Merak edecek bir şey yok traduction Espagnol
106 traduction parallèle
Merak edecek bir şey yok.
No tenéis nada de qué preocuparos.
Üstat, merak edecek bir şey yok.
¡ No hay de qué preocuparse!
Merak edecek bir şey yok.
Nada en el mundo puede preocuparle.
- Merak edecek bir şey yok, boşver.
- No te preocupes. Olvídalo.
Şimdi, bak, sevgili dostum, merak edecek bir şey yok.
- Oiga, amigo, no se preocupe.
Merak edecek bir şey yok.
No tengo que preocuparme.
Kendisi iyi olduğu sürece, merak edecek bir şey yok gibi.
Si le va bien, yo estoy feliz.
Merak edecek bir şey yok.
No te preocupes.
Merak edecek bir şey yok.
- No tiene que preocuparse.
Sadece düştü. Merak edecek bir şey yok. Koç!
No hay por qué preocuparse.
- Merak edecek bir şey yok.
- Nada de lo que preocuparse.
Merak edecek bir şey yok...
- Sí. No hay por qué preocuparse, no...
Evet, bu konuda merak edecek bir şey yok hanımefendi.
Sí, no necesita preocuparse por eso.
Ama merak edecek bir şey yok, dedin?
Entonces, ¿ no hay de qué preocuparse?
Bu çiftin normalde olması gerektiği gibi gün ışığında değil de böyle erken saatte evlenmesi hakkında konuşacak ya da merak edecek bir şey yok.
Quiero decir, sobretodo, que venir aquí no es ninguna maravilla. Y no hay que murmurar, porque estos dos jóvenes celebran... el santo matrimonio por la mañana temprano. Y no como normalmente hacen todos, con la luz del sol.
Oh, merak edecek bir şey yok.
No tiene por qué preocuparse.
Merak edecek bir şey yok.
Ahora, no te preocupes.
Merak edecek bir şey yok.
Nada de que preocuparse.
Yapmış olduğunuz operasyonla ilgili merak edecek bir şey yok artık!
Con razón ninguno de los 2 podía operar.
Merak edecek bir şey yok. Sadece arabayı çarptım ve tekrar çalıştıramadım.
Un pequeño golpe pero no pude ponerlo en marcha de nuevo.
- Merak edecek bir şey yok komutanım.
señor. - Cierto.
Merak edecek bir şey yok.
Esta no caerá.
Uyuşturucu baskını Reub. Merak edecek bir şey yok.
Es un adicto vendía droga, no te preocupes
Merak edecek bir şey yok.
No tiene por qué preocuparse.
Merak edecek bir şey yok Marvin.
No hay de que preocuparse.
Merak edecek bir şey yok.
Todo está bien.
Söylemiştim. Merak edecek bir şey yok.
Te dije que no te preocuparas.
Merak edecek bir şey yok, Monica.
No tienes nada qué preguntarte.
Merak edecek bir şey yok.
No se preocupen.
Merak edecek bir şey yok Bayan.
Nada de que preocuparse, señora.
Yine de merak edecek bir şey yok.
Sin embargo, no hay por qué preocuparse.
Merak edecek bir şey yok.
No hay por qué preocuparse.
Bence merak edecek bir şey yok.
No me preocuparia.
Dave, bak beni dinle. Merak edecek bir şey yok.
Dave, no te preocupes.
Merak edecek bir şey yok.
Pero no se preocupe.
- İyi, umurumda değil ki, kalmam imkansız, merak edecek bir şey yok.
- Bien, de todas formas no me preocupa, no puedo decaer, asi que, no te preocupes.
Merak edecek bir şey yok.
No se preocupe, Sr. Knapp.
Merak edecek bir şey yok.
Todo saldrá bien.
- Merak edecek bir şey yok.
Me preocupa la próxima muda de ropa.
Merak edecek bir şey yok.
No tienes por qué preocuparte.
O zaman merak edecek bir şey yok.
Entonces no se preocupe.
Çocuklar, merak edecek bir şey yok.
Chicos, no tenemos por qué preocuparnos.
Cukor dedi ki : " Merak edecek bir şey yok.
Cukor dijo : " No os preocupeis.
Merak edecek bir şey yok.
- Sí. Sí, no pasa nada.
Merak edecek bir şey yok.
No hay de qué preocuparse.
- Merak edecek bir şey yok.
Todo está bien. No hay de qué preocuparse.
Merak edecek bir şey yok.
Nada de qué preocuparse.
Jeffrey ile ilgili merak edecek bir şey yok.
No te preocupes por Jeffrey.
Bu kırık sadece düşmenden kaynaklanıyor. Bence merak edecek bir şey yok.
Una fractura es mala pero yo digo que no es nada.
Senin bodrumunda yarım zekalı bir şey kilitli değil ve merak edecek bir karın da yok.
No tienes a ningún imbécil encerrado en el ático... ni ninguna mujer de qué preocuparte.
Şimdi hepiniz gerçek milyonerlersiniz, merak edecek hiç bir şey yok.
Ahora que son millonarios no tienen nada de que preocuparse.