Menudo traduction Espagnol
11,268 traduction parallèle
Çoğu yerde çoğu zaman görülen insanlar ama asla ikinciye bakmazsınız.
Gente a la que ves tan a menudo en tantos lugares que nunca piensas en mirarles una segunda vez.
Buraya çok sık geliyorum, değil mi?
Estoy aquí a menudo, ¿ no?
İnsanlar genellikle fareleri önemsemez ama oldukça zekidirler, birkaç primat ve insanlar dışında şeye sahip olan -
A menudo, la gente desprecia las ratas pero realmente son muy inteligentes. Uno de los pocos animales, junto con los seres humanos y algunos primates, en poseer...
Melez Hintlilerin böyle bir zorlukla sıkla karşılaştıkları doğru mu Bayan Prasad?
Es verdad, Srta. Prasad, ¿ qué los anglo-indios a menudo se enfrentan... a esas dificultades?
Öyle olsa bile bunu daha sık yapmalıyız.
Igual deberíamos hacerlo más a menudo.
Aslında bunu kendime sık sorarım.
En realidad, me pregunto eso a menudo.
- Evet, aslında bayağı da sık bir şekilde.
Sí, muy a menudo está así.
Sakarlığını ve düşmeleri açıklar.
Eso explicaría sus despistes y que se cayera a menudo.
- Beş tanecik mi? Cahil herif seni.
Menudo bárbaro estás hecho.
Tecrübelerime göre, Bay Won zengin insanların evlerindeki çalışanlar duygusal mobilyalar gibi görülürler.
Bueno, en mi experiencia, Sr. Won, los empleados en las casas de los ricos... a menudo son vistos como poco más que muebles conscientes.
Bu yüzden ev sahipleri toplum içinde söylemeyeceği veya yapmayacağı şeyleri onların yanında yapar.
Como tales, sus superiores a menudo hacen... o dicen cosas en su compañía... que nunca compartirían en público.
Tyler'ın şu makalesi, şerefsize bak.
¿ El artículo de Tyler? Menudo idiota.
İnsan ne rahatlıyor, değil mi?
Chico, menudo alivio... ¿ no?
Zamanda yolculuk çoğu kez öngörülemez ve hâlâ son derece tehlikelidir.
El viaje en el tiempo es a menudo impredecible. Y aún muy peligroso.
Evet, bir yere gitmeyi planladığın oldukça açık.
Sí, menudo viaje estabas planeando.
Bu işlerde en büyük anlaşmalar golf pistinde olur.
Lo mejores acuerdos a menudo se hacen en un curso de golf.
Devamli keske o gunlere donsem diye dua ediyorum.
Cuán a menudo he deseado poder regresar a aquellos días.
"Her insanın çevresinden gizlediği acıları vardır, " çoğu zaman soğuk dediğimiz kişi aslında sadece üzgündür. "
Todo hombre tiene sus penas secretas las cuales el mundo no conoce y a menudo, decimos que alguien es frío cuando solo está triste.
Genelde kader, birimiz beklerken gelir.
A menudo es cuando uno menos lo espera... que el destino llega a nuestra puerta.
Birinin korunmasına tamamen adanmak sık sık çelişkilere yol açabilir.
Comprometerse totalmente a la protección de otro puede a menudo engendrar una clase de paradoja.
Genelde, geçmişte yaptıkları hataları telafi etmek, açtıkları yaraları iyileştirmeye çalışmak için.
A menudo, para reparar un error del pasado, un intento de curar una vieja herida.
Genellikle aranmazlar.
A tiempo parcial, entran y salen, a menudo no se les investiga.
- Blair, sanat eserlerini onaylatmak veya kökenlerini öğrenmek için gelirdi.
Blair a menudo viene aquí con objetos... para autenticarlos o descubrir su procedencia...
Yapabileceğim başka bir şey.
Es algo que debe hacer más a menudo.
Ne vurdu be!
¡ Menudo derechazo!
Bunu daha sık yapmalıyız.
Deberíamos hacer esto más a menudo.
Çünkü neredeyse her zaman hayal kırıklığına uğrarız.
Porque a menudo nos vemos decepcionados.
Onun için sıkça yapmadığı bir şeyi yaparken.
Haciendo algo que creo que no le hacía muy a menudo.
Nathan genellikle bu kadroda golü getiren adam oluyor.
A menudo es el hombre clave.
Yaptığımla övünmesem de çoğu zaman işe yaradı efendim.
No estoy orgulloso de eso, señor, pero, a menudo, funcionó.
Son zamanlarda iç güdülerin benimkilerden daha sıklıklı doğru çıkıyor.
Últimamente... sus instintos han estado en lo cierto... .. más menudo que la mía.
# Ne kahraman ama # # Ölünür onun uğrunda #
* Menudo caballero, Dios, es para morir por él *
# Ne kahraman ama #
* Menudo escudero *
İşkence etkili olmaz karşılık verilse bile.
La tortura es a menudo inefectiva, incluso contraproducente.
Trajedi genelde komedi cephesinin ardında pusuda bekler.
La tragedia a menudo se esconde tras la fachada de la comedia.
Ne zaman bir şey kaybetsem, çoğunlukla bildiğin bir şey, kendim gizliden giderim, tamam mı?
Cada vez que pierdo algo, lo cual, como bien sabes, es a menudo, voy de encubierto como yo mismo, está bien?
Gangi, saç şekli ne güzeldi.
Oh, Gangi, menudo peinado llevaba.
- Çok yüksek sesle ve çok sık.
Muy alto y muy a menudo. Sí.
Genellikle, açıklamak güzel doğruları verir.
Ya sabes, a menudo revela grandes verdades.
Ve bildiğimiz üzere, Kudüs'te bir şeyin görüntüsü en az kendisi kadar inandırıcıdır.
Y como sabemos, en Jerusalén, la apariencia de una cosa es a menudo tan potente como la cosa misma.
Owen Wister tarafından " Virginian'sık sık görülüyor - - Mükemmel ilişkinin romantik illüstrasyon olarak - - İdeal adam ve ideal kadın arasındaki -
"El virginiano" por Owen Wister es visto a menudo... como una ilustración romántica de la relación perfecta... entre el hombre y la mujer ideal... encontrarse, enamorarse y casarse.
Bir zamanlar çok oldu.
Sí, muy a menudo.
Sık sık sana geleceğim.
Nos veremos a menudo.
Genellikle kazanmanın anahtarı doğru parçayı feda etmekte yatar.
A menudo, la clave de la victoria está en la elección de la pieza correcta... para sacrificar.
Ne ahmak çocuk.
Menudo imbécil.
Bazen şarkı da söylüyorum ama çok sık değil.
Toco la batería. Y a veces canto, pero no tan a menudo.
Ne adam ama, ha Amca?
Menudo tipo, ¿ eh, tío?
Küçükken pek göremediği için kızına yazmış bu şarkıyı.
La escribió para su hija... porque no la veía muy a menudo mientras ella se hacía mayor.
Mesleğin sonucu bir çok takıntılı kişiliklerin ilgisini çekiyorsun.
La gente de su profesión a menudo atrae a personalidades obsesivas.
Dua etmeyi bu kadar sık unutmam garip.
Es raro cuan a menudo olvido hacerlo.
Artık buraya daha sık gelmeliyim Marcy.
Tendré que volver un poco más a menudo, Marcy.