Mano traduction Espagnol
60,294 traduction parallèle
Danny'nin, El'in adamlarını ne kadar iyi tanıdığını gördün.
Viste la familiaridad de Danny con esa gente de La Mano.
El'in adamları.
Son de La Mano.
Elim...
Mi mano...
Xiaoguang!
- ¡ Xiaoguang! ¡ Toma mi mano!
Bana elini uzat!
- Dame tu mano.
El'in adamlarının peşindeyim.
Persigo a miembros de La Mano.
El senin yüzünden kazandı.
La Mano ganó por tu culpa.
Aylardır El'in peşindeyiz.
Perseguimos a La Mano durante meses.
El olmalı bu, değil mi?
Tuvo que ser La Mano, ¿ verdad?
El benden çok şey sakladı.
La Mano me ocultó muchas cosas.
El'le savaşırken öldü, değil mi?
Murió enfrentando a La Mano, ¿ no?
El'in zarar verdiği tek insan sen değilsin.
No eres el único al que La Mano le hizo daño.
Bunu yapan El olmalı.
Debe haber sido La Mano.
- El'e mi çalışıyorsun? - Hayır!
- ¿ Estás con La Mano?
Eli bir tuhaftı.
Tenía una mano especial.
Ama sanırım El için çalışıyor.
Pero creo que está con La Mano.
El, tehlikeli.
La Mano es peligrosa.
Adaleti kendi eline alan, kişisel kan davası için zenci bir çocuğu duvara yapıştıran beyaz bir milyarder değilim.
No soy un blanquito millonario que hace justicia por mano propia y lanza a un chico negro contra la pared por venganzas personales.
El mi?
¿ Es La Mano?
Onlar El, onları satın alamazsın.
Son La Mano, no puedes comprarlos.
- Kendilerine El diyorlar.
- Se hacen llamar La Mano.
El olmalı.
Debe ser La Mano.
Siz El'siniz.
Son La Mano.
El, hızlı hareket ediyor.
La Mano está moviéndose rápido.
Onu El'den kurtarmam lazım.
Y ahora tengo que salvarlo de La Mano.
El, ona bir şey yaptı.
La Mano se la llevó y le hizo algo.
El, küresel bir örgüt.
La Mano es una organización global.
El, bunca zamandır ayakta çünkü her daim ferasetli olmayı bildik.
La Mano sobrevivió tanto tiempo porque hemos sido astutos.
Bu söyleyeceğim sizi çok şaşırtabilir ama El umurumda değil.
Tal vez esto los sorprenda pero La Mano no me importa.
Örgütün adı El.
Se hacen llamar La Mano.
Demek ki El'in Iron Fist'le ilgili planını biliyordu.
Él debía saber lo que La Mano planeaba.
Bu örgütü bulup durdurabilirsen amirler elini sıkmak için sıraya girer.
Encuentra y frena a esta organización y los jefazos se morirán por darte la mano.
Bu kapının ardında El'in gerçek gücü yatıyor.
Detrás de esa puerta, está el verdadero poder de La Mano.
K'un-Lun'ı korumak ve El'i yok etmek için ustalarıma yemin ettim.
Les juré a mis maestros proteger K'un-Lun y destruir a La Mano.
El'in tek bildiği şey kavga etmek.
La Mano solo sabe pelear.
Ben El değilim.
No soy La Mano.
Danny'yi kurtarsak bile El'in işini bitirmezsek peşimize düşerler.
Sacamos a Danny, pero si no acabamos con La Mano vendrán por nosotros tarde o temprano.
... El'in yapabileceklerini biliyoruz.
... todos sabemos de qué es capaz La Mano.
Binayı yıkmazsak El, New York'u yıkacak.
Destruimos el edificio, o La Mano destruye Nueva York.
Bunu yaparsak o El canavarları dışında kimse zarar görmeyecek.
Si hacemos esto los únicos lastimados serán esos monstruos de La Mano.
Jessica'nın söyledikleri doğruysa El denen örgüt çok güçlü.
Si lo que dice Jessica es verdad La Mano es una organización poderosa.
El'i sürgün etmekle fazla merhamet göstermişler.
Fueron demasiado piadosos al desterrar a La Mano.
Karşıya geçerken elini tutmak istedi.
Ella hacía que la tomara de la mano cuando cruzaban la calle.
Söyle o eli yeniden tutmak için ne verirdin?
Dígame ¿ qué daría por tomar esa mano otra vez?
Beni bu hâle El getirmedi.
La Mano no me convirtió en esto.
Elimdeydi sadece, neler olup bittiğini bilmiyorum.
¡ Solo estaba en mi mano, no sé lo que es!
Elimde bıçak olduğunu bilmiyordum ve...
No sabía que tenía el cuchillo en mi mano, y...
Tüm o teknik adamlar içlerinden keşke testere kullanmayı bilseydik ağaçtan birşeyler yapabilseydik diyorlar.
Todos los chicos de tecnología secretamente... desean saber cómo usar una sierra de mano, hacer algo de madera.
Amerika yat yarışlarını doğrudan izlediğinde o, bir şekilde, kendisininde Amerikan yat yarışlarında açıldığını hisseder.
Cuando ve el video de primera mano de un miembro... de la tripulación de la Copa de los Estados Unidos, siente en una cierta manera que él ha navegado... en la Copa de los Estados Unidos también.
Aşağıda alçı taşında, bir el izi gördüm.
Vi una huella de mano en un yeso en el sótano.
Hangi elimi kullanıyorsam onu deyin ulan.
Diremos mano que uso de verdad, por Dios.