Maymun traduction Espagnol
5,537 traduction parallèle
- Ya Tanrı aşkına, Finlay işte cüce, maymun suratlı, iyi niyetli herif.
- Por Dios, Finlay es el pequeño, bien intencionado hombrecito mono. Tú...
Maymun ve Şoför.
Es el mono encargado de conducir el auto.
Maymun : Ters istikamette devam ediyor.
Mono, ve al siguiente cruce.
Maymun ve Tavuk, yola çıkın.
Mono y Pollo, hacia allá.
Maymun destek ver.
Mono proporciona apoyo.
Maymun'un takip sahası içindeler.
Entró en el campo de visión de Mono.
, Baba ile oturup gel küçük maymun.
Ven a sentarte con papi, monita.
Önce Volm bizi maymun işçilerine çevirdi. Şimdi de bu mu?
Primero los volm nos convierten en sus esclavos. ¿ Y ahora esto?
Maymun götünden bile kırmızıydı.
Te pones más rojo que el culo de un mono.
Maymun totosundan bile kırmızıydı.
Más rojo que el ano de un mono.
Gümüş Maymun, Doktor Burr'u bana getireceğin konusunda sana güveniyorum.
Silver Monkey, confió en que no fallarás y traerás al Dr. Burr.
Pençe demek, öyle mi Gümüş Maymun?
¿ Garras, Silver Monkey?
Gümüş maymun malikâneye girdiğinde kılıcı gördü.
Silver Monkey vio la espada cuando atacó la mansión.
Gümüş maymun ve suikastçiler birliği ruh alan kılıcın burada olduğunu biliyorlarsa neden hâlâ hayattayız?
Si Silver Monkey y la Liga de Asesinos saben que la espada está aquí ¿ por qué seguimos con vida?
Bu, kızıma ait olan küçük bir maymun.
Esto, esto es un pequeño mono que pertenecía a mi hija
Bir maymuna maymun getirdim.
De un mono para otro mono. Vale.
Dede, oynadığımız oyun yüzünden böyle olduysa bir daha ondan maymun taklidi yapmasını istemeyeceğim.
Si es por culpa de nuestro juego, abuelo, no volveré a pedirle que haga el mono.
AIDS hastası bir maymun bile senden düzgün sunardı.
Fuiste peor conductor que el mono con HIV.
Oz filminde film boyunca komi gibi giyinmiş bir maymun tarafından takip edildim.
En Oz todo el tiempo me siguió un monito vestido como un botones.
Hatta belki sarıkuyruklu tüylü maymun da.
O incluso un mono lanudo de cola amarilla.
Peru'nun, 32 farklı çeşit maymun barındırdığını biliyor musun?
Sabes, Perú tiene 32 especies distintas de monos.
Yaptığına bak, seni tatlı maymun.
Mira lo que has hecho, monito.
Daha sonra onu yarım metrelik dondurma yığınının önünde maymun gibi sırıtırken gördüm.
Doblé una esquina para encontrarlo de pie con un helado suave de 60 centímetros sonriendo como un chimpancé.
Bunu yapan suikastçılar birliğinden Gümüş Maymun'du.
Fue un miembro de la Liga de Asesinos llamado Silver Monkey.
O zamandan beridir kılıçla beraber gözlerden uzak duruyor bir sonraki hareketimi nasıl yapacağımı düşünüyorum ama Gümüş Maymun malikâneye girdiğinde kılıcı gördü ve şimdi onu kendisi için istiyor.
He mantenido un bajo perfil desde entonces tratando de decidir qué hacer pero Silver Monkey vio la espada cuando atacó la mansión y ahora la quiere para él.
Demek istediğim, sen ve maymun adam berabersiniz, değil mi?
Es decir, tú y el mono están juntos, ¿ no?
Gümüş Maymun benim.
Silver Monkey es mío.
Ben de aynısını senin için düşünüyordum Gümüş Maymun.
Justo estaba pensando lo mismo de ti, Silver Monkey.
Kopardığın çiçeğin ne güzel yaprakları var Gümüş Maymun.
La flor que escogiste tiene encantadores pétalos, Silver Monkey.
Bunu yapan Gümüş Maymun...
Fue Silver Monkey el que- -
Sana gelince Gümüş Maymun, çiçeğine kılıçta eşlik etmeyeceksin.
En cuanto a ti, Silver Monkey, no te reunirás con tu flor en la espada.
Aslında Gümüş Maymun'a oldukça minnettarım.
En realidad estoy muy agradecida con Silver Monkey.
Bethanie Ravencroft'un Gümüş Maymun'a komplo kurduğunu biliyordum.
Y sabía que Bethanie Ravencroft conspiraba con Silver Monkey.
Maymun yoktu ki.
Nunca hubo un mono.
Gördüğün gibi eğer güldürmek istiyorlarsa, "maymun" kelimesini vurgulaması lazım.
Bueno, ves ahí, ellos necesitan para golpear la palabra "mono" más fuerte. si quieren obtener una risa.
Ben buradayım, seni ağlayan maymun.
Estoy aquí, mono ceboso.
Hey, maymun, dinle, Kapatmam gerek, fakat senin bir bacak kırmanı istiyorum tamam mı?
Oye, monito, escucha, tengo que irme, pero mucha mierda ¿ vale?
Maymun beyni yediler ve bir sürü böcek vardı.
Cuando comen los cerebros de mono, y estaban todos los insectos.
Bir maymun baştan çıkarıcı olabilirdi.
Un mono sería tentador.
Selam, "gün ışığı." Maymun ağacında ne sallanıyor?
Hola cariño. ¿ Qué tenemos en esa cabecita de mono?
Kalk üzerimden seni koca yeşil maymun.
¡ Quítate de encima, gorila verde!
Bu maymun yaratıklardan birine dönüştü.
se convirtió en una de esas criaturas mono.
Onlar da senin bir maymun olduğunu sanmıştım.
Y ellos creían que tú eras un mono.
Hey, şu maymun görünüşlü çocuğa gününü gösterelim, G.
Oye, entonces démosle una lección a ese mono, G.
Ona anne ve baba boşanmış olsalar dahi hala ateşli maymun seksi yapmayı sevebileceklerini söyledim.
Le he dicho que aunque mami y papi estén divorciados, todavía disfrutan follando como monos cachondos.
Üç numaralı görüntü : Ağzı maymun dolu timsah.
Imagen N ° 3 cocodrilo con la boca llena de monos.
Bir de şu kurbağa ve maymun resmine sinir oldum.
Y el dibujo de la rana y el del mono me ponen los pelos de punta.
İngiliz Zooloji Cemiyeti'nin yardımıyla Peter Dunn'ın kızartılmış akşam yemeğinin uzun burunlu maymun olduğunu söyleyebilirim.
Bueno, con algo de ayuda de la Sociedad Zoológica británica, puedo decir que el asado de la cena de Peter Dunn es un mono narigudo.
Savunduğu maymun teorisi neyse, bayağı dalmış içine!
La que sea su teoría de los monos, la aplicó a los ricos e influyentes.
Hey, pis kokulu maymun.
Hola, monito apestoso.
Hey, pis kokulu maymun.
Hola, mono apestoso.