Madagascar traduction Espagnol
325 traduction parallèle
Bir keresinde Madagaskar açıklarında güverteden boş bir şişe atmıştım.
Una vez lancé una botella al mar, vacía, en la costa de Madagascar.
" 120 mm silahın üzerindeki notlar, askeriyedeki değişiklik planları topçu sınıfındaki değişiklikler, Madagaskar seferi Tedariği çok zor, sahra topçu sınıfı için yeni manuel vuruşlar.
" Información del cañón de 120 mm, y el nuevo plan de las tropas cambios en la formación de artillería, expedición a Madagascar nuevo manual de tiro de campo, que me fue muy difícil de conseguir.
Aynı sebeple ben de Madagaskar'da saplanıp kalırsam arayacağım kişi belli.
Del mismo modo, si hay problemas en Madagascar, sabrás de mí.
Topluluktaki oyunculardan biri savaşa kadar Madagaskar'da avukattı.
Uno de los actores de este grupo trabajó hasta que empezó la guerra como abogado en Madagascar.
Michel Simon'dan bahsetmiyordum, Madagaskar Emniyet Müdürü Jean Michel'i kastetmiştim.
Hablo de Jean-Michel, director de Seguridad General de Madagascar.
İlaveten, ne Madagaskar'ı ne de arkadaşın Michel'i biliyorum.
Bueno... Y además, no conozco Madagascar ni a tu amigo Michel.
Nisan 1940'ta Antananarivo'da benimle mahkemede olsaydın, sen de aynı şeyi söylerdin.
Y tú me darías la razón si hubieras estado en el Palacio de Justicia de Madagascar en abril de 1940.
Madagaskar'ı sömürü derebeyliğine dönüştürmüş tehlikeli bir zümre.
Por policías que han convertido Madagascar en un feudo de explotación.
Madagaskar'ın emekli askerleri bu teslimiyeti kabul ederler mi?
¿ Cuándo han aceptado los combatientes de Madagascar una capitulación así?
Bu bayan, bu beyler ve şahsım, fiilen birbirlerine hasım olan tüm eski asker gruplarını bir araya getiren yegane konseyin üyeleriyiz.
Esta dama, estos caballeros y yo mismo constituimos un comité único creado por todos los grupos combatientes de Madagascar, en otro tiempo enemigos.
- Madagaskar'ı Fransız tutmak!
Mantener Madagascar como parte de Francia.
İngiltere, Hindistan'la Kanada'yı zaten bizden çalmıştı. Güney Afrika da, daima Madagaskar'ı ve onun zenginliklerini, minerallerini ve diğer varlıklarını isteyegelmişti.
Inglaterra ya nos ha robado los Alpes, Canadá y hace tiempo que Sudáfrica desea a Madagascar y a sus riquezas mineras.
Eminim, hepiniz de kabul edeceksiniz ki burada Madagaskar'da, sadece üç seçeneğimiz var :
Reconocerán, supongo, que aquí en Madagascar sólo tenemos tres soluciones :
Fransa topraklarını terk etmenizi istiyorum sizden. Madagaskar'ı terk etme ihtimaliniz nedir, mesela? Suyla çevrili bir ada, gemi seferleri kaldırılmış, hiçbir harici muhaberesi kalmamış...
Abandonar el territorio francés... yo me pregunto qué posibilidades hay de salir de Madagascar, una isla sin barcos en servicio ni comunicación con el exterior.
Madagaskar'da ilk kez oluyor, çok ciddi bir durum.
El primero en Madagascar. Es muy grave.
- Madagaskar'da kestane falan yok.
Pero no hay castañas en Madagascar.
Gidişine mani olabilirim. Seni Madagaskar'a tutup, beş yılını daha katlanılır hale getirmek için aileni daha sık görmene, onlardan düzenlice haber almana müsaade edeceğim.
Puedo evitar su marcha, mantenerlo en Madagascar, hacer su sentencia más soportable.
Madagaskar'ı yanlarına çekmek üzere bir telsiz yayını oluşturmama yardım etmeleri için müttefik makamlarını ikna ettim.
Convencí a los aliados para que me ayudaran a crear un puesto de radiodifusión para hacer que Madagascar se decidiera a ponerse de su lado.
Hint Okyanusu'nda bir yerde, "Özgür Madagaskar" dost ve düşmanlarına seslendi.
Desde su puesto clave en el Índico, Madagascar recibiría a todos sus amigos.
Merhaba, merhaba Madagaskar!
Hola, hola Madagascar.
Bu akşam "Özgür Madagaskar" sesleniyor.
Aquí Madagascar Libre que os habla cada noche.
Madagaskar'ın politik ve ekonomik bağımsızlığını talep ediyor Müttefiklerin desteğini istiyoruz.
Hola, a todos. Proclamad la autonomía política y económica de Madagascar y apoyad a los aliados.
Vichy, Japonların tıpkı Hindiçini'nde olduğu gibi Madagaskar'ı ele geçirmesine müsaade edecek. Ancak Müttefikler etmeyecek.
Vichy dejará que los japoneses se instalen en Madagascar, pero esperamos que los aliados se adelanten a ellos.
1700 YILINDA MADAGASKAR ADASINDAKİ KORSAN LİBERTATİA CUMHURİYETİ... HİNDİSTAN'A GİDEN BEREKETLİ TİCARET YOLLARI İÇİN... DAİMİ BİR TEHDİT OLUŞTURMAKTAYDI.
En 1700, la República pirata de Libertatia en la isla de Madagascar era una constante amenaza para las ricas rutas de comercio a la India
Kendisinin savaş gemisinde bir araya geleceğiz, ve kararlaştırılan hafta boyunca Madagascar'ın en kuzeyindeki... açıklarda seyredeceğiz.
Me uniré con él a bordo de su buque de guerra, y entonces cruzaremos por el extremo norte de Madagascar
Eğer o gemiye ateş açacak olursak, John Company'in ordusuyla, İngiliz ordusunun yarısı gelip bizi Madagaskar'dan defeder.
Sabe el poder de fuego que tiene ese barco, y luego tendrá al ejército de la Compañía de las Indias Orientales y la mitad de la armada británica arrastrándonos fuera de Madagascar.
Madagaskar'ın canı cehenneme!
Al diablo con Madagascar.
Gerekirse John Company'nin ordusundaki her adam ve İngiliz donanmasındaki... her bir gemi, sizi Madagaskar'daki... sıçan deliğinden çıkaracak ve... iğrenç familyanızdan geriye kalanlarla birlikte zincire vurulacaksınız.
Usted cargará cadenas con el resto de su monstruosa casta. Si lo atrapan, cada hombre de la Compañía de Indias y cada barco en la armada británica lo echará de su agujero de rata en Madagascar.
- Madagascar'a git nereye gidersen git. Yeter ki buradan git.
- Vete a Madagascar vete a cualquier lugar, pero vete de aquí.
Yaklaşık 40 sene önce, yaşlı Madagaskar Yıldızı'nın direğinde dalgalanıyordu.
Ondeó del palo mayor del viejo Star of Madagascar hace casi 40 años.
Madagaskar ile Afrika'nın arasında.
¡ Entre Madagascar y África!
Tam olarak Madagaskar ile Afrika Kıyısı arasındadır.
Están exactamente situados entre Madagascar... y la costa de África.
İddia olunduğuna göre Madagaskar'dan yüklenen papağan sevkiyatı zayi oldu çünkü gemi, yükü planda olmayan bir limana bıraktı ve hava dondurucuydu. - Bütün kuşlar helak oldu.
La demanda es por un cargamento de loros de Madagascar, ocurrió que el barco atracó en un puerto no previsto en donde hacía mucho frío Todas las aves murieron.
Coğrafya bilgim biraz paslanmış olabilir ama Madagaskar rotasında hangi limana uğramış olabilirler bir türlü anlayamadım. Böylesine şiddetli iklim değişikliği olan bir tane üstelik.
Tal vez mi geografía ande oxidada pero no puedo entender qué puerto encontraron desde Madagascar que tuviera un clima tan diferente, dígame...
Kuzeydoğuya, Madagaskar'a doğru yüzüyordu.
Se dirigía al nordeste, hacia Madagascar.
"Hey, Pop, Madagascar nerededir?"
"Oye, papá, ¿ dónde está Madagascar?"
Madagaskar ve Süveyş.
Madagascar y Suez.
Evet. Madagaskar ve Antiller'den gelen beş değişik tütünle de karıştırıyoruz.
Están mezclados con otros cinco tabacos... que vienen de Madagascar y de las Antillas.
Birkaç yıl önce, kıtadaki tüm Yahudileri toplayıp hepsini Madagaskar'a veya herhangi başka bir adaya yığmayı düşünüyordum.
Hace unos años, yo pensaba en sacar a todos los judíos de Europa y llevarlos a Madagascar o a alguna otra isla.
Madagascar Ho'nun hikayesini hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas de la historia de Madagascar Ho?
Madagascar'ı hayal eden küçük adam. Asla 3.
Un hombre que soñaba con Madagascar.
Cayenne veya Madagaskar, onun için fark etmezmiş.
Cayena, Madagascar. No importa dónde.
Madagaskar değil, Tahiti değil, ama Menton.
¡ No de Madagascar, o de Tahiti, sino de Menton, de un pueblo de ahí al lado!
Yoksa Madagaskar mıydı?
¿ O de Madagascar?
Darwin, Madagaskar'da bulunan ve polenleri oldukça uzun, ince bir cumbanın dibinde gizlenmiş olan kuyruklu yıldız orkidesinden özellikle büyülenmişti.
Darwin estaba particularmente fascinado por la orquídea cometa de Madagascar, una flor cuyo polen se oculta en la parte inferior de un espolón muy largo y delgado.
Darwin, doğal seçilim yoluyla evrim teorisi temelinde Madagaskar adasının bir yerinde polenlere erişebilecek kadar sıradışı uzunlukta dillere sahip uçabilen böceklerin olması gerektiğini öne sürdü.
Basándose en su teoría de la evolución a través de la selección natural, Darwin especuló que en algún lugar de la isla de Madagascar, debían vivir insectos voladores con lenguas extraordinariamente largas, suficientemente largas para alcanzar el polen.
1903'te, Madagaskar'da, Morgan atmaca güvesi adı verilen dev bir güve keşfedildi.
En 1903, una polilla halcón gigante, llamada Esfinge de Morgan fue descubierta en Madagascar.
Madagaskar'ın yağmur ormanlarının % 90'ının yok edildiği düşünüldüğünde bu güvenin keşfedilmiş olması daha da ilginç bir hal alıyor.
Es incluso más sorprendente que se haya descubierto la esfinge de Morgan si consideramos que más del 90 % de los bosques lluviosos de Madagascar habían sido destruidos.
Tıpkı Charles Darwin'in Madagaskar civarında yaşayan bir canlıyı tahmin etmesi gibi Wolfgang Pauli adlı bir 20. yüzyıl fizikçisi modern fiziğin temellerinden birini kurtarmak için umutsuzca bir partikülün peşindeydi : Enerjinin korunumu yasasını.
Así como Charles Darwin supo que debía existir una criatura con un pico alargado volando en algún lugar en Madagascar, un físico del siglo XX llamado Wolfgang Pauli... buscaba desesperadamente una partícula para rescatar uno de los pilares de la física moderna,
Lostromo, gemiyi Madagaskar'a çevirin.
Contramaestre, ponga rumbo a Madagascar.
- Madagaskar'a gidiyoruz.
- ¡ A Madagascar!