Mani traduction Espagnol
1,348 traduction parallèle
Şövalye Maninin vücudunu getirdi.
El Caballero vino desde el cuerpo de Mani.
Kaderine mani oldu...
Esquivó su fotografía.
Ne kadar ev terk edilmiş de olsa, okuldan uzaklaştırılmama mani olmadı üstüne 21'ime kadar da araba süremeyeceğim.
Estaba abandonada, pero igual me suspendieron en la escuela y no puedo conducir hasta los 21.
Olmasına mani olabilirdin.
No podrías haber evitado que pasara.
Fikri! İş yapmıyorsun bari benim çalışmama mani olma.
Estás desperdiciando mi tiempo.
Evet. Bu zararlı otlar. Faydalı otların yeşermesine mani oluyorlar.
Saco las plantas malas para que las buenas puedan florecer
Sınava girmesine mani oldu.
Él la impidió ir al último examen.
Şövalye Gregoire de Fronsac ve Mani adı verilen adam ne avcıydı ne de asker.
El caballero Grégoire de Fronsac, y el hombre apodado Mani, no eran cazadores ni soldados.
- Mani, bırak artık şunu. Haklı.
Mani, basta.
Ve ben Mani sayesinde İngilizler'in elinden kurtulup buraya gelebildim.
Mani me salvó de los ingleses en Trois Rivières.
Mani, bir hayvan değil.
Mani no es un animal.
Kızılderililer beyazlarla yatıyor. Mani'nin çocukları var.
Los indios y las blancas tienen hasta niños.
Mani'nin kendi inancı var. O da kendi ülkesinde bir tür, papaz gibi bir şey.
En su tierra era una especie de... cura.
Sen Mani'yle.
Avisa a Mani.
Mani çocuğu buldu.
Mani encontró a la pequeña.
Ya Mani?
¿ Y Mani?
Ava geri dönüyoruz, Mani.
Vamos de caza de nuevo.
- Unutma ki artık sayımız çok az. - Mani ne yaptığını bilir.
Tenemos pocos hombres.
Bence bu işin arkasında bir insan var.
Mani sabe lo que hace. Yo busco a un hombre.
- Mani ateşli silahları sevmez.
No le gustan las armas de fuego.
- Orada iyi anılarım yok. - Ya Mani?
- No todo son buenos recuerdos.
Kabilesini özlemiyor mu?
- ¿ Y Mani? ¿ Echa de menos su tribu?
Sadece Mani kurtuldu. - Nasıl?
El único en escapar fue Mani.
- Evet, Mani?
¿ Mani?
O gece, Mani kendi dilinde ormanın ruhuyla uzun uzun konuştu... ve bundan yakın arkadaşı Fronsac bile hiçbir şey anlamadı.
Esa noche, Mani invocó a los espiritus en un idioma que ni siquiera Fronsac pudo comprender.
Şövalye, Mani'nin cesedinden çıktı geldi.
Fronsac regresó cerca del cuerpo de Mani.
Sosyal hayatına mani mi oluyoruz?
¿ Interrumpimos tu vida social?
Ve şimdi sen araya girdin diye Palmer'a bir şey olursa sen de bu işe benim kadar mani olmuş görünürsün, çünkü bana gıcığın var, onun için bırak bunları.
Si interfieres y algo le pasa a Palmer parecerá que no me dejaste actuar porque tienes algo en contra mía. Así que dejémonos de bobadas.
Bu hastalık, sizin Mr. Hooper'i sevmenize mani oluyor mu?
Mi pregunta es : ¿ Esa enfermedad le impidió amar al Sr. Hooper?
Spike. Ortadan kaybolmana mani olmayayım.
Spike, no dejes que te detenga de no estar aquí.
Abby ilk mani epizodumu geçirdiğimde senden daha gençtim.
Abby yo era mucho más joven que tú cuando tuve el primer episodio maníaco.
Bugün iş yerinde... benimle ilgili kırıcı bir mani gördüm... erkekler tuvaletinin duvarına kazınmıştı :
Hoy en el trabajo, descubrí un injurioso graffiti sobre mí garabateado en la pared del baño. - No.
Bayraklı, küçük insanlı ve fıstıklı otel işi. İş işte.
La reunion en el hotel con las banderas, los hombrecitos y el mani.
Yine yapmana mani olmadı ama.
Eso no te impidió hacerlo anoche.
Polise kasten mani olmaktan ve bir trafik kazasını rapor etmemekten dolayı elimizdesin.
Le tenemos intencionalmente obstruyendo a la policía... -... no informando de un accidente de tráfico. - ¿ Hice informe de ello!
Basit, ufak bir mani
# Sólo una tonadita #
Kapa çeneni fındık taşaklı.
- Cállate, testiculo de mani.
Yerfıstığını.
mani
O mani olur.
Ella no le dejará.
- The Stone Roses'tan Mani.
- Mani de los Stone Roses.
Sadece yukarı çıktığımızda olabilecek duygusal bir sahneye mani olmak istiyorum.
Simplemente no quiero después de esos tremendos arranques emocionales.
- Balıklar, kuşlar işime mani olmuştu.
- Me han echado peces, pájaros...
- İnsanlar hiç mani olmamış mıydı?
- ¿ Personas, nunca?
Onu bulup bana teslim etmen için sana 24 saat veriyorum. Yoksa, adalete mani olmaktan ve adam öldürmeye suçortaklığından sorumlu olursun.
Le doy 24 horas para que lo encuentre y me lo entregue o lo acusarán de obstrucción de la justicia y cómplice de homicidio.
"Fakat bu benim sana uzanmama mani olmadı"
"Pero eso no me impidió llegar a tí."
Ben mani olmayayım.
No te voy a estorbar.
Buna vaktiniz vardı.
Mani tiene sus creencias.
- Ya sen Mani?
¿ Y tú, Mani?
Neyi görmek, Mani?
¿ Ver qué, Mani?
İşine mani olmayayım.
Sigue con lo que estás haciendo.
- Hayır, bir bankta oturmayı teklif ederdim ama başka bir resmi emir buna mani oluyor.
Tampoco podemos sentarnos en las bancas.