English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ L ] / Lustra

Lustra traduction Espagnol

37 traduction parallèle
O boyacı çocuğa yaptığın türden.
Como haces con el chico que lustra zapatos.
Boş zamanlarında böyle şeyler öğrenebilirsin. Botlarımı boyarken.
Puede aprender ese tipo de cosas en su tiempo libre... mientras lustra mis botas.
- Ama Noel'de kimse çalışmaz ki.
- ¡ Pero nadie lustra en Navidad!
"Lustra"
¿ Lastros?
Onu ütüle, bunu cilala.
Plancha esto, lustra aquello.
Bütün dünya ayakkabı cilası Yumurta Foo Yung'ı bekliyordur.
El mundo está esperando saber del lustra zapatos de omelette de cebolla.
Yağla Silahımı, Ben de Seninkini Yağlayayım.
Lustra mi arma y yo lustraré la tuya.
Hizmetçi çocuk. Atımın eyerini cilala.
Muchacho, lustra la silla de mi caballo.
Getirin parlatalım, getirin parlatalım.
" ¡ Lustra tus zapatos!
- Çizmelerinizi nasıl temizliyor?
- ¿ Cómo lustra las botas?
"Wax on! Wax off!"
- Encera. lustra!
Doğru, ama hamle yapmazsak olacak olan bu, ese!
- Ese, La Onda no lustra zapatos.
Ve ayakkabılarımı parlat.
Y lustra mis zapatos.
Her gün cilalıyor musunuz?
¿ Usted lo lustra todos los días?
Homer, kafanı top parlatıcısında mı cilaladın?
Homero, ¿ te lustraste la cabeza en el Lustra Bolos?
Botlarımı parlat.
Lustra mis botas.
Ayakkabı boyacısı bile olsa umurumda değil.
Me daría lo mismo si sólo fuera lustra botas.
Aynı zamanda, eşgalini onaylayan bir ayakkabı boyacımız var.
Mientras, tenemos a un chico que lustra calzado que identificó el dibujo.
Hemen ayakkabılarını parlat.
Lustra tus zapatos ya.
Şu anda "Sil, parlat" aşamasındayız.
Y ahora estamos en el período "encera, lustra".
Cila, temizlik, rot balans ayarı.
Cera, limpieza de chasis, lustra neumáticos. ¿ Qué perfume?
Kızın kafasının üzerinde, şey yaparken izlemek için... Patilerimi cilalarken.
Encima de su cabeza, para cuando ella, ya saben me lustra los cascos.
Bilmiyorum, ama ona direkt olarak iyi birşeyler olmasını istediğimi söyleyeceğim çünkü Johnny Drama artık ayakkabı parlatmayacak.
No lo sé, pero le diré de frente que más vale que sea algo que me guste. Porque Johnny Drama ya no lustra botas.
Eğer ilk heceyi vurgularsan Arapça'da şu demekmiş "yaşlıların ayakkabılarını parlatan çocuk."
Si acentúas la primera sílaba en árabe significa, el niño que lustra zapatos de viejo.
Şey, zaten o ayakkabı parlatan bir pislik.
Pues sí que es una porquería que lustra zapatos.
Karen Cartwright kandırmak için ağartıcı ve mobilya cilasından fazlası gerek.
Necesitas más que lustra muebles para impresionar a Karen Cartwright.
Tüm dünya bok içinde yüzüyor ama altın gibi gösteriliyor.
El mundo lustra la basura y la llama "oro".
Ayakkabılarını parlat, dişlerini fırçala. Tırnaklarını temizle, zamanında orada ol hepsi bu.
Lustra tus zapatos, cepíllate los dientes límpiate las uñas, preséntate a horario, y todo eso.
Düzenli olarak çıkarıyor yani, sadece parmağından çıkarırken cilalanıyor.
Sólo se lustra cuando se lo saca del dedo.
Sanırım "lustra" Latince'de yıkanma, arınma anlamına geliyor.
Creo "lustra" es lavar o limpiar en Latín.
Ben pantolonuna uygun düğme bulurken sen de ayakkabılarını sil.
Lustra los zapatos mientras abrocho el botón de tus pantalones.
Şuna bak, hem yerleri hem de ayakkabıları parlatabiliyor...
Guau, ¡ el limpia pisos y lustra también.!
Vaay, hem yerleri hem de ayakkabıları parlatabiliyor...
¡ Wow! el limpia suelos y lustra zapatos.
Boynuzları parlat.
Lustra los cuernos.
Ayakkabıyı tükürüğünle parlat oğlan.
Lustra ese zapato, chico.
ahlak. ah-lak yamulmuş haldesin zaten, dik durmak için boyunluk takıyorsun hiçbir işciye saygı duymuyorsun, sürekli aşağılıyorsun azıcık gücünün tüm avantajını kullanıyorsun ortalıkta terör estiriyorsun özetleyecek olursak :
E-ti-ca Le lustra tanto los zapatos a sus clientes que debe usar una minerva... ¡ No respeta a sus empleados, los olvida!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]