llamado White Lodge.
Bunun "Beyaz Loca" denilen yerle bir ilgisi var mı?
¿ Podría esto estar relacionado con un lugar llamado White Lodge?
Evvel zaman içinde, iyiliklerle dolu bir yer varmış. Beyaz Loca adında bir yer.
Érase una vez, un lugar de gran bondad llamado White Lodge.
Bu Jane foster ın kasedi mi?
-... su encuentro con Jane Lodge.
Eve dönmeliyim.
Tengo que ir a Hunter's Lodge.