English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ L ] / Lukey

Lukey traduction Espagnol

77 traduction parallèle
Ben, Luckey ve Tober... Onlar benim birlikte yaşadığım arkadaşlarım. Biz üçümüz ona Johnny diyoruz.
Tanto yo como Lukey y Tober, unos amigos que viven conmigo, le llamamos Johnny.
Biz, bu kafesin kapısı kapalı kalmalı diye düşünüyoruz.
Por eso Lukey, Tober y yo tenemos una regla de oro :
Shell!
- Mi querido Shell. - Lukey, Lukey...
Sana ihtiyacım var.
- Te necesito. - Lukey...
Selam Luckey, resim nasıl gidiyor?
Hola, Lukey, ¿ qué tal la pintura?
Luckey, haydi dışarıya!
- Lukey, vamos. - Ya voy. Vamos, venga.
Luckey, o çok sinirlendi.
- Lukey se enfadó mucho.
Hastaneye gitmeye hazır.
Ya puede ir al hospital, Lukey.
Lukey, köpekler neden böyle havlıyor?
Lukey, ¿ por qué arman tanto jaleo los perros?
Lukey, aşağı in ve onları karşıla.
Lukey, baja a recibirlos.
Lukey, duydun mu? Ben bu halde inemem.
Lukey, ¿ me has oído?
Lukey, beyefendilerin şapkalarını al lütfen.
Lukey, guarda los sombreros de los caballeros.
Lukey ve ben sabahın beşinde tarlalara gidiyoruz.
Lukey y yo debemos estar en el campo a las cinco de la mañana.
- Brendi isterseniz Lukey hemen getirir.
- Un poco de brandy. Lukey lo traerá.
Lukey, oturma odama brendi getirir misin, lütfen?
Lukey, trae el brandy a mi salón, por favor.
- Lukey?
- ¿ Lukey?
Lukey!
¡ Lukey!
Lukey, tepsiyi aşağı indir ve yemeğin bulaşıklarını yıkamaya başla, olur mu?
Lukey, baja la bandeja y haz lo que tengas que hacer.
Lukey!
Lukey!
Lukey hakkında ne hissettiğimizi biliyor olmalısınız.
Supongo que sabrá cuánto lo sentimos por Lukey.
Lukey böyle olsun istememişti.
Lukey no quiere eso.
- Sen öyle yapmazdın, değil mi Lukely?
Tù nunca harías eso, verdad, Lukey? No.
Üç deyince kaldır Lukey.
Levanta a la de tres, Luke. ¡ Tres!
Tanrı aşkına Lukey!
Maldito Luke.
Luke sevgilim, hadi gel yanıma.
Lukey, ven aquí.
Biz gezeceğiz, Lukey.
Vamos a dar una vuelta, Lukey.
Will ya da ufak Lukey'den daha iyi bir seçenektim. Yaşlıyım.
Mejor yo que Will, o el pequeño Lukey.
Onu duydun Lukey Dayı.
- Ya le has oído, tío Luke.
- Lütfen Lukey Dayı.
¡ Por favor, tío Lukey!
- Hadi ama! - Mecbur değilim. - Lukey Dayım beni kucağına alsın!
- ¡ Quiero que me coja mi tío Luke!
- Bırak istediklerini alsınlar, Lukey.
_ Déjales coger lo que necesiten, Lukey.
Sizi babam Dan Scarlett ve küçük kardeşim Lukey ile tanıştırayım.
_ Me gustaría presentarte a mi padre, Dan Scarlett, y mi hermano pequeño, Lukey.
- Büyük-küçük kardeşim, Lukey.
_ Mi gran hermano pequeño, Lukey.
- Geri dönmene sevindik, Lukey.
Es bueno tenerte de vuelta, Lukey!
- Doğum günün kutlu olsun, Lukey!
- ¡ Feliz cumpleaños, Lukey!
- Doğum günün kutlu olsun, Lukey! - Doğum günün kutlu olsun.
- ¡ Feliz cumpleaños!
Elbette öldürebilirsin, Lukey.
- Claro que sí, Lukey.
Hayır, Lukey'nin futbol maçı var.
- No. Lukey tiene un partido de fútbol.
Lukey sizinle olacak. İçimi rahatlattın.
- Sigues teniendo a Lukey.
Luke, beni duyabiliyor musun?
Lukey, ¿ puedes oírme?
- Lukey!
¡ Lukey!
Dünya'yı kurtarmama yardım ettin Lukeycik.
Tú me ayudaste a salvar el mundo, Lukey.
Ama Lukey'ye göre, bu cebini doldurabileceği başka bir yol sadece.
Pero para el chaval Lukey, es otra manera de llenarse los bolsillos.
- Lukey, herkes yaşlanır.
Bueno, Luke, todos envejecen.
Luki vuki puki.
Lukey pukey wukey.
Becerdin Lukey'cik!
¡ Lo has hecho chico Luke!
Lukey'cik.
Chico Luke.
- Lukey? !
- ¿ Lukey?
- Pekala, Lukey.
- Bien, Lukey.
Ya Bayan Lukey?
La Sra. Lukey.
Gördün mü, Lukey?
¿ Ves, Lukey?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]