Lois traduction Espagnol
6,168 traduction parallèle
Lois, Peter. Olduğunuz yerde kalın.
Lois, Peter, parad ahí mismo.
Sanırım Tanrı'nın iradesiyle her şey mümkün. - Pekâlâ Lois.
Bueno, supongo que a través de la voluntad de Dios, todo es posible.
Scotty tedavi olabilir.
Muy bien, Lois. Scotty puede tener su tratamiento.
Tamam Lois, kediyi beslemeyi ve önce bir kedi almayı unutma sakın.
Bien, Lois, recuerda alimentar al gato, y recuerda conseguir un gato.
- Sanki Lois'le çıkıyormuş gibi.
Como si saliera con Lois.
Lois, Lindsey'i beğenmenin nedeni, sana çok fazla benziyor olması olabilir mi?
Lois, ¿ no crees que tal vez Lindsey te cae bien en parte porque se parece mucho a ti?
Tamam Lois.
Seguro, Lois.
Benim gitmem lazım Lois.
Bueno, debería irme, Lois.
Ne oldu Lois?
¿ Qué sucede, Lois?
- Sana çok benziyor Lois.
Sabes, se parece un poco a ti, Lois.
Duydun mu Lois?
¿ Escuchaste eso, Lois?
Lois, Brian'ı besler ve çocuklara kahvaltı hazırlar.
CASA GRIFFIN - MAÑANA Lois sirve el desayuno.
Lois'in seni yollamadan önce bunları kontrol etmesi gerekiyormuş.
- Wow, parece que Lois debería haber revisado eso antes de enviarte allí.
Çek şu kafanı Lois.
¡ Muévete, Lois!
Dur biraz Lois. Yatmadan bir şey yapmam lazım.
Espera, un momento, Lois, antes de que vaya a la cama solo tengo que hacer una cosa más.
- Lois, o bizim misafirimiz.
Lois, es nuestro invitado.
Lois, cetveli getir. Tekrar ölçeceğiz.
Lois, busca la regla, vamos a medirlo de nuevo.
Buradayız Lois.
Estamos aquí, Lois.
Biliyorum Lois, ama meğer karısı onu evden kovduğu için buraya gelmiş.
Lo sé, Lois, pero descubrí que solo está aquí porque su esposa lo botó.
İşin sırrı Lois, taşı büyük tutacaksın, kuşları da ufak.
La clave para eso, Lois, es piedra grande, pájaros pequeños.
Tamam, öylece dur da Peter'la Lois repliklerini söylesinler.
Ok, ahora solo quédate así y deja que Peter y Lois terminen su cosa.
Aklıma gelmişken, Merdivenler ve Yaylı Boks Eldivenleri Müzesi'ne gittiğimizde bebek Lois'i kaybettikten sonra da para vermemişlerdi.
Sí, pensándolo, ni siquiera pagarían por el feto que Lois perdió cuando fuimos a visitar el Museo de Escaleras.
- Peter, Lois nerede olduğunu sorunca ne diyeceksin?
Oye, Peter, ¿ qué le vas a decir a Lois cuando pregunte dónde estuviste esta noche?
- Eşiniz burada hanımefendi. - Lois!
Tu esposo está aquí, señora. ¡ Louis!
- Selam Lois.
Lois.
- Bak Lois, sadece Mort'a yardım etmeye çalışıyorduk.
Mira, Lios, solo estábamos intentando ayudar a Mort.
Sanırım profile uyuyor Peter. Ama Lois'in kardeşi tımarhanede.
Creo que encaja con el perfil, Peter, pero el hermano de Lois está encerrado en el manicomio.
- Lois, umarım oturuyorsundur.
Lois, espero que estés sentada.
Dur biraz Lois, hızlı şarkılarımla ilgili söylediğine dönmek istiyorum.
Espera un segundo, Lois, quiero volver a lo que dijiste de mi manera de cantar.
- Lois, polisi mi aradın?
Lois, llamaste a la policía?
- Ama Lois, çoktan plan yaptık biz.
Ya hicimos planes.
Lois'le anlaşma yaparken onu başımdan savmaya çalışıyordum.
Cuando le dije que sí a Lois mentí.
- Ne demiştim Lois?
- ¿ No te lo dije, Lois?
Lois, kızgın olduğunu biliyorum, ama bence bu doğru şeyi yaptığımı gösterecek.
Sé que estás molesta, pero creo que esto probará que hice lo correcto.
Yapma Lois, abartıyorsun.
Creo que exageras.
Lois haklı Brian.
Lois tiene razón.
Pekala Stewie, Lois sana bakmamı söylediğin göre belki baba-oğul olarak zaman geçirebiliriz. Şimdi senin penisini ölçeceğim ve sonrada kendiminkini ölçeceğim ve kiminkinin daha büyük olduğunu göreceğiz.
Ya que Lois dice que debo cuidarte pasaremos un tiempo de padre-hijo, así que mediré tu pene y luego mediré el mío y veremos cuál es más grande.
Lois, bunu görmek isteyebilirsin.
Lois, tal vez quieras ver esto.
Lois, Peter'ın programı yerel bir kanalda.
Lois, el programa de Peter está en el canal local de acceso público.
Bu akşam yemeyeceğim, Lois.
No voy a cenar esta noche, Lois.
Sadece bunu unutma, Lois.
Sólo quiero que lo sepas, Lois.
Lois, demin televizyonda Jessica Alba'yı gördüm.
Lois, acabo de ver a Jessica Alba en la televisión.
Sağol, Lois.
Gracias, Lois.
Lois.
¿ Lois?
L-Lois?
¿ Lois?
Tam bir pislik gibi davrandım, özür dilerim Lois.
Actué como un idiota y lo siento, Lois.
Lois, lütfen!
¡ Louis por favor!
İyi gidiyorsun Lois.
Vas muy bien, Lois.
" Çabuk ol Peter!
LOIS : ¡ Apurate Peter!
Şuna bak Lois.
Míralo, Lois.
- Merhaba Lois.
Hola, Lois.