Lot traduction Espagnol
410 traduction parallèle
Geriye baktığında Lut'un karısına ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
- ¿ Sabes qué le pasó a la mujer de Lot? - No.
- Lut'a ne oldu? - Kurtuldu.
- ¿ Qué le pasó a Lot?
Lut'un karısına ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Ya sabes, lo de la esposa de Lot. ¿ La esposa de quién?
- I'm betting an awful lot on that, Plank.
- Es primordial.
Seni buraya getiren sır Gawain belkide yakın dostumuz olan kral Lot'un oğlu olduğunu söylemedi bile.
Sir Gawain, quien te trajo aquí. Quizá no te dijo que es hijo de nuestro amigo el rey Lot.
Lût'un karısını duydun mu hiç?
¿ Has oído hablar de la esposa de Lot?
- Lot.
- Lot.
Al hemen. 500 lot.
Cómprame... 500 acciones.
The way they killed those men, there must be a lot of them.
De la manera que mataron a aquellos hombres, debe haber muchos.
Lut'un karısı gibi durmayın orada!
¡ No se quede ahí como la esposa de Lot!
Ve Abram Tanrı'nın söylediği gibi gitti. Kardeşinin oğlu Lut'u sevdiği karısı Saray'ı kazanmış oldukları bütün malları ve edinmiş oldukları canları aldı ve yabancılar gibi yeryüzünde seyahat ettiler.
Y Abram partió como le había dicho Dios, llevándose a su sobrino Lot y a Sarai, su mujer, a la que amaba, y también todos los bienes, ganado y los esclavos que poseían y marcharon como extraños en la tierra.
Ve tekrar Beyt-el'e geldiklerinde Abram'ın sürüleri ile Lut'un sürülerinin çobanları arasında anlaşmazlık oldu.
Pero cuando regresaron a Bethel hubo contiendas entre los pastores de Abram y los pastores de Lot.
Ya Lut?
¿ Y Lot?
Ya Lut, kardeşimin oğlu Lut?
¿ Y Lot, el hijo de mi hermano?
Kardeşinin oğlu Lut'un kapısında oturduğu şehre.
... donde Lot, tu sobrino, se sienta a la puerta de la ciudad.
Güneş battığında Lut, şehrin kapısında oturuyordu.
Cuando se puso el sol, Lot se sentó a las puertas de la ciudad.
Lut bu kapıda otururdu.
Lot se sentaba en esta puerta.
Lot's Road'un iskele ucunda hemen benimle buluşabilir misin?
¿ Puede venir inmediatamente al muelle de Lot's Road?
# # I've a happy lot
Tengo mucha suerte
Bay Vercotti, sizi kendi çıkarlarınız için Ron'u kullanmakla suçlayanlara ne diyeceksiniz?
Buenas tardes. Me acompaña uno de los especialistas de la piel... más importantes de Gran Bretaña, Raymond lot de Luxe.
Rafine, 96 derecede polarize ve lot 60 açılışta fiyat bile verilmedi.
La refinada, polarizada en 204 grados, y la 60 no se cotizaron en la apertura.
Bu akşam stüdyoda ülkenin önde gelen cilt uzmanlarından Raymond Lüks Yat var.
Me acompaña uno de los especialistas de la piel... más importantes de Gran Bretaña, Raymond lot de Luxe. Yo no me llamo así.
Jack öyle durmaya devam edersen, donup kalacaksın.
Si sigues apoyado en la pala, Jack, te vas a quedar rígido, como la mujer de Lot.
İki lot daha alsak bile beklememiz gerekecek.
Aunque compremos otros dos solares, tendremos que esperar.
Love-A-Lot!
¡ Ama Mucho!
Biliyorum ki üç, "Sir Love-A-Lot!"
Yo te bautizo "Sir Ama Mucho!".
Selam, Love-A-Lot.
Hola, Amo Mucho.
"Love-A-Lot."
"Amo Mucho".
Jack öyle durmaya devam edersen, donup kalacaksın.
Si te duermes sobre esa pala, Jack, te congelarás como la mujer de Lot.
* Ağlayan çok yetişkin adam gördüm *
# I've seen a lot of grown men cry
* Paylaşacak çok şeyim var *
# I got a lot of things to share
* Çok şey feda ettim seni sevmek için *
# I'd give a lot to love you
* Birçok şeyi o zaman *
# A lot of things then
Evet, Sanrım öyle. It's supposed to do a lot of things, and clearing the earth off an escape hatch could certainly be one of them. Vurgulamama izin verin, efendim, Hala deney aşamasındal.
- En cualquier caso su capacidad operativa es inaudita y por supuesto serviría para despejar esa escotilla pero debo recalcar que está en experimentación
Hayır, Salem's Lot'u kastettim.
No, me refiero a Salem's Lot.
Salem's Lot'ta gerçekte ne yapıyor?
¿ Qué estará haciendo realmente en Salem's Lot?
Ayaklanma rüzgarları Jerusalem's Lot'ta esiyordu. Sonradan Salem's Lot diye bilinecek yerde.
Los vientos de rebelión barrieron el condado de Jerusalem's Lot que después sería Salem's Lot.
Salem's Lot bazı erkekler Valley Forge'da savaştılar soğuk, uzun kış boyunca.
Los hombres de Salem's Lot pelearon en el valle Forge sufrieron un largo invierno.
Evet, Salem's Lot pek çok kahramanı feda etti ancak en değerli hazineyi kazandılar :
Sí, Salem's Lot tuvo sus héroes, vivos y muertos habían luchado por el tesoro mas valioso de todos : la libertad.
Salem's Lot'tan ayrılmıyorsunuz, değil mi?
¿ No se irá de Salem's Lot?
Sakin küçük Salem's Lot Kasabası.
En el tranquilo pueblo de Salem's Lot.
Burada, Salem's Lot'da doğmuş.
Nacido aquí en Salem's Lot.
Buradaki her şey bağlantılı. Kasabanın her parçasında görebilirsin.
Todo Salem's Lot está relacionado con la casa
Salem's Lot'ta.
En Salem's Lot.
Yakında tüm Salem's Lot olacak.
Pronto todo el pueblo de Salem's Lot...
Bu Salem's Lot'u temizler.
Pero el fuego purificará Salem's Lot.
- Zafer! Lot, ya sen?
Lot, ¿ y a ti?
Merhaba Lot.
Eh, Lot.
# # He took a lot of knocks to ring that bell
Hizo falta tocar mucho Para sonar esa campana
"When the records are playing, people eat a lot of chicken..."
"... we can rock to and fro and never let go, at the hop, hop, hop. "
"... at the hop, hop, hop. "
"When the records are playing, people eat a lot of chicken..."