Lâzım traduction Espagnol
3,531 traduction parallèle
Bana araba lâzım!
Necesito un vehículo!
Araba lâzım mı?
Quieres que te lleve?
- Güç lâzım olacak.
Necesitamos la energía.
Lokantaya yiyecek lâzım.
El comedor necesita alimentos.
Devriye için silah lâzım.
Necesito un arma para patrullar.
Yardım lâzım mı?
¿ Necesitas ayuda?
Bize patlayıcı lâzım.
Necesitaremos explosivos.
- Elim mi lâzım?
- ¿ Mi mano?
Bana araba lâzım!
¡ Necesito que me lleven!
Araba lâzım mı?
¿ Quieres que te lleve?
- Güç lâzım olacak.
- Debemos recargarlo.
Bugün fazladan yardım lâzım mı?
¿ Necesita ayuda hoy?
Sende kliniğin arka girişinin anahtar kartı olması lâzım. Doğru mu?
Tienen tarjetas de acceso a la entrada trasera de la clínica, ¿ no?
Ama kubbenin yıkılmaması lâzım.
Pero esa cúpula no se puede derribar.
Kubbenin yıkılmaması lâzım.
Esa cúpula no se puede derribar.
Jim güçlü olman lâzım, bizim için.
Jim, tienes que ser fuerte, por nosotros.
- Şunu almam lâzım.
Necesito coger algo.
- Şu köşede küçük bir yer olması lâzım.
No pero creo que hay un pequeño lugar en la esquina.
Çöpe atmadan önce tüm bu hapları bilgisayara kaydetmem lâzım.
Tengo que registrar todas las pastillas antes de tirarlas.
- O zaman öğrenmesi lâzım, değil mi?
Bueno, pues, tiene que averiguarlo ya, ¿ no?
- Önce birine merhaba demem lâzım.
- Voy a saludar a alguien antes.
Peki, şimdi gitmem lâzım.
Bueno, me tengo que ir.
İllâ bir şey mi aramamız lâzım?
¿ Tenemos que buscar algo?
Bilmesi lâzım, değil mi?
Debe saberlo, ¿ verdad?
- O benim. Bundan daha hızlı olman lâzım.
Tienes que ser más rápido.
Tamam, adadaki Yakuzaların listesi lâzım.
De acuerdo, necesitamos una lista de - cualquier Yakuza conocido de la isla. - De acuerdo, hablaré con el FBI.
Arkanı kollayacak biri lâzım anne.
Mamá, alguien tiene que cubrirte las espaldas.
Sana cep lâzım.
Aunque sin bolsas.
İnce hareketler, ama sana kancayı takmam lâzım.
Buenos oviemientos, pero tengo que engancharte.
Bir şey lâzım olursa ara.
Llama si necesitas algo.
'Esav'ın İbrahim'le olan bir sonraki randevusunda bizi yönlendirmesi lâzım.
Bien, "Esaú" debe llevarnos a su próxima cita con Ibrahim.
Tyson, İsraillilerle ateşkes yapmamız lâzım.
Tyson, necesitamos un alto el fuego con los israelíes.
Bir şey lâzım mı?
¿ Necesitas algo?
Ama sizin desteğiniz lâzım.
Pero va a necesitar su ayuda.
Başlangıç olarak, Milan Knizac hakkındaki tüm bilgiler. Bir de kişisel bir dosya lâzım.
Para empezar cualquier cosa que tengan sobre Milan Knizac y yo voy a necesitar un archivo personal.
Sağ olması lâzım, şuraya baskı uygulayın.
Lo necesito vivo. Haz presión justo aquí. ¡ Aquí!
Ama bu çocuklara onları ve oyunu anlayan bir adam lâzım.
Pero estos chicos necesitan un hombre que los comprenda a ellos y al juego.
Astrid ilaçlarımı alıyorum ama belki de daha güçlü tedavi lâzımdır. Mesela buz kırıcıyla lobotomi olabilir veya kendimi tımarhaneye kapatayım da...
Astrid, estoy tomándola, pero quizás necesito algo un poco más fuerte, como una lobotomía, o tal vez deberia evitarle a todos el problema
Hayır, bunun için çok geç. Bana gerçek bir torpil lâzım.
Necesito alguien con mucha influencia.
- Düşünmem lâzım. - Ama önce savaşa bir son vermelisin.
Pero primero, vas a tener que parar la guerra.
Biraz geri sarardım ama nefesimi korumam lâzım.
Pude haberle respondido, pero tenía que ahorrar aliento.
O bize lâzım.
Lo necesitamos.
Onu kontrol etmek için bir bahane lâzım.
Solo necesito una excusa para llegar hasta ella.
Güvenlik görevlisinin niye lâzım olduğunu anladım. Şifresi için.
Ya sé para qué necesitaba al guardia, su contraseña.
Kafayı dinlemen lâzım.
Tienes que relajarte.
Ed, gerçekten sakinleşmen lâzım. Ne var? !
Ed, en serio, tienes que calmarte. ¿ Qué pasa?
Ama sembollerle ilgili bir anahtarınızın olması lâzım.
Pero con los símbolos, se necesita una clave.
Jack'in dönmesi lâzım.
Necesitamos a Jack de vuelta.
Yalnızca kazan lâzım ve büyücünün ful ası elimizde.
Sólo nos falta el caldero y se completa la casa de una bruja.
- Aynen öyle. Onları bulman lâzım.
- Sí, bueno, tienes que encontrarlos.
- Telefon lâzım.
- Necesito el teléfono.